Tuncay, yaptığı yazılı açıklamada, 30 Haziran tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı "Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu ile yeni Türk Ticaret Kanunu'nun çok sayıda maddesinin değişikliğe uğradığına, önemli sayıda ibarenin değiştiğine veya metinden çıkarıldığına dikkati çekti.
Dernek olarak 2011 yılının son aylarından başlayarak yeni Türk Ticaret Kanunu'nun yol açacağı sorunları çeşitli platformlarda anlatmaya çalıştıklarını, bu sorunları ilgili görüşlerini bakanlıklara ve TBMM komisyonlarına yazılı olarak ilettiklerini ifade eden Tuncay, yeni Türk Ticaret Kanunu'nun KOBİ'ler ve ticaret hayatımızda yol açacağı olumsuzlukları dile getirmeye çalıştıklarının altını çizdi.
Tuncay, "Bütün dünya KOBİ'leri korurken, çıkartılacak Kanun KOBİ'leri çok zor duruma düşürecekti. Kanunun değiştirilmesi yerinde bir uygulamadır. Böylece yeni Türk Ticaret Kanunu'nun dokunulmazlığı sona erdi" ifadesini kullandı.
Hüseyin Kutsi Tuncay, şirketlerin birleşmesi ve bölünmesine ilişkin maddelerde, küçük ölçekli şirketlere belli şartların varlığında sağlanmış olan birleşme raporu düzenlenmesinden vazgeçme, bölünme sözleşmesi veya bölünme planını, son üç yılın finansal tabloları ile faaliyet raporlarını inceleme hakkından vazgeçme gibi muafiyetlerin orta ölçekli şirketlere de sağlanmış olmasının yerinde bir düzenleme olduğunu belirtti.
Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun, çeşitli maddelerinde geçen "işlem denetçisi" ifadesinin Kanun metninden çıkarıldığını hatırlatan Tuncay, bağımsız denetime tabi olacak şirketleri belirleme yetkisinin Bakanlar Kurulu'na verildiğini, Bakanlar Kurulu'nun bu yetkisini kullanırken KOBİ statüsünde olan şirketleri bağımsız denetim dışında bırakmasını ve böylece kamunun gözetimi çerçevesinde KOBİ'lerin üzerine yeni mali külfetler getirilmesinden kaçınılmasını beklediklerini ifade etti.
En çok eleştirdikleri konulardan birinin suç ve cezalara ilişkin düzenlemeler olduğuna dikkati çeken Tuncay, şunları kaydetti:
"Suç ve cezalarda orantılılık ilkesi gereği yeniden ele alındığı ve bu paralelde örneğin 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasını gerektiren on sekiz suçun yaptırımı idari para cezasına dönüştürüldü. OSBDER olarak sıklıkla dile getirdiğimiz gibi, çekte olduğu gibi ekonomik suça ekonomik ceza ilkesinden hareket edilmesi gerekliliği çerçevesinde TTK'daki yaptırımların gözden geçirilmiş olmasını ve ticaret hayatımızda sıkıntı yaratacak hapis cezalarının kaldırıldığını görmekten memnuniyet duyduk."
AA
