Anayasa referandumu konusunda ‘evet’ ya da ‘hayır’ şeklinde bir görüş açıklamayan, bu tavrı nedeniyle de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Bitaraf olan bertaraf olur” sözüyle karşı karşıya kalan TÜSİAD, tartışmayı bu kez ‘vesayet’ eksenine taşıdı. Dün akşam NTV’de konuyla ilgili soruları yanıtlayan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, TÜSİAD’ın ‘gönüllü’ bir sivil toplum kuruluşu (STK) olduğunu vurgulayarak, “Hiçbir vesayet altında karar vermeyiz. Üyelerimize de böyle birşeyi telkin etmeyiz” dedi.
Erdoğan’ın ‘bertaraf’ ifadesini sonradan düzelttiğini, “Ben yok olurlar demek istemedim, kenarda kalırlar demek istedim” dediğini hatırlatan Boyner şöyle konuştu:
“Her halükarda talihsiz bir nitelemeydi diye düşünüyorum. Akla çok hoş olmayan şeyler getirdi. Ben bunu bir tehdit olarak algılamadım. O çok ileri gitmek olur. Ama sivil toplumu ve çok sesliliğin çoğulculuğun artık yeşermesi gereken bir toplumda bu tip ifadeler artık biraz ümit kırıcı olabiliyor. Demokrasinin en önemli bileşkesi çoğulculuktur. Çoğunluğun hükmetmesi değildir. Herkesin bir şekilde temsil edilebilmesidir, temsil adaletinin yüksek olmasıdır. Biz farklı seslere, farklı görüşlere farklı yapılara, farklı kurumlara tahammül edemezsek çoğulcuğu sağlayamayız ve o da elimizde çok güdük bir demokrasi bırakır ve buna demokrasi bile diyemeyiz. Bu konuda bizim tavrımız çok net.”

Birey odaklı anayasa
Ümit Boyner, iş dünyasını ya da çalışanları temsil eden bazı STK’ların referandumda verecekleri oyu açıkladıklarının hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
“Önümüzdeki sene 40’ıncı yaşımızı kutlayacağız. Biz tabii ki bir görüş açıkladık. Bu görüş TÜSİAD’ın kendi tabanıyla istişare ederek oluşturulmuş görüşlerdir. Ama bu noktadan sonra halk oylamasında tüm üyeler gidip istediği oyu vermekte serbesttir. Biz de yönetim kurullarının veya başkanın bir oy telkin etmesi kesinlikle alışılmış bir durum değildir. Belki de bu yüzden biz 40 senedir var olan bir kurumuz. Diğer kurumları eleştiriyorum gibi anlamayın her kurumun kendi geleneği olabilir. Ama biz bir gönüllü STK’yız. Ve hiçbir vesayet altında karar vermeyiz. Üyelerimize de böyle birşeyi telkin etmeyiz. O noktada çok tutarlı olduğumuzu düşünüyorum.”
TÜSİAD’ın bireyin söz hakkına dikkat çekmek istediğinin altını çizen Boyner, “Birey üzerine odaklı bir anayasa yapalım. Türkiye uzun seneler askeri vesayet altında yaşadı. Bunun yerine koyacağımız şey vatandaşın temel haklarıyla ilgili olmalı. Buna odaklanmazsak resmi kaçırırız. Yasama üzerinde etkiyi devam ettirmek hangi vesayeti çözecek? Vatandaşı devletten koruyan bir anayasa yapmalıyız” dedi.

Sakıncalı iki madde
Son dönemde “TÜSİAD anayasa paketiyle ilgili görüş vermedi” şeklinde bir kanaat oluşturulmaya çalışıldığını, oysa derneğin 1992’den bu yana yeni anayasa ihtiyacını dile getirdiğini, kendilerine getirilen paketi de bu çerçevede incelediklerini anlatan Boyner şöyle konuştu:
“Pakette temel hak ve özgürlüklerde yapılan birtakım düzenlemeler konusunda eksiklikler olabilir ama olumlu gelişmeler var. Ombudsmanlığa veya geçici 15’inci maddenin kaldırılmasına kim hayır diyebilir. Bu maddelerde olumlu görüş verdik. Fakat iki madde konusunda sakınca var dedik. 82 anayasası askerin yaptığı anayasaydı. Emir komuta zinciriyle yargıyı vesayet altında tutan bir anasayaydı. Bizim de görüdüğümüz, gelen pakette aslından burada bir değişiklik yapılmıyor.
Tam tersine Anayasa Mahkemesinde Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini artırarak, Cumhurbaşkanı’nın atayacağı üye sayısını artırarak erklerin denge kurmaları açısından bir sıkıntı yaratıyordu. Diğer taraftan HSYK açısından bizim yine 92’den beri eleştirdiğimiz HSYK’da ciddi şekilde Adalet Bakanı’nın yetkisi vardır, onun kontrolü altındadır söylemi devam ediyordu. Çünkü gelen pakette HSYK içinde taban genişliyor, üye sayısı artıyor, bunlar olumlu ama Adalet Bakanı’nın hâlâ kurumun temsilinden ve aslında bir yerde kurumun alacağı kararlardan sorumlu olması bizim geliştirdiğimiz maddelerle uyuşmuyordu.”

‘Motivasyon sürmeli’
Bu noktada söz konusu iki maddenin ayrılarak paketin parçalı oylanması görüşünü dile getirdiklerini belirten Boyner, “Yeni bir anayasa yapmanın Türkiye’de motivasyonunun devam etmesi gerekiyor. Bu diğer HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısıyla ilgili getirilen değişiklikler belli ki toplumda kutuplaşmaya neden olacaktı, oldu. Bunun yeni anayasa motivasyonunu kırmasından da açıkçası çok çekiniyoruz” dedi.
Boyner, “‘Bu iki maddeyi ayırıyoruz, ne oy vereceksiniz?’ deselerdi TÜSİAD yine hayır ya da evet demeyecekti. Bir STK’nın oy rengi söylemesi en azından TÜSİAD geleneklerinde pek rastlanmış birşey değil” diye konuştu.

 

‘Ayrımı reddediyoruz’
Ümit Boyner, ‘Anadolu-İstanbul sermayesi’ tartışmasıyla ilgili olarak şöyle dedi: “TÜSAD’ın ayrımcılık yapması ekonomik gerçeklere uymadığı gibi bizim programızla da uyuşmuyor. TÜRKKONFED’in kurucularındanız, yerel örgütlere çok değer veriyoruz. Türkiye’nin sürdürülebilir büyümeye geçişi ve verimlilik tabanlı büyümesi ve küçük işletmelerin konumuyla ilgili çalışmalarımız var. Bu işletmelerin etkin olması için çok çalışıyoruz. Bu çalışmaları bu hükümet gayet iyi biliyor. İlgili bakanla çok yakın çalışıyoruz. Onun için söylenenlerin gerçekle alakası yok. Bu ayırımı reddediyoruz.”

‘Akçeli işler için isteğimiz olamaz’
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Milliyet yazarı Güngör Uras’ın “Allah politikaya bulaşan işadamına kuvvet versin... Siyasete bulaşanlar, şu veya bu nedenle ve şekilde siyasetçilerle kol kola girenler, siyasilerin bekleyişlerini cevaplamaya mecbur kalıyorlar” ifadelerini yer aldığı yazısının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Gidip de birşey istemek...  TÜSİAD’ın kurum olarak böyle bir duruşu olamaz.   TÜSİAD yatırımla ilgili  Türkiye’nin önünün açılması konusunda görüş verir. Bu görüşler de istek olarak algılanabilir. Biz bugün Yatırım Ortamını İyileştirme Kurulu’nda da çalışıyoruz. Değişik bakanlıklarla politika bazında istişareler yapıyoruz. Bu, katılımcı demokrasinin şartı. Avrupa’da da STK’lar görüş verirler. TÜSİAD’ın akçeli işler için gidip birşey istemesi söz konusu olamaz.”
Ümit Boyner bir başka soruyu yanıtlarken de, “Hiçbir sivil toplum kuruluşu hükümetle diyaloğunun kopmasını  istemez. Çünkü bu, bizim açımızdan bakıldığında yatırım ortamında istihdam sağlanmasında yapacağımız katkıların eksik kalması  demektir. Aynı şekilde bu hükümetlerin de işine gelmemelidir diye düşünüyorum. Özellikle çoğulculuktan ve demokrasiden  bahsediyorlarsa” dedi.

‘Avcı’nın kitabı tüyler ürpertici’
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Hanefi Avcı’nın kitabıyla ilgili olarak şöyle dedi:
“Kitabı okuyorum, henüz bitirmedim. Kitabın içindekilerin doğru olup olmadığını zaman içinde anlayacağız. Zannediyorum bir soruşturma başlatıldı. Bence bu önemli. Okuduğumuz bir takım şeyler tüyler ürpertici. Kişisel hak ve özgürlükler konusunda, fikir hürriyeti konusunda bu tip yapılanmalar varsa hükümetlerin bunların üzerinde durması gerekir. Bence bunların tartışılmasında Hanefi Bey belki başlangıcın sebebi oldu. Vatandaşa hizmet veren   bütün devlet kurumlarında şeffaflığın önemli olduğunu düşünüyoruz.”



Milliyet