Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, daha önceleri medikal malzeme alım satım işi ile uğraşan şüpheli Ramazan Kenan Albayrak'ın çevresindeki kişilere çok para kazandığı izlenimi vererek, aylık düzenli kar dağıtma vaadiyle birçok kişiden değişik miktarlarda paralar aldığı anlatıldı.

Şüpheli Albayrak'ın ilk birkaç ay para aldığı şahıslara "kar payı" adı altında kısmi ödemelerde bulunduğu aktarılan iddianamede, ancak daha sonra ödemelerde güçlük çekmesi üzerine yakınları ve diğer para veren kişilerin ana paralarını geri istedikleri, bir süre alacaklılarını oyalayan ve piyasaya yüksek miktardaki borçlarını ödeyememesi nedeni ile çıkmaza giren şüphelinin bankada soygun yapmaya karar verdiği belirtildi.

İddianamede, şüpheli Albayrak'ın aynı gün sahibi olduğu ruhsatsız silahını da üzerine alarak Maltepe'de bulunan banka şubesinin önüne geldiği, öğle saatlerinde girdiği bankadaki oturma yerinde bir süre oturarak beklediği, daha sonra bankada müdür olarak görev yapan müşteki B.H'nin odasına girdiği kaydedildi.

SİLAH TEHDİDİYLE 3 MİLYON LİRAYI HESABINA HAVALE ETTİRDİ

Albayrak'ın banka müdüründen kalem kağıt isteyerek hesap numarasını yazdıktan sonra üzerinde taşıdığı silahı çıkartıp müşteki B.H'nin kafasına doğrulttuğu ve yazdığı hesap numarasına 3 milyon lira havale yapılmasını istediği belirtilen iddianamede, B.H'nin de banka görevlisini havale için arayacağını belirttiği ifade edildi.

İddianamede, şüphelinin bunun üzerine "silahta 13 mermi var polisi ararsan seni ve bankadaki şahısları öldürürüm" şeklinde konuşarak banka müdürü B.H'yi tehdide devam ettiği anlatılarak, kısa bir süre sonra olayı öğrenen bankanın güvenlik görevlisi D.Ş'nin de odaya girdiği bildirildi.

Bunun üzerine şüpheli Albayrak'ın bu defa silahı güvenlik görevlisine doğrultarak, "sakın kahramanlık yapmaya kalkışma, seni öldürürüm" şeklinde konuşup silahını istediği ifade edilen iddianamede, güvenlik görevlisinin üstündeki silahını odadaki masanın üzerine bıraktığı, şüpheli Albayrak'ın da masanın üzerindeki silahı alarak beline taktığı ve banka müdürü B.H'den havale işleminin yapılmasını istediği kaydedildi.

İddianamede, banka müdürü B.H'nin banka çalışanı olan Ö.Ç'yi odasındaki hattan arayarak şüphelinin verdiği hesap numarasına 3 milyon lira havale yapılmasını söylediği ve havale dekontunu odasına getirmesini sağladığı, dekontu alan şüpheli Albayrak'ın da cep telefonundan girdiği internet bankacılığı yoluyla borçlu olduğu kişilerin hesabına 380 bin lira ve 950 bin liralık para transferi yaptığı bilgisi verildi.

Kalan paranın şüphelinin hesabında bulunduğu belirtilen iddianamede, işlemlerin bitmesinden sonra şüphelinin tekrar banka müdürüne dönerek "işlemler bitene kadar, hesaplara bloke koyarsanız buradan kimse sağ çıkamaz" şeklindeki sözlerle bağırdığı kaydedilen iddianamede, banka müdürü B.H'nin olay nedeniyle sağlığının yerinde olmadığını söyleyerek dışarı çıkmak istemesi üzerine şüpheli Albayrak'ın silahı beline koyarak güvenlik görevlisi D.Ş ile birlikte banka müdürünün koluna girdiği ve üçü birlikte bankanın dış kapısına yöneldiği, bu esnada olayın ihbar edildiği polis ekiplerinin şüpheliyi yakaladığı aktarıldı.

HESABINA YATAN PARAYI İADE ETMEYEN KİŞİYE DE DAVA

İddianamede, şüphelinin eylemi sonrası para gönderdiği şahısların hesaplarına bloke işlemi konularak gönderilen paraların iadesinin sağlandığına işaret edilerek, ancak para gönderilen kişilerden Gül Ö.'nün ise hesabına gelen parayı aynı gün banka şubesine uğrayarak banka görevlilerinin de ihmali ve görev kusurları sonucu hesapta bloke bulunmasına rağmen çektiği vurgulandı.

Şüpheli Albayrak'ın her ne kadar müşteki banka şubesinin maddi varlığına yönelik tehdit ya da cebir içeren hareketi olmasa da banka çalışanlarına yönelik eylemlerinin iki ayrı "yağma" ve "hürriyetten yoksun bırakma" suçu kapsamı içerisinde kaldığı savunulan iddianamede, şüphelinin "nitelikli silahla yağma", "cebir ve tehdit kullanmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "ruhsatsız silah taşıma" suçlarından 29 yıldan 61 yıla kadar hapsi talep edildi.

İddianamede, savunmasında hesabına gönderilen parayı kendi parası olduğu inancı ile alıp harcadığını, olayı avukatı ile görüştüğünde kendisinden paranın iadesinin istenemeyeceğini ve bu nedenle iade etmediğini söylediği bildirilen şüpheli Gül Ö'nün ise "suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi" suçunu işlediği savunularak 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Şüphelilerin yargılanmasına, ilerleyen günlerde Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.