AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Akuğur, dövizle kiralamanın son bulması nedeniyle mevcut sözleşmelerin TL'ye çevrilmesi gereken 30 günlük sürenin sonra erdiğini söyledi.

Gayrimenkul satış ve gayrimenkul kira sözleşmelerinin yurt içinde yerleşik kişiler açısından TL'ye döndürüleceğini aktaran Akuğur, şunları kaydetti:

"İş sözleşmeleri bazı istisnaları bünyesinde barındırıyor. Türkiye'de faaliyet gösteren yabancılar ya da yabancı sermayeli şirketlerin Türkiye'deki sözleşmeleri istisna olmak üzere geniş kapsamlı hizmet akitlerinde de döviz endeksli olanlar TL'ye dönecek. Bizler Türkiye'de kurulan ilk uyuşmazlık çözüm merkezi olarak toplum barışına da katkı sağlamak adına bu dönüşümde ara buluculuk müessesinin kullanılmasını düşünüyoruz. Faydalarının oldukça fazla olduğuna inanıyoruz."

Akuğur, kur farklarıyla ilgili konuların mahkemeye dönmemesi, önleyici hukuk sisteminin bir arabulucu nezdinde geliştirilmesi ve arabulucu nezdinde menfaat ve ihtiyaçlara uygun çözümlerin bulunmasının mümkün olduğunu anlattı.

Arabulucuğun bu konudaki avantajlarına işaret eden Akuğur, "Türkiye'de 1 yıldan beri dava şartı arabuluculuğu, 3 yıla yakın süreden beri de ihtiyari arabuluculuk biliniyor. Toplum ihtiyaçlarını karşılayan bir müessese. Uyuşmazlıkları davaya döndürmeden çözme imkanı var." diye konuştu.

"Türkiye'de yaklaşık 12 bine yakın arabulucu var"

Mehmet Akuğur, döviz cinsinden TL'ye dönüşlerde de arabuluculuğun toplumsal barışı sağlayıcı aktivitesine devam etmesinin mümkün olduğunu belirterek, "Varılan sonuç kesinleşmiş mahkeme hükmünde. Mahkemenin neticesinde verilecek kararı taraflar kendi iradeleriyle kendi menfaat ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde verebiliyor." şeklinde konuştu.

Arabulucuğun, bu yöntemle tarafların etkin iletişimlerini artırdığını dile getiren Akuğur, "Varmak istedikleri sonuçlar oldukça ekonomik ve hızlı. Bu noktada yeni yapılan sözleşmeler damga vergisinden bile istisna sağlayacak surette. 60 liraya yakın bir masrafta damga vergisi ödenmiş bir sözleşme mahiyetinde. Biz arabulucular, bu uyuşmazlıkların mahkemeye dönüşmeden çözümlenmesi noktasında her türlü desteğe hazırız." ifadelerini kullandı.

Akuğur, şu bilgileri verdi:

"Örneğin kira sözleşmelerinde taraflar mutabakata varamazsa 2 Ocak 2018 tarihli kur esas alınacaktır deniyor. Taraflar arasında mutabakata varılamaması noktası tebliğ ve tarafların öncelikle bunları konuşmasını ve kendi özgür iradeleriyle belirlemesini düzenlemiş. Bu noktada çözüme kavuşturulamazsa düzenleyici otorite olarak Bakanlığın belirlediği kur üzerinden dönüşüm zorunlu hale geliyor. Taraflar eskiye nazaran, örneğin gecikmiş bir kira borcu var şimdi de bunu döviz cinsinden TL cinsine alacaklar. Hem gecikmiş borçlarını hem döviz kuruyla ilgili kendi belirleyecekleri rayiç değerdeki kiralara da yakın noktaları kendi aralarındaki iletişimi artırarak belirleyebilirler. Böylelikle kiracı, kiraya veren ilişkileri mahkemeye dönüşmeden sulhen bu barış yöntemiyle çözümlenebilir."

Türkiye'de yaklaşık 12 bine yakın arabulucu bulunduğuna işaret eden Akuğur, "Bunların çoğu Adalet Bakanlığı sicilinde kayıtlı. Oradan arabuluculara ulaşabilirler. Türkiye'de 30'u aşmış arabuluculuk merkezi bulunuyor. Bunların iletişimi internet üzerinden çok kolay bulunabiliyor." diye konuştu. 

"Arabuluculuk süreci bir fırsat"

Uluslararası Arabulucular Derneği Başkanı Akuğur, taraflardan birinin arabuluculuk merkezine başvurmasının yeterli olduğunu belirterek, "Karşı tarafla telefonla veya yazılı temasa geçiyoruz. Onlara bir toplantı tarihi bildiriyoruz. Onlarla ilgili bu uyuşmazlığın birebir görüşmelerini yapıyoruz. Sonra bir toplu görüşme ile müzakere masasında arabuluculuk yöntemleriyle bu konuyu çözümlüyoruz." şeklinde konuştu. 

Akuğur, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Davalaşmak ve kavga etmek en kolay şey. Barışmak daha zordur. O nedenle barışı tercih etmek ve toplumsal huzurun tesisi için önce birbirini anlamak lazım. Tarafların birbirini anlayabileceği, ihtiyaçlarının ne olacağını, belki birbiriyle bu konuda hiç konuşmamış ama sen bana ihtarname gönderirsen bu davaya döner hırsıyla ve husumetiyle hareket etmelerini önleyici bir ortam yaratıyoruz onlara. O yüzden davanın çözüm değil, arabuluculuğun taraflar arasındaki ihtilaflarda çözüm olduğuna inanıyoruz."

Bazı sözleşmelerin TL'ye dönüşünün 14 Ekim itibarıyla zorunlu hale geldiğini vurgulayan Akuğur, "Bunlar karmaşık sözleşmeler olabilir. İçinde sadece bedelle ilgili kısımlar değil, diğer hükümleri de taraflar görüşmek isteyebilir, onun için arabuluculuk süreci bir fırsat." diyerek sözlerini tamamladı.

Sözleşmelerdeki döviz cinsi ve dövize endeksli bedeller ve ödeme yükümlülükleri

Bu arada, 13 Eylül 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara ilişkin 06 Ekim 2018 tarihli Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayımlanan Tebliğ hükümlerine göre, döviz cinsinden veya dövize endeksli sözleşmelere ilişkin önemli düzenlemelere gidildi. Bu kapsamda Türk parası ile yapılması zorunlu sözleşmeler ve istisna kapsamındaki sözleşmeler 25 başlık altında yeniden düzenlendi.

Karar, yurt dışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan gerçek kişiler ile şirketler, dernekler ve vakıflar dahil tüzel kişileri kapsıyor.

Tebliğ uyarınca, Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik ofisi, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, yüzde 50 ve üzerinde pay sahiplikleri bulunduğu şirketler ile doğrudan ya da dolaylı olarak sahipliklerinde bulunan şirketler de Türkiye’de yerleşik olarak değerlendirilmekte olup kapsam dâhilinde tutuldu.

Türkiye’de yerleşik kişiler, Tebliğdeki sınırlamalar saklı tutulmak şartıyla, konut ve iş yeri dâhil gayrimenkul satış ve kiralama sözleşmelerini, iş ve eser sözleşmelerini ve tebliğde belirtilen istisnalar dışındaki aracılık ve danışmanlık dâhil hizmet sözleşmelerini kural olarak döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapamayacak.

Tebliğde ayrıca hangi sözleşmelerin döviz cinsi veya dövize endeksli düzenlenebileceğine dair ayrıntılı istisnalara yer verildi. 

Taraflara bu noktada, Türk parasına dönüş için iki seçenek sunuluyor. Bunlardan birincisi; sözleşmelerde yeni bir bedel belirlemek konusunda tarafların karşılıklı olarak mutabakat sağlaması, ikincisi ise bu mutabakatın sağlanamaması halinde 2 Ocak 2018 tarihli TCMB efektif satış kurunun temel alınarak sözleşme bedellerinin yenilenmesi...

Arabuluculuk, gerek döviz cinsi veya dövize endeksli sözleşmelerin TL’ye dönüşmesinde taraflar arasında tebliğin düzenlediği şekli ile karşılıklı mutabakatın sağlanmasında örneğin aralarında geçerli olacak kurun belirlenmesinde ya da yeni bedellerin belirlenmesine hizmet ediyor. (AA)