İstanbul Sanayi Odası'nın Tepebaşı'ndaki yönetim binasında düzenlenen Aylık Olağan Meclis Toplantısı'na katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, sanayicilerin sorularını yanıtladı. Bozdağ, hükümetin Kıdem Tazminatı Fonu'nu hayata geçireceğini söyledi.

İş Mahkemeleri'nin sürekli çalışanlar lehinde karar vermesinden şikayetçi olan bir sanayiciye yanıt veren Bozdağ, iş mahkemelerinde meslekten olmayan hakimlerin görevlendirilmesine ilişkin bir taslak üzerinde çalıştıklarını söyledi. Bozdağ, Hakimler, verdikleri kararlarda, kabul ötesinde hak ve hakkaniyet neyse onun gereğini yapmalıdır. Şu anda bizim yasalarımız bu konuda işçi lehine veyahut da işveren aleyhine yorum yapma konusunda ne hakime ne de başka birine yetki vermemektedir. Sadece hakkı tespit edip, sahibine teslim etmesi konusunda düzenlemeler vardır dedi.

İŞ MAHKEMELERİNDE MESLEKTEN OLMAYAN HAKİM GÖREVLENDİRİLMESİ

Bozdağ, Öncelikle iş mahkemeleri, ticaret mahkemeleri ve tüketici mahkemelerinde meslekten olmayan hakimlerin görevlendirilmesidir. Şu anda bu konuda Anayasa'da bir engel var. Eğer yeni Anayasa çalışmaları elverirse, meslekten olmayan hakimleri, bu mahkemelerde görevlendirme imkanı bulabildiğimizde, dosyaların bilirkişiye gitmesi de ortadan kalkacaktır. İş mahkemesinde işçi temsilcisi de var, işveren temsilcisi de var. Zaten oy çokluğuyla karar çıkıyor. Herkes oturulur, dinlenir, karar verilebilir. Türkiye bunu yapabilecek imkana sahiptir. Maalesef Anayasal engelimiz var. Anayasanın ilgili maddesinin değiştirilmesini hedefliyoruz. Yeni Anayasa içerisinde İnşallah olur. Eğer yeni Anayasa konusu hayata geçmezse bile, bunu biz hayata geçirmek için her türlü girişimi yapacağımızı buradan ifade etmek isterim diye konuştu.

KIDEM TAZMİNATI FONU

Kıdem ve İhbar Tazminatı konusunda yöneltilen bir soruya da yanıt veren Bakan Bozdağ, sorunun büyük bir sorun olduğunu söyleyerek, Sadece işveren için değil, işçiler için de büyük bir sorun. Burada ben Türkiye'deki sendikaların kıdem tazminatı fonuna neden karşı çıktıklarını hâlâ anlamış değilim. İşçinin menfaatine yüzde bin, yüzde milyon olan bir düzene niye karşı çıkıyorlar anlamış değilim dedi.

İşçinin kıdem ya da ihbar tazminatı alamadığı zaman mahkemeye gittiğini hatırlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aylarca yargılamalar sürüyor. Yargıtay dosyayı onaylıyor. Ondan sonra geliyor. Şirket ortada yok. Parayı tahsil edebiliyor mu Yok. Türkiye'de mahkeme yoluyla kıdem ve ihbar tazminatı tahsil oranı tamamıyla işçilerin aleyhinedir. Hükümet olarak biz diyoruz ki, fon kuralım. Fonda parası yatsın. Yarın işyerinden ayrıldı, gitsin hesabından parasını çeksin. Ne mahkemeye gitsin ne avukata gitsin. Ne işveren 'Ne olacak' diye kaygı duysun ne de işçi kaygı duysun. Böylesine, herkesin menfaatine olan bir düzen kurulmak isteniyor ama Türkiye'de sendikalar, 'Biz yeri göğü yıkarız' diye konuşabiliyorlar. Ben buradan işçi kardeşlerime diyorum ki, kıdem tazminatına karşı çıkan sendikalarınıza söyleyin, 'Benim yararıma olan şeye niye karşı çıkıyorsun' Bana sendikalar lütfen anlatsınlar. Hükümetin önerdiği kıdem tazminatı fonunun hangi önerisinin, hangi harfi, hangi virgülü işçinin aleyhinedir İşçinin lehine olan bir şeye sendika karşı çıkabiliyor."

"HÜKÜMETİMİZ FONU HAYATA GEÇİRECEKTİR"

Hükümetin ve işverenin kıdem tazminatı konusunu yeterince anlatamadığını söyleyen Adalet Bakanı Bozdağ, "Yüzde 100 işçinin lehine olan bir şeyi hayata geçirmeyi maalesef başaramadık. İnşallah yeni dönemde hükümetimiz atması gereken adımı atacak, işçilerimizin de, işverenlerimizin de hukukunu koruyacak, kıdem tazminatı fonunu hayata geçirecektir" dedi.

ERGENEKON VE BALYOZ YARGILAMALARI

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, aynı davada farklı mahkemelerin birbiriyle çelişen kararlar verdiğini hatırlatan bir sanayiciye yanıt verirken de, Ergenekon ve Balyoz davalarını örnek gösterdi. İki mahkeme arasındaki farkın izah edilebilir olması gerektiğini belirten Bozdağ şunları söyledi:

Mahkemenin biri karar verdi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis. Süreli hapis cezaları verdi. Sonra dosya yeniden görülme durumuna geldi. Mahkeme heyeti değişti. Değişen yeni heyet, herkesin beraatine karar verdi. Benim Adalet Bakanı olarak, sizlerin de vatandaş olarak hepimizin şunu sorması lazım; bu kararı verenler Türkiye'nin birinci sınıf hakimleri mi Birinci sınıf hakimleri. Peki bu karar verilirken Anayasa aynı mı Aynı. Ceza Usul Yasamız aynı mı Aynı. Ceza Yasamız aynı mı Aynı. Dosyamız aynı mı Aynı. Peki nasıl oluyor da birilerinin ağırlaştırılmış müebbet gördüğü yerde, öbürü beraat görüyor. Hepimizin böyle yanlışlık yapanlar karşısında dimdik durmamız lazım. Ama ne oluyor Bir kısım Ergenekoncu, Balyozcu oluyor. Onların lehinde karar verenleri hukuk kahramanı ilan ediyor. Öbür kısmı onlara karşı oluyor, onlara ceza vereni kahraman ilan ediyor. Ortada büyük bir vahamet var. Kahramanlık falan yok. Hepimizin itiraz edeceği bir durum var. Onun için bizim hep beraber kalkıp, 'Böyle bir şey olamaz, olanlarla ilgili HSYK gereğini yapsın' dememiz lazım. Ama olanla ilgili gereği yapıldığında da herkes, 'Niye yaptınız' diye ayağa kalkıyor. Ama hepimizin yanlışa karşı 'Yanlış' demeyi, yanlış yapanlara karşı 'Bunu yapamazsınız' demeyi şiar edinmemiz gerekiyor. Türkiye yargı konusunda maalesef bunu başaramadı. Siyasetin adalet konusunda uzlaşması lazım. Belki her konuda ihtilaf edebiliriz ama adalette ihtilaf etmememiz lazım...


Özgür ALTUNCU - Yaşar KAÇMAZ/DHA