2011’de bir fide bayiinden aşılı karpuz fidesi satın alan Ziraat Mühendisi Hakan Taşgit, Adana’nın Köylüoğlu köyünde babasına ait yaklaşık 7 dekarlık alanda örtü altı karpuz ekti.
Hasat olgunluğuna ulaşan karpuzların, 'görünüm ve içsel kalite olarak' sorunlu olması nedeniyle pazarlamayan Taşgit, uğradığı maddi kaybın tazmini için yargıya başvurdu. Taşgit, zarar tespiti için önce Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dilekçe verildi. Seralarda yapılan incelemelerde bilirkişi olarak görev yapan Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nebahat Sarı mahkemeye sunduğu ilk raporda, “Tespite konu karpuz Crisby F1 çeşidi değildir. Zira meyve şekli, kabuk deseni, kabuk deseni, kabuk kalınlığı, et rengi ve tohum özellikleri Crisby F1’den oldukça farklıdır. Sera ve tarlalara dikilen karpuzun hem görünüm hem de içsel kalite olarak hiçbir ticari değeri bulunmamaktadır. Sonuç olarak, üreticinin bakım işlemlerini yerinde ve zamanında yapmasına karşılık, kaliteli ürün elde edememe sebebinin satın alınan fideden kaynaklandığı kanaatindeyim. Bu durumda üreticinin kötü vasıflı fide dikmekten dolayı oluşan zararı 13 bin 21 TL olarak tahmin edilmektedir.” ifadelerine yer verdi.

2.Sulh Hukuk Mahkemece yapılan zarar tespiti sonrası Hakan Taşgit, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde firma aleyhine 13 bin 21  TL’lik ‘alacak’ davası açtı. Mahkeme, bilirkişi olarak ikinci kez Prof. Dr. Nebahat Sarı’dan rapor istedi. Sarı, hazırladığı raporun sonuç bölümünde, "Üreticinin bakım işlemlerini yerinde ve zamanında yapmasına karşılık, kaliteli ürün elde edememe sebebinin satın alınan fideden kaynaklandığı... Davacının kötü vasıflı fide dikmesinden dolayı zararının olduğu kesindir. 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’na göre, zararın dava konusu fideyi satan yada satanlardan tahsili gerekir." görüşlerini bildirdi.

13 BİN TL CEZA

Mahkemeye ayrıca mali bilirkişiden de görüş aldı. Davada, fide bayiinin, davacının iddialarının ‘asılsız, soyut’ ifadelere dayandığını ileri sürerek, suçlamaları reddetti. Firma, avukatı ile yaptığı savunmada, "Davacı hiçbir şekilde söz konusu fideleri satın almamıştır. Almış olsaydı buna ilişkin fatura, irsaliye, teslim fişi olurdu." dedi. Bayiye fide satan firma ise davacı ile aralarında fide satışına ilişkin ticari bağ olmadığını, fidelerin kendilerine ait olduğunun kanıtlanmadığını vurgulayıp, davanın reddine karar verilmesini istedi. Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, bu talebin reddine, bayinin ise Hakan Taşgit’e 13 bin 21 TL tazminat ödemesine karar verdi.

Avukat Necmettin Şen, müvekkili Ziraat Mühendisi Hakan Taşgit’in üniversitede edindiği bilgi ve deneyimleri değerlendirmek amacıyla karpuz ekmeye karar verdiğini söyledi. Bilimsel kurallara göre yapılan dikimde hasat sırasında karpuzların ‘içinin boş, değişik renk ve kabak tadında’ olduğunun görüldüğünü dile getiren Şen, “Kamu yarı bakımından bu davaya bakıldığında, çiftçi fide alırken mutlaka kurumsal nitelikteki firmaları tercih etmeli. ?Aksi halde bizim davada olduğu gibi? sorun çıktığında bayiinin ürün aldığı ana firmaya ulaşmakta zorluk çıkıyor. Bizim davadan sonra fide bayisinin bütün faaliyetlerini sona erdirdi. Şu anda mahkemenin verdiği tazminatı tahsil edemiyoruz. Zarar eden müvekkilimiz alacağını temin etmediğinden aile düzeni bozuldu. Kötü bir firma aylarca süren emekleri heba ettiği gibi insanların sosyal düzenini de bozabiliyor.” diye konuştu.

 Kabak aşılı karpuzla ilgili ‘doğru ve yanlış’ bilinen bilgilere dikkat çeken Şen, “Kabak bitkisi haşerelere karşı çok dayanıklı bir bitki. Dolayısı ile kabak aşılı karpuz ekildiğinde diğer türler kadar zirai ilaç kullanmaya gerek kalmıyor. Daha natürel olabilir. Doğru yapılması halinde kabak aşılı karpuzda lezzet ve sağlık yönünden hiçbir sıkıntı yoktur.” şeklinde konuştu.