Gümrükler Genel Müdürlüğü müfettişlerinin yürüttüğü soruşturmada, 2007 ile 2012 yıllarında büyük çoğunluğu Almanya’dan ithal edilen Ferrari, Porsche, Lamborghini ve Audi marka lüks otomobillerin yurtdışında başka kişilerin adına tescil edildiği belirlendi. Gazete Habertürk'ün haberine göre Gebze Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ekipleri, yurtdışında başkalarının adına tescilleri yapıldığı için ikinci el konumuna düşen 792 adet lüks otomobili tek tek tespit etti.

Türkiye’ye ikinci el olarak ithal edildiği belirlenen otomobillerin trafikten çekilmesi için tüm güvenlik birimlerine bu otomobillerin plakaları bildirildi.
El koyma kararı bulunan 70 adet lüks otomobil, trafik uygulamaları sırasında yakalanarak bağlandı. El konulan otomobiller Gebze Gümrük Muhafaza Müdürlüğü’ne getirildi. Aynı yöntemle ithal edildiği için el konulması planlanan araç sayısının 11 bini bulacağı belirtiliyor.

YASAL SÜREÇ İHALE İLE SATIŞI ÖNGÖRÜYOR

Yasal prosedür bu otomobillerin el konularak ihale yöntemiyle satışını öngörüyor. Daha sonra bu otomobilleri ikinci el olarak ithal eden firma ya da kişilere de otomobilin fiyatının iki katına kadar para cezası kesilecek. El konulan otomobillerin, Almanya’da başka birinin üzerine tescil yapılarak yurda sokulduğu için ikinci el konumuna düştüğü, ancak otomobillerin sıfır oldukları ve vergi kaçakçılığı yapılmadığı öğrenildi. Aynı yöntemle Türkiye’ye getirilen 11 bin otomobil daha olduğu, bunlara da el konulacağı öğrenildi. Bu otomobillerin de 3 veya 4 el değiştirmesi sonucunda en az 40 bin vatandaşın bu nedenle mağdur olacağı belirtildi.
BULUNDUĞU ÜLKE VATANDAŞI ADINA İLK TESCİL YAPILIYOR
Almanya ve diğer ithalatçı ülkeler, Türkiye’ye sıfır otomobilleri sadece distribütör üzerinden satıyor. Büyük galeri sahipleri de, sıra beklememek amacıyla distribütör harici otomobil almak için, Almanya ve ithalatçı ülkelerdeki otomobil fabrikalarından otomobili o ülkenin bir vatandaşı üzerine alarak Türkiye’ye gönderiyor. Otomobil, başka bir ülkede tescil işlemi gördüğü için ikinci el konumuna düşüyor. Oysa bu tescil işlemleri formalite olarak yapılıyor.

2 YIL ÖNCE DE YAŞANMIŞTI
2 yıl önce benzer nedenle 300’e yakın araca el konulmuştu. Araçlar arasında Sibel Can ve Seren Serengil’e ait araçlar da vardı.

EL KONULAN MARKA-MODELLER
El konulan modeller arasında şunlar bulunuyor:
-2010 model Audi Q7
-2010 model S350 Mercedes
-2010 model Ferrari California
-2010 model Porsche Panamera
-2009-2010-2011 model Porsche Cayenne
OTOMOBİL MARKALARI NE ANLAMA GELİYOR? OTOMOBİL MARKALARI NE ANLAMA GELİYOR?
"RESMİ EVRAKLARA GÜVENEREK ALDIM, NİYE RUHSAT VERİLİYOR?"
Ünlü sanatçı ve turizmci Faruk Tuncel de aracına el konulup mağdur olanlardan biri. Tuncel, Bodrum’da ailesiyle birlikte tatil yaparken ücra bir yerdeki trafik kontrolünde Mercedes marka otomobiline el konulduğunu belirterek “Anahtar ve ruhsat bana verilerek otomobil çekildi. Ailemle birlikte dağın başında mahsur kaldık. Ben bu otomobilin 4’üncü sahibiyim. Ruhsatına, borcuna harcına bakıp aldım. Devlet bu otomobile resmi ruhsat vermiş. Ben de devletin resmi evraklarına güvenerek bu otomobili aldım. İthalatçının nasıl, ne şekilde ithal ettiğini ben nereden bileyim. İthalatında sorun varsa, devlet bu otomobillere niye ruhsat veriyor? Niye TSE bu otomobillere sıfır diye rapor veriyor? Biz vatandaşlar olarak bunları nereden bileceğiz. Ben devletin resmi olarak ruhsat verdiği otomobili almayacağım da ne alacağım” diye konuştu.

‘VATANDAŞI NİYE İLGİLENDİRSİN?’
 
Otomobil İthalatçıları Der. Yön. HALİL ÇEBİ: “Son 10 yılda gümrüklerden tüm vergileri yatırılarak ithal edilen otomobiller, ithal işleminin gerçekleşebilmesi için yurtdışında evrak üzerinde tescil yapıldığından dolayı gümrük idarelerince kamuya geçirilip hiçbir günahı ve bilgisi olmayan araç sahiplerinden toplatılmaktadır. İthalattaki kusur vatandaşı niye ilgilendirsin. Burada kusurlu resmi kurumlar ve ithalatçı firmalardır. Ancak ceza vatandaşa kesilmektedir. Yapılan bu işlem Anayasa’ya aykırıdır.”

‘ARAÇ SAHİBİNİN KAYBI OLMAZ’ CESIM PARLAK / AVUKAT
“Araç sahipleri araçlarını temel ilke olan resmi belge ve kayıtlara itibar ederek aldıkları için ‘iyi niyet kuralı’ gereği hiçbir şekilde mağdur olmayacaklardır. İlk olarak aracı aldıkları galericilere dönüp araç bedelini, ödedikleri parayı yasal faiziyle birlikte alabilirler. Eğer bu galericiler ortada yoksa ya da ekonomik durumları bu ödemeyi yapmaya uygun değilse bu sefer devlete dönebilirler. Burada hizmet kusuru söz konusu. Araç sahiplerinin hiçbir koşul altında kayıpları olmaz.” (Hürriyet)