TÜSİAD'ın Yüksek İstişare Konseyi'nin  2010 yılı ilk toplantısında konuşan Boyner, "Terörle mücadele kararlıkla sürmelidir ancak, bu mücadele tüm vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin korunacağı, tehlikeli fay hatlarının harekete geçmemesi için azami dikkatin gösterileceği bir ortamda yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Boyner, "Bunları talep ediyoruz. Zira Türkiye'nin giderek zihinlerde etnik temelli bölündüğünü, böyle bir ruh halinin sinsice, toplumun kılcal damarlarına nüfuz etmeye başladığını kaygısını yüreğimizde taşıyoruz" şeklinde konuştu.

Ümit Boyner ayrıca, "Türk siyasetinin en büyük zaaflarından birisi kritik dönemlerde diyalog kapılarının kapalı tutulmasıdır. Bugünkü konjonktürde eski alışkanlıklara, sıfır toplamlı oyun mantığına teslim olmadan mutabakat zemini hazırlanması şarttır" dedi.

Mustafa Koç: "Endişeliyiz"

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç da, "(Referandum) yargı bağımsızlığını geliştirmek yerine, yürütmenin yargı üzerindeki etkisini artıran, siyasi parti yasaklarını kaldırmak yerine parti kapatmayı siyasi pazarlık alanına taşıyan düzenlemeler de mevcut. Zaten ardı ardına gelecek yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri varken, bunların önünde bir de referandum eklenmiş bulunuyor. Bu tablonun, ülkeye yarardan çok zarar getireceği endişesini taşıyoruz" diye konuştu.

Koç, terör konusunda artık kınama ve lanetleme söylemlerinin ötesinde, konuyu bütün unsurlarıyla ele alan ve ortak akılla geliştirilecek yaklaşım ve eylemlere acilen ihtiyaç olduğunu bildirdi.

"Terör bu sıklıkta ve yoğunlukta can almaya devam ederse diğer konularda söyleneceklerin, yapılacakların hiçbir anlamı maalesef kalmayacak, kimsenin kimseyi anlayışla karşılamayacağı, hatta dinlemeyeceği bir ortam oluşacak" diyen Koç, bunun Türkiye'nin, herkesin ortak sorunu olduğunu, çözümün de herkesin ortak sorumluluğu olduğunu anlattı.

Mustafa Koç, "Unutmamalıdır ki siyaset sahnesinde elbirliğiyle yaratılan gerginlik ve saflaşmalar, terör için en verimli zemini oluşturmakta..." dedi.

Son zamanlarda diğer gündem maddelerini "adeta derin dondurucuya kaldıran" Anayasa ve referandum konusuna bir de bu pencereden bakmayı öneren Koç, bugünkü kutuplaşmada ülkenin yönetim esasları üzerindeki uyuşmazlığın önemli bir rolü olduğunun görüldüğünü, bu konuda bir uzlaşma belgesi olması gereken Anayasa'nın, Türkiye'deki gelişmelerin "gerisinde kaldığı için fonksiyonunu yerine getirmede maalesef zorlandığını" söyledi.

Anayasa'nın kapsamlı biçimde değiştirilmesi gerektiğinin tüm taraflarca kabul edilen bir gerçek olduğunu sandığını ifade eden Koç, "Ancak bu değişikliğin şekli de özü kadar önem arzediyor. Mevcut Anayasamızda öngörülen değişikliklerin siyasal ve toplumsal uzlaşmanın ürünü olması gerekirken, bazı maddelerin aksine kutuplaşmayı artıran bir etkiyi doğurmasından da aynı zamanda endişe duyuyoruz" şeklinde konuştu.


Cnn Türk