İTO'dan alınan bilgiye göre, İTO, yeni anayasanın ekonomik boyutu kapsamında, içeriğinin neler olması gerektiğine ilişkin bilim adamları, ekonomistler ve üst düzey bürokratlar tarafından yapılan toplantılardan çıkan sonuçlar, rapor haline getirildi.
 
Rapor ekonomik hükümlerle sınırlı tutulurken, sosyal ve siyasal haklara ilişkin hükümlere değinilmedi. Böyle bir çalışma ile yeni anayasa hazırlık çalışmalarına, ekonomik hayata dönük bütüncül ve özgürlükçü bir yaklaşım sunularak katkı sağlanması hedeflendi.
 
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, yeni anayasa için önerilerin yer aldığı raporu, 19 Kasım'da Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a takdim etti.
 
Raporda, yeni anayasanın ''ekonomik anayasa'' mantığı ile düzenlenmemesi gerektiği dile getirilirken, ekonomik hükümlerin temel amaçlarının ise ekonomik ve insani gelişmişlik, istikrar, sürdürülebilirlik ve devletin anayasadan kaynaklanan görev ve sorumluluklarının yerine getirilmesi olduğu vurgulandı.
 
İstanbul Ticaret Odası'nın yeni anayasa öneriler paketinde, ''Temel amaç'', ''Sosyal devlet ilkesi'', ''Mülkiyet hakları'', ''Sözleşme özgürlüğü, ''Özelleştirme ve devletleştirme'', ''Rekabet ve girişim özgürlüğü, ''Kamuda organizasyonel yapılanma'', ''Kamulaştırma ve düzenleme yoluyla kamulaştırma'', ''Doğal kaynaklar'', ''Kooperatifçilik'', ''Ücret politikası, asgari ücret'' olmak üzere 11 madde yer alıyor.
 
''Temel amaç ekonomik ve insani gelişmişlik'' başlıklı birinci maddede, yeni anayasaya ilişkin, ''Ekonomik hükümlerin temel amaçlarının, ekonomik istikrar, sürdürülebilirlik, ekonomik ve insani gelişmişlik ve devletin anayasadan kaynaklanan görev ve sorumluluklarının yerine getirilmesi olduğu göz önünde bulundurulmalı'' görüşü dile getirildi.
 
''Sosyal devlet ilkesi'' başlığı altında, pozitif ayrımcılığın olması gereken kesimlerin, gaziler, şehit yakınları ve benzeri gruplar ile sosyal nedenlerle de çocuklar ve kadınlar olduğu vurgulanarak, bu nedenle yeni anayasada pozitif ayrımcığın dışında belli kesimlere tanınan ayrıcalıkların kesinlikle kaldırılması istendi.
 
Anayasanın mülkiyet hakkını düzenleyen maddesinin, mülkiyet haklarının kısıtlanması konusunda net bir sınır çizmediğine işaret edilen raporda, yeni anayasada, mülkiyet hakkı ve bu hak üzerindeki sınırlamalar arasındaki çelişkilerin giderilmesi istendi.
 
Herkesin istediği gibi sözleşme yapma özgürlüğüne sahip olduğu vurgulanan raporda, yeni anayasada sözleşme özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların azaltılması gerektiği kaydedildi.
 
-''Yeni anayasa, girişim özgürlüğünü ve rekabeti açık şekilde korumalı''-

Özelleştirmenin başarılı olabilmesi için yeni anayasanın, mülkiyet haklarını ve sözleşme özgürlüğünü temel hak olarak güçlü bir şekilde tanımlaması ve yeni anayasada toplum yararı esas alınarak bir düzenlemeye gidilmesi önerilen raporda, kamuda organizasyonel yapılanmaya ilişkin şu önerilere yer verildi:
 
''Yeni anayasa, girişim özgürlüğünü ve rekabeti açık şekilde korumalı, haksız rekabet yaratan kayıt dışılık dahil her türlü uygulamayı engellemeli. Yeni anayasada, Başbakanlığın organizasyonel yapılanması, Başbakanlığa verilecek fonksiyonel işlevler çerçevesinde bir kez daha değerlendirilmeli ve yapısal bir çarpıklık olup olmadığı en azından tartışılmalı. Yeni anayasada kamu mali yönetiminde merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin işlevleri tüm devlet yapısı ele alınarak katılımcı ve yerinden yönetim anlayışı içeriğinde düzenlenmeli.
 
Gerek Merkez Bankası'nın bağımsızlığı, gerekse son dönemlerde oluşturulan tüm bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurul ve kurumların yasama, yürütme ve yargı erklerinin içeriği dikkate alınarak bağımsızlıklarından ne anlaşıldığının anayasal çerçevede tanımlamaları yapılmalı ve sınırları çizilmeli. Yeni anayasa, devletin piyasalar üzerindeki kontrolünü, piyasalara giriş serbestisinin ve rekabetin sağlanması ile sınırlandırmalı. Piyasalara müdahalenin şartları da açık şekilde belirtilmeli. Ancak olağanüstü haller ve iktisadi krizler nedeniyle kamu düzeninin bozulması gibi nedenlere bağlı olarak devlet piyasalara müdahale edebilmeli.''
 
Yeni anayasanın bütçeye ilişkin hükümlerinin, öncelikle devletin bu konuda ''fırsatçı'' davranmasının önüne geçecek nitelikte olması gerektiği belirtilen öneri paketinde, toplanacak vergiler konusunda halen 1982 Anayasası'nda yer alan düzenlemelerin aynen korunması gerektiği belirtilerek, ''Yeni anayasa hazırlık çalışmalarında, devletin ekonomik açıdan işlevlerini yakından ilgilendiren bu çarpıklık mutlaka tartışılmalı ve Sayıştay'ın sadece yasama erkinin bir parçası olduğu dikkate alınarak denetim işlevini esas alacak şekilde yeniden yapılanmasına gidilmeli, yürütme erki ve özellikle yargı erki işlevine son verilmeli'' ifadelerine yer verildi.
 

-Doğal kaynakların ekonomik faaliyete katkı için kullanılmasına izin vermeli-

Raporda, ''Kamulaştırma ve düzenleme yoluyla kamulaştırma'' başlığı altında, kamulaştırmanın sınırını genişletmeye dönük çabaların, mülkiyet hakkı ve sözleşme özgürlüğü önünde önemli bir engel oluşturduğu gerçeğinin göz ardı edilmemesi ve yeni anayasada kamulaştırmanın daha net tanımlaması ve kamu tüzel kişilerinin sahip olduğu kamulaştırma yetkisinin sınırlarının çizilmesi önerildi.

''Doğal kaynaklar'' konusunda yeni anayasanın doğal kaynakların ekonomik faaliyete katkı sağlayacak şekilde kullanılabilmesine izin vermesi gerektiği vurgulanarak, yenilenebilir kaynakların özel üretime açılmasının sağlanması gerektiğine işaret edildi.

Kooperatifçilik başlığı altında ise, bu konunun Anayasa'da tüketicilerin korunması esasına dayandığının altı çizilerek, ''Halbuki kooperatifçiliğin amacı, öncelikle üreticinin korunmasıdır. Tüketicileri korumaktan ziyade, üreticiler arasında bir işbirliği ve kartelleşmeyi hedeflemektedir. Uygulamada anayasal düzenlemeye rağmen anlam taşımayan bu tür düzenlemelere yeni anayasada yer verilmemeli'' denildi.

Raporda, ''Ücret politikası ve asgari ücret'' konusunda ise ''Anayasada asgari ücret ile ilgili bir düzenleme yer almamalı. Yeni anayasa, devletin kayıt dışı istihdamı engellemesini sağlayacak uygulamalara öncelik verecek bir yapıya sahip olmalı'' görüşü ifade edildi.