Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vahdettin Ertaş, kamuya yanlış bilgi verildiğini tespit ettikleri anda mevzuatın kendilerine verdiği imkanları kullandıklarını belirterek bir şirketin izahnamesinde yazan her bilginin doğruluğundan ihraççının sorumlu olduğuna dikkat çekerek "Varsayımlar makul ölçülerde tutmayabilir ama yalan yanlış bilgi verilmesine biz tahammül etmiyoruz" dedi.
 
Son dönemde SPK'nın haftalık bültenlerinde, geçmiş 2 yılda yapılmış halka arzlarla ilgili yatırımcılardan gelen şikayetler üzerine yapılan incelemelere dönük pek çok karar açıklandı. Bir kısım kararda para cezaları yer aldı bazılarında ise yetki belgesinin iptaline kadar giden süreçler oldu. Hatta SPK, açıklama yaparken zarara uğradığını düşünen yatırımcıya haklarının ne olduğuna dair pek çok bilgi de verdi. Bu gelişmeleri hatırlattığımızda ise SPK Başkanı Vahdettin Ertaş, "İzahnamede ne bilgi açıklanmış. Fiili durumla yani gerçekleşenle söylenen arasında bir fark varsa bakıyoruz. Kamuya yanlış bilgi verildiğini tespit ettiğimiz anda mevzuatın bize verdiği imkanları kullanıyoruz" dedi.
 
Ertaş, değerleme konusunun subjektif bir iş olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Dünyanın belki de en zor işi. Bir takım varsayımlara dayanıyor. Şirketinizin gelecekte ulaşacağı değeri tahmin ediyorsunuz. Büyüme, kur, faiz, iş hacmi gibi yüzlerce varsayımdan bir değer ortaya çıkartıyorsunuz. Bizim ceza yaptırım uygulayabilmemiz için hakikaten yalan yanlış bilgi verildiğini tespit etmemiz lazım. Varsayımlar makul ölçülerde tutmayabilir ama yalan yanlış bilgi verilmesine biz tahammül etmiyoruz. İzahnamede yazılı her bilginin doğruluğundan ihraççı sorumlu. Bizim mevzuatımız bunu söylüyor. Yatırımcının ihraççıdan tazmin edemediği noktada aracı kurum sorumlu. Hem ihraççının yetkili kişilerinin hem de aracı kurumun yetkili kişilerinin ben buradaki bilgilerin doğruluğunu teyit ediyorum diye imzası var. Yanlış işlem yapıldığını tespit ettiğimiz noktada mevzuat ne diyorsa o olur."
 
Sermaye piyasalarına yatırım işinin zor bir karar olduğuna vurgu yapan Ertaş, "Ya bu işten çok iyi anlamak lazım ya da anlayanlardan çok iyi profesyonel hizmet almak lazım" diyor. Kamuya açıklanan bilgilerin yatırımcıların iyi okumasını ve iyi analiz etmesini isteyen Ertaş, yatırımcının parasını yatırdığı sermaye piyasası aracının riskini bilerek hareket etmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
 
 Sadece 1.000 şirket değil, 'nitelikli 1.000 şirket'
 
 Vahdettin Ertaş, 1.000 şirket hedefinden vazgeçmediklerini ama artık sayı kadar 'niteliğe' de önem verdiklerini vurgulayarak "Biz aynı zamanda nitelikli 1000 şirket istiyoruz. Bu yılı yeniden yapılanma dönemi olarak ilan ettik, inşallah önümüzdeki yıldan itibaren vitesi daha da büyüteceğiz" dedi. Önümüzdeki 1-2 yılı gördükten sonra şirket hedefinde yukarı doğru bir revizyon yapabileceklerine de değinen Ertaş, 12 Şubat kararlarının arkasında yatan bakış açısını anlatırken de, "Son 4 yılda önceki yıllara kıyasla daha fazla sayıda şirket halka açılmasına rağmen halka arzlardan elde dilen hasılatta, yatırımcı sayısında ve yabancı yatırımcıların yeni halka arzlara olan ilgisinde bir azalma gerçekleştiğini tespit ettik. 2023 yılında 1.000 halka açık şirket hedefini yakalayabilmemiz için halka arzlarla ilgili yeni karar alma ihtiyacını hissettik" dedi.
 
Halka açılacak şirket yatırımcıyı memnun edecek
 
 Halka açılacak şirketlerde şeffaflığın artırmasına yönelik kararlar aldıklarını ve arz öncesi bilançoların şeffaflığını gölgeleyen hususların giderilmesini istediklerini ifade eden Ertaş, "Yatırımcının yatırım kararı verirken ihtiyaç duyacağı bilgilerin, tam, açık ve anlaşılır bir şekilde yatırımcılara sunulmasını sağladık. Ayrıca aracı kurumlara, şirket değerlemesi yaparken daha titiz davranmaları konusunda bir takım kurallar koyduk. Bir şirket halka açılmadan önce hem şirket bünyesinde hem de aracı kurum tarafında çok ciddi bir çalışma yapılması lazım. Biliyorsunuz bizde geçmişte yaşanan problem daha çok fiyatlamada ortaya çıktı. Halka arzları sürdürebilmek ve 1.000 şirket hedefini yakalamak için piyasaya sunulan şirketlerin belli bir kalitede olması ve yatırımcıyı da memnun etmesi gerekiyor. Bunu tek taraflı olarak sürdürmek yatırımcıya zarar veriyor" açıklamasını yaptı.
 
Aracılar birbirini 'çapraz kontrol' edecek
 
 Ertaş, öncelikle mali tablolarda yatırımcıların anlayamayacağı unsurların dışarıya çıkartılmasını ve 'herkesin anlayabileceği bir tablonun ortaya çıkmasını' istediklerini vurgulayarak "Aracı kurumlara 'bunların fiyatlamasını yaparken daha ciddi çalışın' dedik. Hatta bununla da yetinmedik başka aracı kurumlara dedik ki 'sizde bunların kontrolünü yapın, sizde fiyatlama konusunda bir rapor hazırlayın ve yatırımcılarınıza sunun'" dedi. Buna göre diyelim ki ABC aracı kurumu bir şirket için 5 lira fiyat tespit ediyorsa, diğer aracı kurumlarda eğer başka şirketlerin halka arzına aracılık yapmak istiyorlarsa, 1.1.2014'ten itibaren ABC aracı kurumun fiyat tespit raporu konusunda, halka arzdan önce, bir değerlendirme yapması gerekiyor. Ertaş, "Bu ne demek? Piyasayı birbirine kontrol ettirmek demek. Maksat yatırımcıya adil bir fiyatla hisse senedinin çıkması. Bundan sonra piyasaya girecek şirketler fiyatlama konusunda daha gerçekçi olacak. Hem de şeffaflık konusunda bir önceki dönemden bir adım daha önde olacak. Böylece hedefimize daha kolay ulaşacağımızı tahmin ediyoruz" açıklamasını yaptı.
 
Aracı kurum tebliği bugünlerde gelecek
 
 Yeni Sermaye Piyasası Kanunu yayımlandıktan sonra Sermaye Piyasası Kurulu 15 ayrı konuda ikincil düzenlemeyi kamuoyunun görüşüne açtı.  Ertaş, tüm sermaye piyasası aktörlerinin mevzuatta uygun yapıyla kendilerine gelmelerini istediklerini belirterek "60 tane ikincil düzenleme yapacağız. 15 tanesini tartışmaya açtık. Bu haftadan itibaren ikinci 15'lik dilimi kamuoyunun tartışmasına açacağız. Ondan sonraki haftada da ilk 15 tebliğin mevzuatlaştırması sürecini başlatacağız. Yılın sonuna kadar 40'ın üzerinde düzenleme bitmiş olacak. Aracı kurumlarla ilgili tebliğimizi önümüzdeki hafta açıklayacağız" dedi.

 Bu konuda son derece demokratik bir yaklaşım izlediklerini de kaydeden Ertaş, "Türkiye'de yeni bir sermaye piyasası inşa etmeye çalışıyoruz. Mevzuat olarak, borsaların birleşmesi olarak, vizyon olarak yeni bir yaklaşım söz konusu. Daha düne kadar lokal bir piyasayken Kıbrıs'a geldik, yarın öbür gün Türk Cumhuriyetlerine, Ortadoğu'ya gideceğiz her gün bir yere gideceğiz. Bu vizyon değişikliğinin yansımasıdır. Hedef 2023'te küresel merkez olmak" açıklamasında bulundu.
 
Alım satıma aracılıkla 100 aracı kurumu ayakta tutamayız
 
 Vahdettin Ertaş, piyasada aracı kurum sayısının azaltılacağına dair yorumlar yapıldığının sorulması üzerine ise "Aracı kurumlarda yeniden yapılanma ihtiyacı var. 2002'de 150 aracı kurumumuz varmış, 50 tanesi kendiliğinden sistemin dışına çıkmış. Çünkü, sektör büyüyemiyor. Aracı kurumlar işlem hacmi yaratamıyorlar. Farklı alanlarda iş edinemiyorlar. Ekonomik olarak faaliyetlerinde doğal bir tasfiye süreci başlamış. Sektörün üçte biri son 10 yılda doğal seleksiyona uğramış. Bu sektörde zaten bir şeyler yapılması gerektiğini sorduğunuz herkes size söyler. Biz diyoruz ki; sektörün büyümesi ve farklı alanlara girmesi lazım. Sadece borsada alım satıma aracılık ederek 100 aracı kurumu ayakta tutmamız mümkün değil" dedi.
 
Aracı kurumlardan beklentilerinin çok fazla olduğunu da aktaran Ertaş, "Yatırım bankası gibi çalışmalarını istiyoruz. Artık bir aracı kurum mevduat toplama dışında her işi yapabilecek. Aracı kurumları yeniden yapılandıracağız. Şu faaliyeti yapmak istiyorsan şu kadar öz kaynağa sahip olman gerekir diyoruz. Aracı kurumların yatırım bankacılığı ligine çıkartmak için sermayelerini, kalitelerini, teknolojilerini, kurumsal alt yapılarını yukarı çıkartalım ki sadece brokerage işlemlerinden yatırım bankacılığına dönüşsünler. Uluslar arası yatırım bankaları gibi olsunlar. Dünyanın neresinde finans kaynağı varsa onu bizim şirketlerimizle tanıştırsınlar. Dünyanın en ücra köşesindeki yatırımcılarla bizim şirketlerimizi tanıştırsınlar" diye konuştu.
 
 Portföy yönetim şirketi  450 bin TL'ye kuruluyor ama bu parayla İstanbul'da ya da Ankara'da ev alamazsın
 
 SPK Başkanı Vahdettin Ertaş, portföy yönetim şirketleri ile ilgili tebliği de görüşe açtıklarını çalışmanın bitme aşamasına geldiğini kaydederek piyasanın büyümesi için yapılan işin fizibıl olması gerektiği üzerinde durdu. Ertaş, şöyle dedi: "Bir aracı kurumun bir portföy yönetim şirketinin minimum 5 kişi ile çalışması lazım. Biz hesapladık, aylık en az 60 bin TL sabit maliyeti var. hiçbir iş yapmadan binası faksı telefonu kirası maaşı. Bu da şunu gösteriyor 60 milyonluk portföye ulaştığında ancak başa baş noktasına gelebiliyor. Şu anda 450 bin TL'ye portföy yönetim şirketi kurulabiliyor. Bu fiyata İstanbul'da Ankara'da artık daire alamıyorsunuz.  Biz kurumların standardını yukarı çekmek istiyoruz ki sadece alım satım yapmasın büyük olsun büyük düşünsün masraf etsin araştırma yapsın nitelikli eleman alsın. Bu sermayelerle Türkiye'de artık iş yapılmıyor. Türkiye artık sınıf atladı onun farkına varmamız lazım. Kurumsal yeniden yapılanma istiyoruz. Buna herkesin katkı sağlaması ve 2023 hedefimize ulaşma konusunda elini taşın altına koyması gerekiyor."
 

Ece Ceyhun/Dünya