Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2010 yılı Ocak-Eylül döneminde 21,3 milyar lira açık veren bütçenin, bu yılın aynı döneminde 234 milyon lira artıya geçtiğini, böylece bütçenin ilk 9 ayda 28 yıl aradan sonra ilk defa fazla verdiğini açıkladı.
 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ocak-Eylül 2011 dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2011 yıl sonu bütçe gerçekleşme tahmini ve 2012 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.
 
Geçen sene Ocak-Eylül döneminde 21,3 milyar lira açık veren bütçenin, 2011 yılının aynı döneminde 234 milyon lira fazla verdiğini belirten Bakan Şimşek, ''Bütçemiz bı yılın ilk 9 ayında küçük de olsa bir fazla vermiştir. Böylece bütçemiz ilk 9 ayda 1984 yılından bu tarafa, yani 28 yılından aradan sonra ilk defa fazla vermiştir'' dedi.
 
Bakan Şimşek, mevsimsel etkiler, yani hak edişlerin yılın son 3 ayına birikmesi ve altyapı yatırımları için bütçe ödeneklerine ilaveten verilen 9,1 milyar liralık ödeneğin de bu dönemde harcamaya dönecek olması nedeniyle giderlerin son 3 aylık dönemde daha yüksek bir artış göstereceğini ifade ederek, ''Bu nedenle Orta Vadeli Programda öngördüğümüz gibi yıl sonunda bütçe açığının 22,2 milyar liraya ulaşmasını bekliyoruz. Yani bu senenin ilk 9 ayında bir fazla var, fakat biz altyapı yatırımlarına ilaveten 9,1 milyar lira ödenek veriyoruz, bir de tabii ki hak edişler bu dönemde yoğunlaşıyor, bunun bir sonucu olarak yılı 22,2 milyar liralık bir açıkla kapatacağız'' diye konuştu.
 
Şimşek, Ocak-Eylül döneminde faiz dışı fazlanın geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 2 katına çıkarak 35 milyar liraya ulaştığını sözlerine ekledi.
 
''Herşey güllük gülistanlık mı, tabii ki değil''
 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, global ekonomik kriz ortamında, dünyada en büyük büyüme hızına sahip ülkelerden biri Türkiye'de aslında her şeyin de ''güllük gülistanlık'' olmadığını belirterek, ''Son 2 yıldır hızla artan iç talep, geleneksel ihracat pazarlarımızdaki sorunlar ve global emtia fiyatları nedeniyle ülkemizde cari işlemler açığı daha önce görülmemiş seviyelere ulaşmıştır'' dedi.
 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ocak-Eylül 2011 dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2011 yıl sonu bütçe gerçekleşme tahmini ve 2012 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.
 
Toplantıda global ekonomi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Bakan Şimşek, global ekonomiyle ilgili belirsizliklerin arttığı bir dönemden geçildiğini, bu belirsizliklerin de temelde 3 sebebi bulunduğunu söyledi.
 
Bunlarda bir tanesinin gelişmiş ülkelerin özellikle avro bölgesindeki kamu borç krizi olduğunu kaydeden Şimşek, bir diğerinin bu borç krizinin bankacılık sektörüne sirayet etme riski ve ABD'nin zayıf ekonomik büyümesi, aynı zamanda yeterince istihdam yaratamaması olduğunu bildirdi.
 
IMF'nin Eylül sonu itibariyle açıkladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporuna değinen Şimşek, raporda dünya ekonomisinin gelecek sene yüzde 4 büyüyeceğinin tahmin edildiğini, fakat Çin ve Hindistan hariç tutulduğunda global büyümenin yüzde 2,7'ye kadar düştüğünün ortaya çıktığını kaydetti. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ve Asya ülkelerinin başını çektiği birçok gelişmekte olan ülkede büyümenin bir miktar hız kaybetse de hala yüksek seyrettiğine işaret eden Maliye Bakanı, ''Gelişmekte olan ülkelerin bu sene yüzde 6,4, gelecek sene yüzde 6,1 büyüyeceği tahmin edilmektedir'' dedi.
 
Dış ticaret hacmi artamaya devam edecek
 
Orta Vadeli Programda Türkiye için öngörülen büyümenin bu sene için yüzde 7,5, global ekonomideki yavaşlamaya paralel olarak 2012 yılında nispeten daha düşük, yüzde 4 oranında öngörüldüğünü belirten Şimşek, 2010 yılında yüzde 12,8 büyüyen dünya ticaret hacminin ise bu sene yüzde 7,5, 2012'de ise yüzde 5,8 oranında artacağının tahmin edildiğini hatırlattı.
 
Bakan Şimşek, Türkiye'de ise 2010 yılında dış ticaret hacmimiz yüzde 23,2 arttığını, bu sene yüzde 24,1 artması beklendiğini bildirdi. Şimşek, ''Yani Türkiye'deki dış ticaret hacminde hakikaten çok yüksek büyüme bu sene de devam etti. Her ne kadar bu yılın ilk yarısında gelişmekte olan ülkelerde aşırı ısınma ve bu çerçevede enflasyon riski gündeme geldiyse de bugün geldiğimiz noktada, global ekonomideki yavaşlama ve emtia fiyatlarındaki yumuşama nedeniyle enflasyonda aşağı yönlü trend beklenmektedir. Dolayısıyla global ekonomi açısından bir enflasyon riski şu an itibariyle görülmemektedir'' diye konuştu.
 
Geçen sene enflasyonda hedeflerin biraz altında kalındığını kaydeden Şimşek, bu sene ise TL'deki değer kaybı ve güçlü iç talep nedeniyle geçici olarak enflasyonun hedeflerin bir miktar üzerine, yüzde 7,8'e çıkmasının öngörüldüğünü bildirdi. Bakan Şimşek, 2012 sonu itibariyle tekrar Merkez Bankasının hedeflerine paralel bir enflasyon patikasına dönmüş olmayı hem ümit ettiklerini hem de tahmin edildiğini ifade etti.
 
Şimşek, şöyle devam etti:
 
''Birçok gelişmiş ülkenin kamu borçları sürdürülemez bir noktaya ulaşmışken Türkiye'nin kamu borçları milli gelire oran olarak hızla düşmeye devam etmektedir. Şunu hatırlatmakta yarar görüyorum; küresel kriz yılı olan 2009 yılını hariç tuttuğumuzda AK Parti iktidarları döneminde her yıl, gerek bütçe açığı milli gelire oran olarak, gerekse kamu borcunu milli gelire oran olarak biz aşağı bir trendde tutmaya başardık. Bugün Avro Bölgesini oluşturan 17 ülkede kamu borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranları yüzde 90'lara dayanmışken, Türkiye'de bu oran, yani AB tanımlı devletin borcunun milli gelire oranı yüzde 40'ın altına düşmüştür. Orta Vadeli Programımızın son yılı olan 2014 yılı sonunda borç stokumuzu milli gelire oran olarak yüzde 32'lere düşürmeyi hedefledik. Diğer taraftan bankacılık sektörü sağlıklı ve güçlü konumunu da devam ettirmektedir. Avrupa'da bankacılık sektörüne ilişkin çok ciddi endişeler varken, bugün Türkiye'de bankacılık sektörü güçlü sermaye yapısı, aktif kalitesi ve karlılığı ile dünya tarafından gıpta ile izlenmektedir.''
 
Herşey güllük gülistanlık tabii ki değil
 
''Peki bu size güzel bir resim sundum, herşey güllük gülistanlık mı? Tabii ki değil'' diyen Bakan Şimşek, son iki yıldır hızla artan iç talep, geleneksel ihracat pazarlarındaki sorunlar ve global emtia fiyatları nedeniyle Türkiye'de cari işlemler açığının daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığını bildirdi.
 
Ancak son dönemde TL'deki değer kaybı, iç talepteki artışın daha makul düzeylere inmiş olması ve emtia fiyatlarındaki nispi yumuşamanın cari açıkta da daralmayı beraberinde getirdiğini kaydeden Şimşek, ''Yılın 2. yarısında cari açıkta biz zaten bir daralma öngörüyorduk bu çerçevede bir trend ortaya çıkmış durumda'' dedi.
 
Hükümet olarak cari açık problemini önemsediklerini ve bu problemin çözümüne yönelik birçok yapısal tedbiri geçmiş yıllarda ve bu sene hayata geçirdiklerini, geçirmeye devam ettiklerini belirten Maliye Bakanı, ''Küresel ekonomik şartları dikkate alarak hazırladığımız Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Plan sürdürülebilir ekonomik büyümenin devamı, istihdamın artması ve cari açığının azaltılmasına yönelik birçok yapısal politika tedbirini içermektedir'' diye konuştu.


Sabah