YENER KARADENİZ

İSTANBUL - Suistimalleri önlemek amacıyla iflas erteleme davalarında tek hakim döneminden 3’lü heyet sistemine geçiş, iş dünyasını memnun etti. Üçlü heyetin yanı sıra; süre, bilirkişi ve kamu alacaklarına ilişkin imtiyazlar konusunda da düzenleme bekleyen işadamları, bu yıl iflas davalarının artacağını öngördü. Daha önce 4 şirketi için iflas kararı verilen İTO eski başkan yardımcısı Abdullah Çınar, “Özel sektör için rahatlıkla alınan bir kararın kamu söz konusu olduğunda da alınması lazım” dedi. Şirketleri için iflas erteleme alan İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi de heyet sisteminin doğru karar için önemli olduğunu  ancak diğer yandan  süre konusunda da hassas davranılması gerektiğine dikkat çekti. Tanrıverdi, “Başvuran firma için geçici de olsa 10 gün içinde karar verilmesi lazım” dedi. İTHİB Başkanı İsmail Gülle, kötü niyetli firmaların bunu kullanmaya başladığına dikkat çekerek yeni sistem ile bunun önüne geçileceğini söyledi.

DÜNYA Gazetesi’nin 17 Şubat Pazartesi sayısında ‘İflas ertelemede tek hakim dönemi bitiyor’ başlığı ile gündeme getirilen değişiklik iş dünyasını memnun etti. Tek hakim sistemi 2011’de getirilmişti. Geçen süre zarfında karar kalitesi ve iflas ertelemenin kötü niyetli kullanılması ile ilgili birçok tartışma yaşanmıştı. Yine aynı süre zarfında başta tekstil sektörü olmak üzere birçok sektörde iflaslar yaşanmış ve yaşanan iflaslar sonrası birçok mağduriyet meydana gelmişti.

3’lü heyet sistemi, henüz tasarı şeklinde olan bir çalışma. Çalışmanın önce Bakanlar Kurulu’nda taslak haline getirilmesi ardından da bu ayın sonunda ‘yeni bir torba yasa’ ile kanunlaşması bekleniyor. Ayrıca yasalaşması beklenen tasarı taslağı ile bu mahkemelerde alınacak kararların temyiz edilmesinin de önü açılacağı söyleniyor.

İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri Başkanı Murat Akyüz, iflas davalarının uzun sürdüğüne dikkat çekerek, bu süre zarfında davaları devam eden birçok firmanın içinin boşaltıldığını dile getirdi. Bu noktada adil kararlar için yapılması planlanan düzenlemenin prosedürü zorlaştırmamasına dikkat edilmesi uyarısında bulundu. Son dönemde alacak davalarında ciddi artışlar olduğuna dikkat çeken Akyüz, “İflas davalarında bakacak hızlı ve makul kararlar alacak düzenleme olmalı. Finansman ve para akışının önemli olduğu bir dönemde bu, çok daha önemli hale geldi” dedi. Öte yandan kamu alacaklarına öncelik tanındığına da dikkat çeken Murat Akyüz, önceliğin hukuksal üstünlüğe göre belirlenmesi gerektiğini söyledi. Akyüz, kurdaki hareketlenme nedeni ile bu yıl iflas davalarının da daha fazla görüleceğini dile getirdi.
 
Kararlar daha süratli şekilde verilmeli

İTO eski başkan yardımcılığı ve Giyimkent İmalat ve Toptan Satıcıları Site İşletme Kooperatifi eski başkanlığı görevini yerine getiren Abdullah Çınar da 3’lü sistemin faydalı olacağı görüşünde. Bunun yanı sıra bilirkişi adaletsizliği konusuna dikkat çeken Abdullah Çınar,  “Hakimin kanaati bir yere doğru yöneliyor ama ortada bir bilir kişi raporu varken onun tersine hareket etmek yüksek bir risk gibi görülüyor. Bilirkişi adeta karara esas teşkil etmiş vaziyette. Bu da uygulamada istismara neden oluyor. Ağırlık merkezinin karar vericilere yönelmesi açısından 3’lü heyet önemli bir adım olacaktır” diye konuştu. Abdullah Çınar, geçtiğimiz yıl mali zorluğa düşen 4 şirketi için mahkemeden iflas erteleme talep etmişti. Mahkeme önce tedbir kararı vermiş ancak yapılan yargılama sonrası karar olumsuz çıkmış ve 4 şirketi hakkında iflasına kararı verilmişti. Bu tecrübesi nedeni ile süreci yakından takip ettiğine dikkat çeken Abdullah Çınar, bir diğer sorun olarak da hızı işaret etti. Abdullah Çınar, bunu şöyle açıkladı: “Firma, iktisadi hayatın içinde bulunan bir kişilik. İktisadi hayatın devamı ve başka mağduriyetlere yol açmamak için  hızlı alınması lazım. Bu haftaları, ayları bulmamalı. O esnada alacağı tahribat iyileşmesini de engelleyecek güçlü travmalara yol açabilir.”

Çınar: Kamuya ayrıcalık tanınıyor

Son kamu alacaklarına yönelik imtiyaz konusuna dikkat çeken Çınar, kamu söz konusu olduğunda ayrıcalık tanındığına dikkat çekti. Çınar, bunu şu örnek ile açıkladı:
“Nakliye şirketim vardı ve gelir vergisi, kurumlar vergisi borçlarına ilişkin ya da sosyal güvenlik kurumunun alacaklarına ilişkin olan hususlarda tedbir kararı devreye girmişti ama nakliye şirketimdeki araçlara ilişkin trafik cezalarına tedbir kararı aldıramadım. Muayenelerini yaptıramadım. Ödeyebildiğimin muayenesini yaptırdım. 20 küsur aracım var. Tırlar dolaşıyor neticede bunlar ciroya katkı sağlıyor ama trafik cezalarından ötürü muayenesini yaptıramadım ve 6-7 tırla çalışmak durumunda kaldım. Trafik cezasını tedbir kararına aldıramamıştım. Kayyumlar da çok uğraşmışlardı ve emsal karar bulmakta zorlanmışlardı. Yani özel teşebbüsün alacaklarına ilişkin rahatlıkla alacakları bir kararı, kamu söz konusu olduğunda alınmaması ilginç.”

Ticaretin önünü açacak düzenlemeler yapılmalı

İflas erteleme davalarında derin araştırma konusunda üçlü heyet sisteminin araştırmanın derinliği açısından önemli bir yenilik olduğuna dikkat çeken İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi de İMMİB Başkanı Murat Akyüz gibi davaların karar sürecini olumsuz etkilememesi konusunda uyarıda bulundu. Tanrıverdi, “Başvuru yapıldığı anda belli bir süre içerisinde sonuçlandırılması lazım. Başvuran firma için 10 gün içinde geçici olsa dahi karar verilmesi lazım. Aksi halde yarar sağlanamaz. İflas ertelemeyi alanların hepsinin borçlarını ödeyeceğinin garantisi yok. Ama en azından büyük kısmının ödeneceği ve bir şekilde ticari hayatına devam etmesi bütün taraflar için fayda sağlıyor. 100 firmanın 10’u bile kurtulabiliyorsa bu sistem devam etmeli” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Cem Negrin de yasalaşması beklenen yeni sistemin süreyi iflas erteleme davalarında süreyi kısaltması gerektiğini belirtirken diğer yandan da kamu alacaklarına gösterilen imtiyazın özel sektöre de gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birlikleri (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle de iflas ertelemenin zor durumdaki firmalar için iyi niyetli bir çözüm süreci olduğuna dikkat çekti. Ancak bir dönem piyasayı tokatlamak isteyen herkesin bu argümanı kullandığını söyleyen Gülle, şöyle devam etti:

“İflas erteleme ‘bana zaman verin, düzelteceğim’ demek ancak bunu çok az firma başardı. Amacı, niyeti borç  ödemek isteyen firmalar bunu iyi yönettiler ve bundan faydalandılar. Kötü niyetli kullananları bertaraf etmek için mantıklı bir karar. Firmaları zor duruma düşürmeden bir takım şeyler yapılmalı. Mühim olan firmaları zora düşürmeyecek ticaretin önün açacak düzenlemeler yapmak.”