ANKARA - Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, 1 Ocak 2013'ten itibaren ‘kredi skor puanı’ verirken sadece banka hesaplarına değil vergi, cep telefonu, su ve elektrik borçlarına da bakacaklarını söyledi. Akdeniz, "Riski alan herkes, vadeli mal satan, biriyle bir ortaklığa giren, birine kızını veren bizden rapor isteyebilir" diye konuştu.

Bankalar Birliği'ne bağlı faaliyet gösteren Kredi Kayıt Bürosu (KKB) yeni yılla birlikte Türkiye'de risk anlayışını değiştirecek yeni bir sistem başlatıyor. Bugüne kadar sadece kredi kartı ve bireysel kredi borçlarını takip eden ve ilgili kişiye bunun karşılığı bir skor veren KKB, 2013'ten itibaren kişi ve şirketlerin ödeme yaptığı birçok noktadan borç bilgilerini alarak kayıt altına alacak. KKB bünyesinde oluşturulan ve Merkez Bankası'ndan devir işlemleri devam eden Risk Merkezi, yeni dönemle birlikte cep telefonu operatörlerine olan borçlar, vergi borçları, elektrik, su, doğalgaz ve benzeri borçlarını da izlemeye alacak. Kurum böylece bankacılık sisteminin yanı sıra sistem dışındaki ticari ve bireysel borçların kaydını tutacak.

KKB'nin oluşturduğu yeni sistemin bireyler açısından önemi, daha önce sadece bankalara açık olan platformun risk raporları yoluyla hem ticari hem de bireysel anlamda adeta herkese açık hale gelecek olması. Burada kanunen aranan şart ilgili kişinin finansal risk durumunu ortaya koyan rapor için onay veriyor olması.

Milliyet gazetesinin haberine göre, Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, yeni Ticaret Kanunu ile uygulamaya başlanan ticari kredi ve kefalette eş onayı tarafında geçmişe yönelik borç bilgilerinin de görülmesinin mümkün olacağını kaydetti. Eşin, kocasının da onayı ile bu raporu alabileceğini ifade eden Akdeniz, "Kişi eşinin ne kadar kefaleti, borcu olduğunu kendisinden risk raporunu isteyerek KKB'den öğrenebilir. Kefalet bilgileri bilançoda yer almaz. Ama bir şekilde bu kefalet nedeniyle şirket ya da şirket ortağı yüklü miktarlarda para ödemek zorunda kalırsa şirket de bundan etkilenir, hatta batma noktasına gidebilir. Bu da bir risk olduğu için KKB'de hiç bir yerde olmayan o kefalet bigilerinin paylaşılması söz konusu. Ancak kendisi doğrudan bizden öğrenemez, bu Bankalar Kanunu'na aykırı. İki tarafın onayı gerekiyor."

Kasım Akdeniz, yeni uygulamayla ilgili soruları şöyle yanıtladı.

Bilgiler nasıl toplanacak?

Bilgi akışı için belirlenmiş tarihler var. Bunlar geçikirse para cezası kesiyoruz. Kurumlar buna uymak durumunda. Bilgi paylaşım merkezlerinin en önemli özelliği budur. Biri bilgi göndermezse acaba orada bir geçikmiş alacak ve kredi var mı diye soru işareti doğar. Yeni sistem için de bu geçerli.

Sorgulama en çok hangi alanda yapılıyor?

En çok bireysel alanda, kredi kartları ve bireysel kredilerde (ihtiyaç, konut ve otomobil kredileri) yapılıyor. Burada yaygın bir müşteri kitlesi var. Her sorgulama bir ücrete tabi. Sorgulama yapan bankanın aldığı bilgi hangi bankanın bilgisiyse sorgulayan o bankaya ücret ödüyor. Her bir sorgulamada 15 sent ödeniyor.

Sorgulama sayısında artış nedir?

2001'de bu sayı KKB'de 6 milyondu, 2011 sonu itibarıyla 205 milyona ulaştı. Bu inanılmaz bir gelişme. Toplamda 25 milyon müşteri olduğunu düşündüğümüzde bankalar her bir müşteriyi yılda ortalama 8 kere sorgulamışlar. Bugün geldiğimizde noktada KKB sorgulaması risk yönetiminin kredi tahsisinin vazgeçilmez adımlarından biri.

Yeni sistemle tüketiciye sunduğunuz yarar ne olacak?

Risk Merkezi ile beraber gelecek olan en önemli yenilik buradaki bilgilerin sokakdaki kişi ile ya da bankacılık dışı sektörlerle de paylaşılabir hale gelmesi. Bu ülkenin risk yönetim anlayışını değiştirebilecek potansiyele sahip bir uygulama. Çünkü biz gerek bankacılık sektöründen aldığımız kredi bilgilerini gerek bankacılık sektörü dışından aldığımız bilgileri müşteri bazında birleştirdikten sonra 2013'te kişilere risk raporu verecek duruma geleceğiz. Topladığımız bütün bilgileri risk raporu adı altında birleştirip bireyler ile paylaşıyor olmamız söz konusu olacak. Burada şimdiye kadar bu bilgilerin bankalar arasında paylaşılması söz konusuydu. Gerçek kişiler veya tüzel kişiler bu bilgilere ulaşamıyorlardı. Ulaşamadıkları için de farklı yöntemlerle ulaşmanın yolunu arıyorlardı. Ama Risk Merkezi ülkenin risk yönetimi anlayışını değiştirecek potansiyele sahip bir uygulama olacak.

Riski alan herkes, vadeli mal satabilirsiniz, biriyle bir ortaklığa girebilirsiniz, birine kızınızı veriyor olabilirsiniz, karşı tarafın finansal durumunu merak ettiğinizde, öğrenmek istediğiniz her bir ilişkide bunu karşı taraftan isteyebilirsiniz. Ev kiralarken, satarken. Bu yolla karşı tarafın finansal yapısını, bütün ödemelerini, ödeme ahlakını net bir şekilde bu raporlarla görme imkânınız olacak.

Sistemle hedefiniz...

Sonuçta Risk Merkezi'nden alınacak risk raporları Türkiye'nin ticari ve sosyal hayatını değiştirebilecek potansiyele sahip. Bu açıdan ben bunu çok önemsiyorum. Uygulamaya geçtikten sonra taraflar bunu görecek ki yepyeni bir dünya açılacak önlerinde. Tüm ticari taraflar için ilgili kişinin tüm finansal durumu görebileceğiz bir dünya, bir pencere açılacak. Bizim en temel hedefimiz hem bireylerde hem şirketlerde olsun kişinin finansal resminin tamamını karar vericinin önüne koymak. Çek ve risk raporu için ikisi için de aynı şey söz konusu.

Bunun için ücret ödenecek mi?

İlk yılda her bir kişinin alacağı ilk rapor ücretsiz olacak. İkinci, üçüncü, döndüncü alınırsa bunlar ücretli olacak. Bugün çek raporu için belirlenen ücret 1 lira. Bankaların genelinde de 5 lira gibi bir rakam var. Şubeden alırsanız 5 lira, ATM veya internetten alırsanız 2 lira. Risk raporu da buna paralel olacak.