Firmanın 2010 yılında Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, Bakırköy 16. Asliye Ticaret Mahkemesi ve Bakırköy 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açtığı davalar sonuçlandı. Zincir mağazalara açtığı davayı kazanan EST, zararının bir bölümünü telefi edebildi.

DHA’ya konuşan Eyüp Sabri Tuncer Yönetim kurulu Başkan Vekili Engin Tuncer, yapmış oldukları sözleşmeler gereği raf giriş bedellerinin tamamını ödediklerini belirterek, gelişmeleri şöyle anlattı: "Fakat, raflara o günkü tarihlerle Anadolunun muhtelif yerlerinde açmış oldukları market devralmaları sonucunda mağazalarda ürünlerimize yer bulamadıklarını söylediler. Ona rağmen anlaşma gereği giriş bedellerini almak istediler. Anlaşmazlık o zaman başladı ve bunun sonunda da içeride olan paralarımızı, alacaklarımızı, faturalı alacaklarımızı ödemeyeceklerini telaffuz ettiler. Sorduğumuzda da ’bundan sonra yapılacak olan satışların kar kaybına karşılık fatura kesip göndereceklerini’ söylediler."

Tuncer, kendilerini, anlaşılmayan farklı farklı kelimelerin kullanıldığı bir takım faturalar kesip gönderildiğini belirterke, "Bunu kabul etmedik ve resmi olarka itirazları yaptık. Bizim resmi olarak yaptığımız itirazlara karşı onların bir zarfa koyup kargoyla faturaları yeniden gönderdiler. Biz noter kanalıyla itirazlarımızı yeni baştan yaptık. Sonuçta dava kaçınılmaz hale geldi ve davalık olduk" diye konuştu.

"FÜTURSUZCA HAREKETLER YAPTILAR"

Zincir marketler tarafından çok itirazlar olduğuna dikkat çeken Engin Tuncer, "Bu adalettir; karşılarında malını vermiş, sözleşmelerine sonuna kadar uymuş 90 yıllık bir firma var. Maalesef şatış kadrolarının yapmış olduğu hatalarda firmaların kaderlerini etkiliyor. Biz burada buna izin vermedik; kendi kadromuzda da izin vermedik, marketlerdeki satın almacılara da izin vermedik, onların yöneticilerine de izin vermedik" dedi.

"BU RAKAMLARA HER FİRMA DAYANAMAZ"

Tuncer, yapılan itirazlara karşılık ellerinde resmi belgeler olduğunu ve bunlara dayanarak haklarını aradıklarını ifade etti. Davaların 3-3.5 yıl sürdüğüne dikkat çeken Tuncer, "Bir dava süreci var, bunu reva olarak görmüyorum çünkü rakamlar çok yüksek. Bu rakamlara her firma, yerli üretici olarak dayanamaz. İnsanlar, ’ne kurtarırsak kardır’ diye düşünüyor, ilişkiyi bozmak istemiyor. İlişkiyi bozmak istemedikçe daha fazla zarar ediyorlar. Bu bir girdap gibi buraya giren üreticinin gözünü çok iyi açması lazım; bu sözleşmeleri imzalarken çok dikkat etmesi lazım. Sözleşmelere uyulup uyulmadığına da ayrıca dikkat etmesi lazım. Birisinin bu işleri özle takip etmesi gerekiyor, titzlenmesi gerekiyor" diye konuştu.

"EN SON VERMİŞ OLDUĞUMUZ MALLARIN PARALARINI GERİ ALDIK"

Engin Tuncer, davanın sonucunda aldıkları paraların zararlarını karşılamadığına dikkat çekerek, "Biz oraya raf giriş bedelleri vermişiz, bunları geri almadık" dedi ve ekledi: "En son vermiş olduğumuz malların paralarını geri aldık. Bunu dahi vermek istemediler. Bize, ’sen nasıl mal vermesinsin, millet burada kapıda yatıyor, sen nasıl bana böyle ceza kesersin. Birisini bunu iptal edecekse ben ederim. Sen kim oluyorsun’ ifadelerini biz duyuyoruz. O zaman içeride ki paramızı da vermeyeceğini söylüyordu ve onu vermediler. O tarihlerde biz 500 bin liranın üzerinde raf bedelleri kaptırdık orada. Biz onları geri alamadık, zararımızın telafisi değil. Biz zaten zarara bakmıyoruz, biz içeriye verdiğimiz son malın telafisi derdine düştük. Onun cezasını ödediler, başka bir şey ödemediler, çok yıprandık bu süreçte. Ben tefeci değilim, para hesabı yapan bir insan da değilim, faizlede çalışan bir insan değilim. Ben o malı 10 kere daha satardım. Kazanacağımız para bunun kat kat üzerindeydi."

"İŞİNİ DÜZGÜN YAPANA EMSAL TEŞKİL EDER"

Davanın emsal teşkil edebileceğini belirten Tuncer, "İşini düzgün yapana emsal teşkil eder mutlaka. İşini ve süreçleri çok iyi takip etmeleri gerekiyor insanların. İçeride parası olup da alamayan firmaların, işlerini takip etmelerini bu ülkenin bir vatandaşı olarak isterim. Çünkü çok değerli firmalar bu firmalar yüzünden battı, iş yapamaz hale geldiler" diye ekledi.


Gülseli KENARLI / İSTANBUL (DHA)