Soma'daki kazada da görüldü ki, denetimler mevcut durumun kanunlara uyumunu denetliyor.

Halbuki kullanılan teknolojinin yeterli olup olmadığı, işçiler için alınabilecek daha iyi önlemlerin neler olabileceği gibi konular denetimlerde incelenmiyor.

Sadece 600 denetçi var

Türkiye'de yaklaşık 1 milyon 500 bin işyeri var. Bunların yaklaşık 40 - 45 bini madenlerinde dahil olduğu çok tehlikeli işyerleri. Buna karşılık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı 1.100 iş müfettişi bulunuyor.

Bunların da 600 tanesi teknik müfettiş. 2012 yılında gerçekleştirilen denetim sayısı 11.533.

2013 yılı itibariyle yapılan denetimlerin 12 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Böyle olunca da, taşeron şirketler denetimden geçseler bile, o şirketlere bağlı madenlerde çalışan işçilerin güvenliğini sağlayamamış oluyoruz.

Bu şekilde iş sağlığı ve güvenliği bilincimiz, "dostlar alışverişte görsün" seviyesinde kalıyor. Madenlerde taşeron kullanımı bu şekilde sürdüğü müddetçe iş kazası sonucu ölümler engellenemeyecektir. Bu nedenle madenlerde taşeron kullanımı engellenmeli.

İş güvenliği bilinci yok

Yaşanan kazanın ortaya koyduğu durum, geçen hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yaptığı ankette de aslında açıkça görülüyor. Anketin sonuçlarına göre, işverenlerin yüzde 35'i yükümlülüklerini kısmen bildiğini ifade ederken, yüzde 6'sı hiç bilmiyor. Yani 2 yıldır yürürlükte olan kanunun gerekleri işverenlere anlatılamamış. İşyerlerinin yüzde 45.2'si işyeri hekimi, yüzde 35.8'i iş güvenliği uzmanı görevlendirmesi yapmamış. Yine işverenlerin yüzde 56.6'sı işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurmamış.

Kaza sonucu çok önemli olduğu bir kez daha anlaşılan acil durum eylem planları, bütün işyerlerinde zorunlu olmasına rağmen işverenlerin yüzde 26.7'si acil durum eylem planı yapmamış.

Yangınla mücadele ve tahliye tatbikatı yapılmayan işyerlerinin oranı ise yüzde 48. Yani neredeyse her 2 işverenden birisi yangınla mücadele ve tahliye tatbikatı yapmamış.

Dolayısıyla bir kaza anında çalışanların canları Allah'a emanet.

Koordinasyon lazım...

İş sağlığı ve güvenliği alanının en önemli sorunu, asıl işveren alt işveren sorumluluğunun paylaşımı olarak gözüküyor.

Daha önce de bu satırlardan dile getirdiğimiz gibi asıl işverenler işleri alt işverene verdikleri zaman yükümlülüklerden kurtulmuyorlar. Asıl işveren olarak taşeronun iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini koordine etmek zorundalar.

Ancak ne yazık ki, uygulamada bunun böyle yürümediği açıkça görülüyor. Yaşanan iş kazalarının yüzde 80'inin taşeron şirketlerde gerçekleşmesi bunun kanıtı.

Anket sonuçları da gösteriyor ki, işverenlerin yüzde 63.4'ü alt işverenlerle iş sağlığı ve güvenliği anlamında koordinasyon faaliyeti yürütmüyor. Yine aynı şekilde alt işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini bilmediğini ifade eden işverenlerin oranı yüzde 60.8.

Kanunun iş kazalarını engelleyemediğinin belki de en önemli göstergesi ise işverenlere yöneltilen kanun sonrasında yaşanan iş kazalarında ve ramak kala olaylarında bir azalma oldu mu sorusunun cevabı. İşverenlerin yüzde 42.3'ü kanun sonrası iş kazalarında herhangi bir azalma olmadığını ifade etmiş.

İş sağlığı ve güvenliğinde en iyi şekilde hazırlanmış kanuni düzenlemeler de yapılsa, bunların hayata geçmediğini ve ne yazık ki iş kazalarının ve iş kazası sonrası ölümlerin engellenemediğini görüyoruz.

Maden nasıl denetlenir?

İş güvenliği uzmanı madenlere girer ve denetim yapar. İlk olarak sorguladıkları ocak girişlerinin uygunluğudur. İkinci olarak ikinci tahliye kapı veya çıkışının olup olmadığı kontrol edilir.

Havalandırma tesisatı ve filtre sistemleri incelenir. Geçirgenlik ölçümü yapılır. Galerilerdeki aydınlatma ve havalandırma kontrolleri yapılır. Raylı sistemler için uygunluk testleri yapılır. Ocak içerisinde trafo dahil araç ve cihazlar kontrol edilir. Tahliye yolları üzerinde engeller olup olmadığına bakılır.