ASRIN projesi olarak adlandırılan ve tarihi İpek Yolu’nu canlandırmayı hedefleyen Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu’nun Türkiye bölümünün durmasının perde arkasından yeni bir fırsatçılık yöntemi çıktı. Sayıştay raporuyla ortaya koyulan bu yönteme ‘kaz-doldur’ adı veriliyor. Buna göre, bazı müteahhitler bir bütün olarak aldığı işin kazma ve dolgu kısımları için çok yüksek maliyetler talep ederken; projenin viyadük, köprü yapımı gibi bölümlerine ise çok düşük rakamlarla teklif veriyor. İşi kazanıp, kazı ve dolgu sürecinden sonra da ödeneğinin bitmesini gerekçe göstererek sözleşmeden çekiliyor. Böylece aslında daha ucuza tamamlanacak kazı-dolgu işlerinden daha yüksek kazanç elde ediliyor, proje ise yarım kalıyor. Bürokrasinin de rahatsız olduğu yöntemin engellenebilmesi için, önleyici bir düzenleme de uygulamaya girdi.

METREKÜP FİYATI ARTTI

Sayıştay’ın Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’yla ilgili olarak hazırladığı 2013 yılı raporunda söz konusu yöntemle ilgili ihale örneklerine yer verildi. Bunların başında da Kars-Tiflis (Türkiye-Gürcistan) Demiryolu inşaatı geldi. Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından 26 Mart 2012’de yapılan ihaleyi 549 milyon 266 bin 529 TL’lik teklifi ile Şenbay-Ermit Ortak Girişim Grubu kazandı. İhalenin detayları incelendiğinde ise piyasa fiyatı 2.58 TL/metreküp olan kazı işleri için ihaleyi kazanan isteklinin 29.7 TL teklif verdiği; ortalama 0,15 TL/metreküp olan dolgu işleri için de 4.9 TL teklif ettiği saptandı.




KAZIYA 476 MİLYON TL

Piyasa ortalaması 41 milyon TL olan kazı işleri için ihaleyi kazanan firma toplamda 476 milyon TL’lik maliyet öngörürken, piyasa ortalaması 8.4 milyon TL olan dolgu işlerini de 36 milyon TL’ye yapabileceğini bildirdi. Buna karşılık  aynı firma piyasa fiyatlarına göre 150 milyon TL’ye yapılabilecek aç-kapa tüneli 10.9 milyon TL’ye, 27.3 milyon TL’ye yapılacak köprü ve viyadüğü 4.3 milyon TL’ye  yapacağını taahhüt etti, ortalama 21.5 milyon TL’ye mal olacak istasyon tesisleri inşaatlarını da 1.8 milyon TL’ye bitireceğini öngördü. Sayıştay raporunda “ Sözleşme bedelinin yüzde 99.9’u kazı ve dolgu işleri için harcanırken, yapılmayan diğer işlerin bütçeden kalan yüzde 0.01’le tamamlanamayacağı açıktır” denildi.


Benzer bir durum 2009 yılında ihalesi yapılan Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Demiryolu Bağlantı hattı yapım işinde de belirlendi. İlk ihalesinde iş tamamlanmadığı için ikinci kez çıkılan ihalede birinci ihalede birim fiyatı 2.77 TL olan kazı işleri için 28 TL’lik teklif verildi.  Toplam 44 milyon TL’lik teklifle Açılım İnşaat tarafından kazanılan ikinci ihalede, normalde işin maliyetinin yüzde 3.91’ini oluşturan kazı ve dolgu işleri  için, toplam ihale bedelinin yüzde 18’i ayrıldı. Uygulama aşamasında  yapılan iş artışlarıyla birlikte ise, söz konusu oran yüzde 27.56’ya çıktı.

Ulaştırma Bakanlığı soruşturma başlattı

SAYIŞTAY’ın bu tespitlerine Ulaştırma Bakanlığı da yanıt verdi. Kars-Tiflis Demiryolu ihalesinde sadece kazı-dolgu işlerine değil tüm imalatlara aynı anda başlandığı belirtilen bakanlık yanıtında,  söz konusu ihalenin önce Kamu İhale Kurulu’na gittiği sonrasında ise mahkemeye taşındığı ve işin tasfiye edildiği kaydedildi. Bu tür sorunların yaşanmasının kamu ihale mevzuatından kaynaklandığı belirten bakanlık, mevzuat gereği işin detaylarına ilişkin aşırı düşük veya yüksek fiyat sorgulaması yapılamadığı; işin toplamına bakıldığını kaydetti. Bakanlık “Demiryolu inşaatına ilişkin inceleme ve soruşturma yürütülüyor. Sonuca göre varsa gereken hukuki ve idari işlemler yerine getirilecektir” açıklamasını yaptı.

Bundan sonra benzer suiistimaller olmayacak

SAYIŞTAY’ın raporuna ilişkin bilgi veren bir yetkili ise, yöntemin bazı müteahhitlerce kullanılmak istendiğini ve bürokrasinin bu durumdan rahatsız olduğunu söyledi. Bazı KİT’lerde de benzer nitelikli ihalelere rastlandığı kaydeden yetkili, “Ancak Kamu İhale Kurumu (KİK) yaptığı değerlendirmeyle, kurumların birim bazında da fiyatları sorgulamasına olanak sağlayan bir değişiklik gerçekleştirdi. Bu nedenle bundan sonraki süreçte benzer  suiistimaller olmayacaktır” diye konuştu.



Hacer BOYACIOĞLU / Hürriyet