Rekabet Kurulu, 12 bankanın “kiraz kadar küçük” olmasını istediği 1.1 milyar liralık rekabeti ihlal cezasının gerekçeli kararını açıkladı. 168 sayfalık kararda tüm gerekçeler belgelerlerle tek tek sıralandı. Bazı bankaların bu karara itiraz etmesi bekleniyor. Kararda, şu ifadelere yer verilmesi dikkat çekti: “Soruşturma sürecinde ilgili teşebbüslerin mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik uzlaşma içerisinde olduklarını ortaya koyan deliller elde edilmiştir. Deliller incelendiğinde, sektörde faaliyet gösteren 12 teşebbüsün; çeşitli bankacılık hizmetlerine yönelik uygulanan faiz oranlarını ve ücretleri birlikte belirlemek üzere rekabeti sınırlayıcı nitelikte eylemlerde bulundukları görülmektedir.

21 AĞUSTOS 2007’DE BAŞLADI

Söz konusu eylemler mevduat (kamu bankaları açısından kamu mevduatı da dahil olmak üzere), kredi ve kredi kartı hizmetlerini konu edinen bir uzlaşma kapsamında vuku bulmuştur. Bahse konu uzlaşma, tespit edilebilen ilk ve son belgeler esas alınmak suretiyle, 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 tarihleri arasında gerçekleşen ve kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetleri alanında geçerli olan, soruşturmaya taraf 12 bankanın tamamının dahil olduğu anlaşmaları veya uyumlu eylemleri içermektedir. Sözü edilen hususa yönelik elde edilen belgelere göre, uzlaşmanın ortak planını fiyat stratejilerinin birlikte belirlenmesi oluşturmaktadır. Bahse konu uzlaşmanın unsurlarının belirlenmesi, uzlaşmanın uygulanması ve takibi ise taraflar arasında gerçekleştirilen bir dizi iletişim, bilgi paylaşımı ve mutabakat vasıtasıyla ifa edilmiştir. İşaret edilen uzlaşmaya ilişkin ilk delil, Garanti’de yapılan yerinde incelemelerde elde edilen 21 Ağustos 2007 tarihli belgedir. Sözü edilen belgede Akbank ve Garanti arasında konut kredisine uygulanacak faiz oranı için bir iletişim gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

CENTİLMENLİK ANLAŞMASI

Elde edilen 27 Eylül 2007 tarihli ve 2 numaralı belge ise, Akbank, Garanti, İş Bankası, Vakıfbank ve Ziraat’in mevduata uygulanacak maksimum faiz oranının birlikte belirlenmesi ve söz konusu orandan daha yüksek fiyatlama yapılmaması hususunda bir centilmenlik anlaşması gerçekleştirdiklerini ortaya koymaktadır. Böylelikle, bahsi geçen 7 adet piyasa yapıcı büyük banka tarafından, kredi ve mevduat hizmetlerine yönelik fiyat tespiti hususunda bir uzlaşmanın tesisi edildiği görülmektedir. 2008 yılına ait ilk delil olan 25 Haziran 2008 tarihli ve 3 numaralı belge ise, Garanti, Yapı Kredi, Akbank ve İş Bankası’nın bankacılık hizmetlerine yönelik bazı konuları görüşmek amacıyla toplantı düzenlediklerini ortaya koymaktadır. Garanti Yapı Kredi ve Akbank Genel müdürlerinin katılımıyla gerçekleştirilen, İş Bankası genel müdürünün iştirak edemediği ancak yapılan görüşmelerden haberdar edildiği anlaşılan toplantının kapsamı ise 4 numaralı belgede yer alan ifadeler neticesinde anlaşılmaktadır.

MÜDÜRLER TEYİT ETTİLER

Bununla birlikte, Akbank’ın 4 Temmuz 2008’de yüzde 20,60 oranında faiz uyguladığının öğrenilmesi üzerine söz konusu tarihin geçiş günü olması sebebiyle iletişimde aksama olduğundan şüphelenildiği ve genel müdürler düzeyinde centilmenlik anlaşmasının geçerli olduğunun teyit edildiği anlaşılmaktadır. İlgili belgede, anlaşmanın geçerliliğinin teyit edilmesine ek olarak, İş Bankası’nın ve kamu sermayeli bankaların da anlaşmaya taraf olup olmadığının araştırıldığı, bunun üzerine YKB Hazine Yönetim Başkanı tarafından, belirtilen bankaların da centilmenlik anlaşmasına iştirak ettiğinin öğrenildiği ifade edilmektedir. Bankacılık hizmetlerine yönelik bu uzlaşmanın tarafları, uzlaşmayı tesis eden yedi banka ile sınırlı kalmamış; Finansbank, HSBC, Denizbank, ING ve TEB ilerleyen tarihlerde belirli hizmet türleri bakımından söz konusu uzlaşmaya dahil olmuştur. Ayrıca 10 Haziran 2010 tarih ve 10 numaralı belgeye göre, en azından belirtilen tarihten itibaren uzlaşmanın kapsamı kredi kartı hizmetlerini de içerecek şekilde genişletilmiştir. Böylelikle uzlaşmanın, 12 teşebbüs arasında ve kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetlerine ilişkin uygulamaya konulacak fiyatların birlikte belirlenmesi hususunda yapıldığı tespit edilmiştir.

İSPAT GÜCÜ YÜKSEK DELİL

Delillerin ispat gücünün ölçülmesinde esas alınan kriter ise delil sayısı değil, kaynağı, oluşturulma koşulları, sağlam ve güvenililiği ve delilin diğer ispat vasıtaları ile tutarlılık arz edip etmediğidir. Kimi hallerde tek delil ihlal iddiasının ispatı için yeterli kabul edilebilmektedir.”

Bankalar danışmanla anlaşıp kendini anlatacak

Bankaların sürekli olarak elde ettikleri kârlar ve aldıkları ücret ve komisyonlara ilişkin şikayetlerle gündeme gelmesi konusunda bir süre önce harekete geçen Türkiye Bankalar Birliği (TBB), danışmanlık şirketlerinden itibar çalışması için teklifleri toplamaya başladı. TBB bünyesinde kurulan ‘bankacılık itibar yönetimi’ konusunda faaliyet yürüten çalışma komitesi, uluslararası danışmanlık şirketleriyle görüşmeler yürütüyor. Komite, birlikte çalışmaya karar verdikleri danışmanlık şirketinin hazırlayacağı rapora göre bir eylem planı belirleyecek. İletişim kampanyasının temelini, bankaların ülke ekonomisi için önemi oluşturacak. TBB’nin ‘itibar yönetimi’ çalışma komitesi içinde dile getirilen farklı görüş de, proje kapsamında sadece finansal tüketicinin bilinçlendirilmesi konusunda faaliyet yürütülmesi. Buna göre, bilinç arttıkça sektöre yönelik şikâyetler de azalacak.

Tekliflerin ardından bir iletişim kampanyasının yürütülmesine karar verilmesi durumunda, eylem planı çerçevesinde belirlenen mesajların çeşitli reklam filmleriyle tüketiciye anlatılması planlanıyor. TBB’nin eylem planının temelinde bankaların ekonomik büyüme için ne anlama geldiğinin anlatılması konusu yer alacak. Bu kapsamda bankaların maliyet yapısının nasıl oluştuğu, finansal işleyişin sağlamlığının ülke kalkınması içindeki payı anlatılacak. Eylem planının önemli bir bacağını da, finansal okuryazarlık konusunda tüketicinin bilgilendirilmesi konusu yer alıyor. Örneğin tasarruf bilincinin artırılması konusunda çocuklar, yetişkinler ve emekliler gibi farklı hedef kitlelere farklı mesajlar verilecek. Finansal okur-yazarlık konusunda da yine farklı hedeflere finansal tüketim ile ilgili bilinçlendirici faaliyetler yürütülecek..

TBB çalışma komitesinin bir yandan itibar yönetimi için birlikte çalışacağı kurumlardan teklifleri aldığı bir yandan da, çeşitli konularda algı araştırmaları yaptığı belirtildi. TBB çalışma komitesine yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre, kurum öncelikle ‘şeffaflık’ konusunda bir çalışma yaptı. Çalışmada, Avrupalı ve Türk tüketicinin şeffaflık algısının farklı olduğu ortaya çıktı. Buna göre, Avrupa’da bankaların şeffaflığı denilince akla, bilançosunun tamamıyla kamuoyuyla paylaşması geliyor. Türkiye’de ise, akla bilanço şeffaflığının yanında hizmet ve ürünleriyle ilgili yeterli açıklayıcı bilgilerin verilmesi konusu da geliyor.   /  Hülya GÜLER