Kamu kurumunda memur olarak çalışan Kaya, 2012'de mesai arkadaşına bankadan tüketici kredisi kullanması için kefil oldu. Borcun ödenmemesinin ardından banka, hem asıl borçlu hem de kefil Kaya'ya icra takibi başlatarak, alacağını maaşlardan tahsil etmeye başladı. Bunun üzerine Kaya, önce bankaya, reddedilince de avukatı aracılığıyla Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak borcun kendisinden tahsil edilmemesini istedi. Mahkemenin davada kendisini haksız bulması üzerine Kaya, Yargıtaya itirazda bulundu.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi de Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği kararı bozdu ve dosyayı iade etti. Yeniden görülen davada mahkeme, borcun ödenmemesi halinde önce borçluya icra işlemi yapılması gerektiği, aksi durumda borcun kefilden alınabileceği hususunu göz önünde bulundurarak, kefile icra takibinin iptaline, davacıdan kesilen tutarın iadesine ve yargılama masraflarının davalıdan alınmasına hükmetti.

"Biraz geç oldu ama doğru karar çıktı"

Kaya, yaptığı açıklamada, yaklaşık 3 yıl süren hukuk mücadelesi sonunda davayı kazandığı için mutlu olduğunu söyledi. Geç olsa da adaletin yerini bulmasından dolayı sevinçli olduğunu dile getiren Kaya, "Bundan sonraki süreçte kararın 15 gün içinde kesinleşmesini bekleyeceğim. Yargıtaya itiraz etmezse bankaya başvurup kredi borcuna istinaden benden yapılan kesintilerin iadesini isteyeceğim" şeklinde konuştu.

Dava açmadan önce birçok kişiyle görüştüğünü, bazı arkadaşlarının "haksız olduğunu, kefil olurken borcu kabul ettiğini" söylediklerini anlatan Kaya, "Ancak borcun asıl borçludan tahsil imkanı varken, alacaklının kolay yolu seçerek kefilden almasının doğru olmadığını savunarak davamı açtım. Biraz geç oldu ama doğru karar çıktı. Davanın benim gibi mağdur kişilere emsal olmasını diliyorum" ifadesini kullandı.