Antalya’da Yediemin Otoparklarında bağlı tutulan araç sayılarında artış yaşanıyor. Haciz yoluyla bağlanan araç sayılarındaki artıştan kaynaklanan yoğunluk sebebiyle otoparklar hınca hınç doldu. Araçlara yer bulmakta zorlanan işletme sahipleri ise durumdan memnun değil.

Antalya’da trafik ihlali, haciz yoluyla bağlanan araç ve motosikletler sonrası, kentteki yediemin otoparklarında önemli düzeyde artış oldu. Özellikle haciz yoluyla alıkonulan araçların 12 yıla kadar alınmaması, otopark işletmecilerinin en büyük sıkıntısı haline geldi. Uzun süre bekleyen araçların hurda haline geldiğini belirten işletme sahipleri, bu tür araçlardan kar etmediklerini, aksine zarar ettiklerini söyledi. Türkiye genelinde de aynı durumun söz konusu olduğunu kaydeden Antalya Otoparkçılar ve Oto Yıkamacılar Derneği Başkanı Hakan Topçu, araçların trafiğe ya da hurdaya ayrılmadan yediemin otoparklarında uzun süreler durmasının ülke ekonomisine olumsuz olarak yansıdığını dile getirdi.

“Haciz yoluyla bağlanan araç sayısı arttı”

Haciz yoluyla bağlanan araç sayılarında ciddi artış yaşandığına vurgu yapan Topçu, araçların otoparklarda uzun süre kalmasındaki sebebin İcra İflas Kanunu’ndaki aksaklıklardan meydana geldiğini savundu. Topçu, 4 ayrı otoparkı bulunduğunu ve bu otoparklarda toplamda 2 bin 500 araç, bin 800 motosiklet olduğunu söyledi. Aralarında 12 seneye yakın bekleyen araçların yer aldığına dikkat çeken Topçu, “Bu durum araçları bağlatan avukatların sorumsuzluğu bir de milli emlak müdürlüğünün yeterli şekilde gerekli çalışmayı yapmamasından kaynaklanıyor. Normalde kanuna göre, 6 ay içerisinde alınmayan ve satılmayan araçlar, milli emlak tarafından satışa çıkarılır. Bu araç ve motorlar, hepsi yurt dışından dövizle aldığımız emtialar. Bunun Türkiye genelinde yediemin otopark depolarını düşündüğünüz zaman bu durumun ülke ekonomisi için korkunç zararı var. Bu kadar araç burada uzun süre bağlanıp da çürümeye yüz tutmasını beklemektense, bunların hepsi bir şekilde satış yoluyla tekrar trafiğe çıkarılmış olsa veya hurdaya ayrılsa ülkeye bir katma değer katacak. Özelikle dövizle mücadele verdiğimiz şu sıralarda bu kadar araç ve motorun burada bağlanması ülkeye verilen en büyük zararlardan biridir. Türkiye geneli bu zarar hesaplandığında aşırı bir yük olduğu gözleniyor” dedi.

“10 yıl burada kalınca hurdaya dönüyor”

Uzun süre bekleyen araçların güneş, toz ve topraktan etkilendiğine işaret eden Topçu, “Bir aracı 10 sene güneşte, tozun toprağın içerisinde bekletiyorsunuz ve bir de bu araçlar geldiği zaman bizlere anahtarsız geliyor. Önündeki arkasındaki araba çıkış yapacağı zaman çekiciyle tekrar al, indir işlemlerinden geçiyor. Ve 10 sene gibi uzun bir süreyi düşündüğünüz zaman hurda haline geliyor” diye konuştu.

“Yer bulamıyoruz”

Araçlar arttıkça otoparklarında yer kalmadığını belirten Topçu, “Araçlar arttıkça yer kiralıyoruz. Yer kiralamak bizim için ayrı bir eziyet. Ruhsatını, alt yapısını hazırlamak ayrı bir problem. Bizim için büyük bir külfet. Uzun süre bekleyen araçlarda hiçbir yediemin deposunun karı olmaz, zararı olur. Çünkü aracın ekonomik değerinin yüzde 30’unu geçemiyorsunuz. Araba ister 10 sene dursun bu ücreti alıyorsunuz. Onun için uzun süre bekleyen araçların yediemin deposu sahibine hiçbir şekilde faydası yok zarardan başka. Biz bu durumdan rahatsızız” ifadelerini kaydetti.

“Sorumluluk alacak kişilerin belirlenmesi lazım”

Yetkililerden konuyla ilgili çözüm beklediğini de ifade eden Topçu, “Sabit çözüm bulunması lazım. Bununla alakalı kanunda yapılacak değişikliklere ihtiyaç var. Türkiye genelinde böyle bir tabloyla karşılaşılmaması için icra iflas kanunundan muhakkak değişiklik yapılması lazım. Eğer bir avukat bir araca yakalamalı haciz koyuyorsa, avukat bundan sorumlu olmalı ve 6 ay içerisinde satışını yaptırması lazım. Kısacası sorumluluk alacak kişilerin belirlenmesi lazım. Onun haricindeki çözümler geçici çözüm olur” diye konuştu.