TÜSİAD Başkanı Boyner, gündemdeki önemli olayları Özlem Dalga'ya değerlendirdi. İşte ayrıntılar:

Ankara ziyareti ardından Bloomberg HT yayınında konuğum olan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’den Başkanlık koltuğunda ilk 6 ay değerlendirmelerini alma fırsatım oldu. Başkanlık koltuğuna oturduğundan beri cesur açıklamaları ile dikkat çeken Boyner, “ Ekonomiden dinamik yapı istiyorsak anayasa seçimden sonra yeniden yazılmalı” dedi. Ümit Boyner, “Anayasa değişiklik paketine evet ya da hayır demiyoruz ancak cumhurbaşkanlığının giderek daha siyasi bir hüviyet kazanmasına karşıyız”dedi. İşsizliğin yüzde 10 rakamına düşmesinin çok kolay olmadığını dile getiren Boyner kıdem tazminatı sorununun çözülmesi gerektiğini söyledi ve “yumruklarımızı açmamız gerekiyor” dedi. İşte Ümit Boyner’den gündemdeki tartışma konularına cesur cevaplar:

-TÜSİAD Başkanı olarak 6 ay nasıl geçti?
Çok yoğun geçti. Türkiye’de yaşanan gelişmeler üstünde durmamız gereken sorunlardı. Pragmatik bir programımız var bunun da temeli Demokratikleşmenin tam olması bunun da adına verimli tabanlı büyüme dedik. Dış ilişkilerde yaşanan gelişmeler, referandum kararına kadar olan süreç, ekonomideki gelişmeler, küresel krizin etkileri, dış ilişkilerdeki gelişmeler, Ortadoğu’daki gelişmeler İsrail olsun İran olsun. Yani bakarsanız çok yoğun geçti.

-TÜSİAD’ın ilişkileri sizin döneminizde nasıl?
Biz baştan beri açık kapı politikası uygulamak istedik. Çünkü demokratikleşmede sivil toplum örgütlerine çok görev düşüyor. MÜSİAD,DİSK gibi bir de Anadolu’daki sivil toplum örgütleriyle sıcak ilişkilerde olmaya özen gösterdik.

-TUSKON ve MÜSİAD ile tatlı bir rekabet içinde misiniz?
Rekabet etimizi düşünmüyorum çünkü içeriğimiz farklı. Birbirimizi tamamlayan yönlerimiz daha fazla.

— Yılın ilk 6 ayında bütçe gerçekleşmelerinde görülen vergi artışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Olumlu bütçe performansı yılın 2. yarısında da devam etmesini bekliyor musuz?
Krizden çıkarken Türkiye’nin hızlı hareket ettiğini düşünüyorum. Türkiye mali kuralını kanunlaştırabilirse, Türkiye kendini farklılaştırabilecek. Mali kural çok önemli öngörülük açısından. Büyümeyle birlikte zaten bizim cari açığımızda bir artış olacaktır. Ara malı ve yarı mamul ithal eden sanayi yapısından biraz daha farklı bir sanayi yapısına geçmemiz gerekiyor. Cari açığımızın sebeplerinden biri bu. Bunun için bir yuvarlak masa yapacağız. Başbakan’ı da çağırdık. Makro ekonomiden biraz daha mikro ekonomiye geçiş istiyoruz. Makro anlamda Türkiye büyük rol kat etmiştir.

—Mali kural yasa tasarısı meclis tatile girmeden yasalaşacak mı sizce?
Bizim Ankara’dan aldığımız izlenimler yasalaşacağını gösteriyor. Mali kural Türkiye’nin diğer ülkelerden farklılaşması açısından çok önemli. 26 Temmuza kadar vakit var. OVP yanında mali kuralın yasalaştırılması hayatımızı kolaylaştırır.

—Cari açığın nasıl finanse edileceği konusunda ikna oldunuz mu? Türkiye’nin ticaretinde ham maddede dışa bağımlı olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mali disiplinin devam etmesi ve orta vadeye uyumda önemli. Mutlaka Türkiye’nin dış yatırıma ihtiyacı olacaktır. Orda da mali kural öngörülebilirlik açısından önemli. Sanayinin daha rekabet gücü yüksek, Türkiye’nin katma değeri daha yüksek üretime geçmesi önemli. Türkiye bir İskandinav ülkesi gibi teknolojiyi inovasyona dönüştüren, uzun vadede istihdam yaratabilen bir kapasiteye sahip değil. Eğitimle iş gücünün üstünde durulması gerekiyor. Bu çok kapsamlı.

—Nisan ayı işsizlik rakamları yüzde 12’ye geriledi. Başbakan işsizlik 2 ayda yüzde 10’a inecek demişti bu mümkün mü?
Geçen seneye göre az da olsa bir büyüme var. İşsizliğin bir bölümü artık yapısal hale gelmiş. Ulusal istihdam paketi de buna bir çözüm bulmak için. İşsizliğin azalması büyümemize bağlı. Türkiye ancak yüzde 5 veya6 büyürse yeni iş imkânları doğabiliyor. Sendikalarla uyum, eğitimde gelişmişlik ve vasıfların iş taleplerinle uyumu önemli. İşsizliğin yüzde 10’a gerilemesi yapısal kısmını ele alırsak çok kolay değil. Uzun süre işsiz kalmış bir kesim var ve beyaz yakalı bunlara nasıl iş imkânı sağlayacağız? Çok kolay görünmüyor.

—Başbakan’ın dediği gibi Her sanayici 1 işçi alsa sorun çözülür mü?
Kaynak lazım. Türkiye bu kaynağa çok hızlı gelemez. Bölgesel kalkınmışlık farklarımız var. Güneydoğuda alt yapı yatırımları yapmak gerekiyor. Altyapı yatırımlarının yapılması lazım.
Kıdem tazminatı hala sendikalarla anlaşılmış bir konu değil. Kıdem tazminatı sorunu çözülmeli, yumruklarımızı açmamız gerekiyor. Türkiye OECD ülkeleri arasında yüksek bir iş gücü maliyetine sahip. O maliyetin aşağı inmesi lazım. Kapsayıcı bir ulusal istihdam politikası uygulanması gerekiyor. İstihdam yaratacak yatırım için altyapı projelerine destek olunmalı.

—TÜSİAD’ın 40 yılında ne değişti?
Biraz konjoktürel gelişmelere de bağlı başkanların sesinin çıkması. Türkiye’nin değişim dinamiklerine ayak uydurmaya çalışıyoruz. 40’ıncı yılımızı kutlayacağız. Daha demokratik, daha şeffaf ve kurumsallaşmaya daha çok önem veren ülke haline geliyoruz. Hesap verebilme adabınla yaşayan bir derneğiz. Biz kendimizi bir sivil toplum örgütü olarak tanımlıyoruz. Daha militer bir ülkeydik şimdi kendi sorunlarımızı tartışabiliyoruz. TÜSİAD da kendini bu dinamizme uydurmak zorunda.

—TÜSİAD’ın geçmiş dönemlerde hazırladığı anayasa taslakları ve referanduma sunulan anayasa taslağı ne kadar örtüşüyor?
İçinde temel hak ve özgürlükler arasında maddeler var hem de yargıda bir takım değişiklikler var hem de cumhurbaşkanının yetkileri üzerinde değişiklikler var. Yaş konusu önemli. Anayasa mahkemesinin yapısı ve cumhurbaşkanı yetkilerinin üzerinde değişik fikirlerimiz var. Bunları hükümetle paylaştık. Ayrı oylayalım dedik olmadı.
Biz evet veya hayır demiyoruz. Biz kavramlar ve yetkiler üzerinde konuşuyoruz. Pakete göre Cumhurbaşkanının yetkisi çok yükseliyor. Cumhurbaşkanı YÖK’’e kendi siyasi görüşlerine göre atama yapıyor. Biz bunu çoğulculuk ilkesi açısından doğru bulmuyoruz. HSYK’ya direkt yaptırıma karşıyız. Anayasa mahkemesinin siyasi karar vermeden uzak durması zor oluyor. Yargı iktidarın tekeline girmemeli!

—Peki, Yeni anayasa paketi ile Özelleştirmede yargı engeli son buluyor mu?
Özelleştirmeyi Türkiye yapabildi. Üyeleri değiştirerek bunu sağlamaya çalışıyoruz anayasayı değil.

—Eylül’de Halkın önüne çift sandık gelme ihtimali var mı?
Sayın Başbakanın söylediğine ben inanıyorum. Ak partinin erken seçime gidilmemesi konusunda bir kararlılığı var. Belki Temmuz olmazda Mayısa alabilirler. Eylülde olabilecek gibi görmüyorum.

—Önümüzdeki 5 yılda seçim yüklü bir sürece girerken iş dünyasının ekonomiyle ilgili beklentileri neler?

Kırılganlık açısından daha güçlüyüz. Bugün mali kural bile gündem dışı kalmış durumda. Siyaset gündemi değiştiriyor. Mali kuralın geçmesini istiyoruz. Ve ticaret ve borçlar kanunun geçmesini istiyoruz. Ekonomide dinamik yapı istiyorsak Anayasa’nın yeniden yazılması gerekiyor. Seçimden sonra anayasanın yeniden yazılması gerekiyor. Anayasanın baştan yazılmasından bahsediyorum. Türkiye’nin vatandaşı devletin önüne koyan bir anayasa yapması şart. Anayasanın sivil olarak yazılması lazım.

—TÜSİAD üyeleri doğuya neden yatırım yapmıyor?
Yatırım şartlarını oluşturmak önemli. Yatırım doğru yatırım ortamı ister.Bu küresel bir gerçek, yatırımcı belli şartları arar. Doğuda bu şartları oluşturmak çok önemli Biz Siadlara destek veriyoruz. Bizim çalışma programımızda önemli bir yere sahip. Bölgesel kalkınmalara ihtiyaç var. Bölgenin rekabet gücünü artırmak zorundayız. Özel sektörle devlet beraber hareket etmeli. Güneydoğu Anadolu’da, İş gücü ve iş gücünün eğitimi,alt yapı yatırımları önem arz ediyor. Özellikle ulaşım ve enerjide. Rekabet ortamını da artırmak ve Kobilerin de etkinliklerinin artırılması gerekiyor.Türkiye Kobi düğümünü çözmeden sürekli büyüme ve de istihdam yaratmaya geçemez.    Kalkınma ajansları arasındaki rekabeti artırmak gerekli. Hükümet altyapı yatırımlarını yapar ve teşvik sistemini buna göre düzenlerse TÜSİAD üyeleri de doğuya yatırım yapar.  Bunlar olursa neden yatırım olmasın?

—Döviz kuruyla ilgili tartışmaşlara TUSİAD hangi cepheden bakıyor?
Biz dalgalı kur sisteminden yanayız. TL’nin yılbaşından beri değerlenmesi piyasanın yarattığı bir şey. Risk yöneteceksiniz. Serbest piyasada bunlar olur.

 
— Avrupa kapısında daha bekler miyiz? AB üyeliği Hükümetin önceliğinden düştü eleştirilerine katılıyor musunuz?
AB biraz ekonomik ve yapısal konularına odaklanmış durumda. Bizim AB vizyonundan ayrılmamamız lazım. Perspektifte bir kayma olabiliyor. Büyüme gelişmekte olan ülkelerde olacak. O ülkelerde ticaret ve yatırım önemli o yüzden de o ülkelerle ilişkilerde öncelikli mi acaba diye sormalıyız. Şeffaflığı açısından AB önemli.


Haber Türk