İSTANBUL (AA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, "Türkiye ekonomisinde 2017'deki güçlü büyümenin ardından 2018 ilk çeyreğinde de canlılığı sürüyor." dedi.

İSO Meclisi'nin nisan ayı olağan toplantısı, "İSO Yönetim Kurulu’nun 2018-2022 Çalışma Programının Değerlendirmesi" ana gündemi ile gerçekleştirildi.

Toplantıda konuşan Bahçıvan, "Erken seçim tartışmaları, son günlerde zaman zaman Türkiye'nin gündeminde yerini alıyordu. İstanbul Sanayi Odası olarak Türkiye'nin istikrarı sağlayacak, belirsizliğin ortadan kalktığı öngörülebilirliğin olduğu bir dönemi 2019 yılına kalmadan bir an önce yakalaması gerektiğini çeşitli platformlarda dile getirdik." açıklamasında bulundu.

Bu yılın ilk yarısını bitirmeden yapılacak olan seçimin Türkiye ekonomisi ve üretim hayatı için olumlu bir karar olarak değerlendirdiklerini belirten Bahçıvan, "Öyle ki, alınmış olan erken seçim kararını, ekonominin son dönemlerdeki birtakım temel göstergelerde içinde girmiş olduğu olumsuzlukların dengelenmesi ve olumluya çevrilmesi açısından anlamlı buluyoruz." diye konuştu.

Bahçıvan, "Küresel ekonominin 2017 yılında yakaladığı güçlü büyümeyi, bu yıl ve gelecek yıl yüzde 4'e yaklaşan bir hızla sürdürmesi bekleniyor. Bu beklentinin ardında küresel ticaret ve küresel ekonomide eşzamanlı ve genele yayılan büyüme eğilimi belirleyici rol oynuyor." ifadelerini kullandı.


Bahçıvan, şunları kaydetti:


"Gelişmiş ekonomilerde genişleyici para ve maliye politikalarının olumlu etkisi ön plana çıkarken, yükselen ekonomilerde özellikle gelişen Asya ve Avrupa ülkelerindeki güçlü büyüme ve emtia fiyatlarındaki artış gibi faktörler küresel ekonominin dinamosunu oluşturuyor. Ancak tüm bu olumlu tabloya rağmen önümüzdeki döneme ilişkin önemli riskler olduğunun göz ardı edilmemesi gerekiyor. Bu riskler arasında ticaret savaşları endişeleri ve bölgemizde yeniden yükselen jeopolitik tansiyon başı çekiyor.

Yine geçtiğimiz günlerde ABD ile Rusya arasında Suriye kaynaklı tırmanan gerilim, Suriye müdahalesinin bir kerelik olduğu yönündeki açıklamalarla bir miktar toparlanmış olsa da piyasaları etkilemeye devam edecek gibi görünüyor. Nitekim petrol fiyatının 70 dolar üzerine çıkması da jeopolitik risk algısının arttığına ilişkin önemli bir işaret. Diğer taraftan küresel ekonomide uzun süredir dile getirilen başka risk ve belirsizlikler de devam ediyor. Verimlilik artışının yavaş seyri, nüfusun yaşlanması, yüksek küresel borç stoku, büyümenin kapsayıcılık sorunu, uluslararası koordinasyon yetersizliği, yapısal reformların istenen hızda gerçekleştirilememesi gibi unsurlar küresel büyümenin geleceği konusundaki endişeleri canlı tutuyor."


- "Dünya ekonomisi öngörüsüzlük dalgası ile karşı karşıya"


İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, dünya ekonomisinde bugün maalesef yoğun bir öngörüsüzlük dalgasıyla karşı karşıya olunduğunu belirterek, "Açık ve net söylüyorum. Dünyanın şu andaki en temel problemi öngörüsüzlüktür. Öyle ki, IMF'ten Dünya Bankası'na, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarından araştırma kurumlarına kadar birçok kurum ve kuruluşu etkisi altına almış olan bu öngörüsüzlük dalgasının giderek artması, önümüzdeki günlerin neler getireceğine ilişkin belirsizliği de artırmaktadır." dedi.

Bahçıvan, Türkiye ekonomisinde 2017'deki güçlü büyümenin ardından 2018 ilk çeyreğinde de canlılığın sürdüğü görüldüğünü, büyümenin öncü göstergelerinden biri olan İSO Türkiye İmalat PMI, yılın ilk iki ayında son 7 yılın zirve değerlerine ulaştıktan sonra mart ayında 51,8 ile yavaşlama dair önemli bir işaret verdiğini söyledi.

Diğer taraftan ihracatın özellikle AB ekonomilerindeki toparlanmanın da katkısıyla mart ayında tarihsel olarak en yüksek aylık seviyeye ulaşırken ithalattaki artışların daha güçlü olması dış dengeleri olumsuz etkilemeye devam ettiğini kaydeden Bahçıvan, "Bunun sonucunda Türkiye önemli yapısal sorunlarından biri olan cari açık yukarı yönlü trendini sürdürüyor." diye konuştu.

Bahçıvan, Türkiye ekonomisinin sanayicilerin yüksek yatırım ve üretim iştahının yanı sıra hükümetin vermiş olduğu güçlü desteklerin katkısıyla ölçülü büyüme temposunu koruduğunu, ancak özellikle enflasyon ve cari açık gibi iki önemli sorunumuzun kalıcı çözüm beklediğini de kabul edilmesi gerektiğini belirtti.

Bahçıvan, "IHS Markit'le birlikte hazırladığımız ve geçen hafta kamuoyuna sunduğumuz 'Türkiye Sanayisinde Görünüm ve Beklentiler' raporunun önemli mesajlar içerdiğini düşündüklerini belirterek, "Sanayi sektörünün üretim, yatırım, istihdam iştahını ölçen ve katılımcıların gelecek 12 aya ilişkin beklentilerini ortaya koyan raporumuz finansman sorunlarına rağmen geleceğe yönelik yatırım beklentilerinin iyimser olduğunu işaret etmektedir." açıklamasında bulundu.

- "Türkiye açısından finansmanın son derece önemli, çok dikkat edilmesi gereken bir nokta"



Yatırım iştahının olduğu bugünkü iklimde Türkiye açısından finansmanın son derece önemli, çok dikkat edilmesi gereken bir nokta olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu nedenle Türkiye için finansal kaynakların çok özenle değerlendirilmesi, yaratılan kaynakların çok dikkatli alanlarda kullanılması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Bahsettiğimiz raporumuz, Ar-Ge, yatırımlar, istihdam ve dijitalleşme konularında olumlu beklentileri yansıtıyor. Bu olumlu göstergelerin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Bu motivasyonu ekonomimiz için, üretim hayatımız için en kısa zamanda avantaja dönüştürmeliyiz. İşte bu noktada teşvik politikaları çok önem kazmaktadır.

Ekonomimiz üretim odaklı bir iklime girmişken, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde başlatılan büyük yatırım teşvik hamlesini sanayimizi ve üretim ekonomisini destekleyen önemli bir adım olarak görüyoruz. Açıklanan bu teşvik paketi, İstanbul Sanayi Odası olarak yıllardır her platformda dile getirdiğimiz klasik teşvik paketlerinden farklı, firmaların özel ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran Terzi İşi Teşvik olarak adlandırdığımız ve önerdiğimiz modelin tam kendisidir."