MÜJDELER olsun! Türkiye’de çok yakında dünyanın en büyük grupları arasına üst sıralardan girecek bir holding doğdu. Bu holding adı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF). Kesin rakam bilinmiyor ama ilk belirlemelere göre TMSF’nin şimdiden irili ufaklı 200 şirketi oldu.Müjde dedim ama durumun pek müjdelik yanı yok tabii ki. Bir zamanlar batık bankalar ve bağlı şirketleriyle uğraşan TMSF, tam “işleri bitirdim” derken, yeni bir tasfiye sürecinin ortasına düştü. Üstelik karmaşık ve akla karanın hiç belli olmadığı bir süreç bu. Önceki dönemde hesabı kitabı belli, genel anlamda hesapları düzgün yani kurum olmuş şirketlerle uğraşan TMSF, bu kez Bayburt’taki contacıdan, Gaziantep’teki halıcıya kadar geniş bir yelpazede çalışacak...

SAHADA 50 UZMAN

Aldığım bilgilere göre TMSF yaklaşık 50 uzmanı ile Türkiye’nin her köşesinde saha çalışmaları yapmaya başlamış. Bu çalışmaların sonunda el konulan şirketlerin durumu tespit edilecek. Satılacak olan satılacak, birleşecek olan birleşecek, kimileri de kapatılacak.Sahadan gelen ilk izlenimler, sürecin uzun ve zorlu olacağını gösteriyor. Çünkü iddiaya göre şirketlerin bazıları malları kaçırmış, bir masa bir kasa kalmış, kimi de mağdur. Bazı ispiyonların doğruluğu tartışmalı el koyulan  şirketlerin geleceği belirsiz...
TMSF satacak da nasıl satacak

BİR AYDA BİTECEK

Şirketlerin TMSF’ye geçmesi, bankalarla yapılacak anlaşmalar, kredi geri çağırmaları ve tedarikçilerle ortak yol bulma gibi konularda bir kalkan olacak gibi görünse de şirketlerin zarar görmeden ayakta kalabilmesi için hızlı hareket etmek şart. TMSF’nin yaklaşık bir ay içinde envanteri çıkarıp, çalışmalara başlayacağı belirtiliyor. Bu arada şirketlerin faaliyetleri sonucu elde edilen gelirlerin bir hesapta muhafaza edileceği, mahkeme sonucuna göre beraat edene parasının verileceği söyleniyor.

Beraat etmeyenin parası ise hazineye gelir kaydedilecek.Ancak tasfiye sürecinin de kolay olmayacağı anlaşılıyor. Sıra bu şirketlerin satılmasına geldiğinde, alıcı bulmak çok zor olacak. Gaziantep’de yaşanan bir örnek bunun ipuçlarını veriyor. Çok bilinen bir halı markasının satışı gündeme gelmiş. Ancak hiçbir girişimci, bırakın şirketi, makinalarını bile almaya yanaşmamış. TMSF’nin ilk dönemindeki operasyonlar Başkan Ahmet Ertürk’e “Soygunu gören adam” kitabını yazdırmıştı, bakalım bu dönemin sonunda Şakir Ercan Gül’ün nasıl bir kitabı çıkacak!

HES Kablo PES etmek üzere
TMSF’nin işi zor ama asıl onbinlerce kişinin çalıştığı, ekmek yediği şirketlerin işi daha da zor. Önemli olan ise bu sürecin uzun sürmemesi. Çünkü şirketler ticari faaliyetlerini sürdürmek zorunda. Önceki gün Dünya Gazetesi yazarlarından Osman Arolat’ın köşesinde Mustafa Boydak’ın çok ilginç bir e-posta mesajı yer aldı. 

Boydakların FETÖ soruşturmasında yer almayan tek şirketi HES Kablo. Grubun da en önemli ve ilk şirketlerinden. Şirket 120 milyon dolar ihracat yapıyor, İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı ilk 500’ün 57’inci sırasında.Şirketin soruşturmalardan uzak olmasının nedeni, suçlanan aile üyelerinin bu şirkette çok küçük paylara sahip olması. Bu nedenle yönetim Mustafa Boydak’ta. Boydak, Arolat’a gönderdiği mektupta, ticari olarak hiçbir faaliyet yapamaz hale geldiklerini söylüyor. Anlattığına göre “vergi mahsup işlemleri, dahilde işleme belgeleri, tescil işlemleri” gibi hayati konuların hiçbirini yapamıyorlar. Nedeni hakkında da yanıt alamayan Boydak, “Mevcut vergileri mükerrer ödeyerek, ciddi finansal sıkıntıya düşeceğiz” diyor. Boydak Grubu el konulan şirketler içinde en büyüğü. Çalışan ve bayii sayısı ile binlerce kişiyi etkiliyor. Suçlular ceza görsün ama masum çalışanların hakkını ne yapıp edip korumak gerekiyor.


JALE Özgentürk /Hürriyet