Toplum kurallarına uymayanlar ayıplanıyor, dini kurallara uymayanlar dışlanıyor, yasalara uymayanlar cezalandırılıyor. İnsanlar çok sağlıksız bir durum ama kendilerini yaptırımların olması ya da dışlanma korkusuyla gizlemek zorunda hissediyorlar. Kendisi olmaktan vazgeçip, başkalarının beğenisine uygun davranıyorlar. Övgü aldıkları davranışları daha istekle yapmaya başlıyorlar. Bu insanlar, bir süre sonra doğal halinin nasıl olduğunu hatırlamaz hale gelebiliyor. Hatta bazıları doğal halinin bu olduğunu sanabiliyor.

Tabi bir insanın kendini gizlemesi de uzun zaman mümkün olmuyor. Mutlaka karşı taraf gizlenen şeyden şüphelenir. İnsanın doğasına aykırı hareket etmesi ne büyük bir eziyettir. Bu eziyetini eşine başka konularda problem çıkararak mutlaka yansıtacaktır. İnsanlar bu eziyete rağmen, doğasına aykırı davranmayı sürdürmeyi seçebiliyorlar. Bu da evlilikte gizli hayatlara, sırlara sebep oluyor. Böyle bir ilişkide iseniz eşinize güven duygusunu veremezsiniz. Evlilikte güven ilişkisi bir kere zedelenirse yeniden tesis etmek çok zordur. Bazen ufacık şüpheler bile boşanmaya sebep olabilmektedir. Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına yol açacak her türlü tutum ve davranış boşanma nedeni olarak sayılmaktadır. Boşanmaya neden olan unsurlardan birisi de “güven sarsıcı davranış” tipidir.

Güven sarsıcı davranış nedeniyle boşanma davası açmak isteyen kişiler açısından öne sürülecek boşanma nedeni hukuka uygun olmalıdır. Medeni Kanun’un 166. Maddesi kapsamında evliliğin temelden sarsılması sonucu boşanma davası açılabilmektedir.

“Güven Sarsıcı Davranışlarda Bulunmak” ifadesi ne anlama gelir?
“Güven Sarsıcı” kelimeleri eşlerin birbirlerine olan güven duygusunu oluşturan ve pekiştiren sadakat duygusu oluşumunu engelleyici davranış biçimini ifade eder. “Davranışlarda bulunmak” kelimeleri birden fazla sayıda davranış yani yapılanların sürekli olması gerektiğini ifade eder.

Güven Sarsıcı Davranışlar Hangileridir?
Evlilik birliği içerisinde tarafların sadakat yükümlülüğü ve güven duygusunu zedeleyen her türlü davranış güven sarsıcı nitelikte olmakta ve boşanma davası için öne sürülebilmektedir. Yargıtay’ın Güven sarsıcı davranış olarak nitelendirdiği davranışlara  örnek vermek gerekirse;

Eşinin cinsel yetersizliğini açıklamak,

Eşini satacağını söylemek,

Cinsel suçlamada bulunmak,

Cinsel tacizde bulunmak,

Küçük düşürmek,

Eşlerden birisinin diğer eşin istemediği bir kişi ile görüşmesi, istenmeyen kişilerle arkadaşlık edilmesi ve bu durumu eşinden gizlemesi,

Evlenmeden önce bakire olmadığının eşten gizlenmesi ya da bu konuda yalan söylenmesi,

Gittiği yeri izah edememe, gün içerisinde nereye gittiğini gizleme, gittiği yerler konusunda yalan söyleme,

Eşin evde olmadığı zamanlarda meşru bir neden olmaksızın eve karşı cinsten birisinin alınması güven sarsıcı davranış olarak adlandırılmaktadır. (burada meşru bir nedenden kasıt örneğin çocuğun hasta olması durumunda eve doktor gelmesi)

İnternet, telefon gibi iletişim araçları üzerinden karşı cinsten birileriyle sürekli telefonda görüşmeler yapılması,

İnternet üzerinde Facebook Twitter Google+ gibi sosyal ağlarda tanınmayan kişilerin eklenmesi, onlarla sohbet edilmesi, arkadaşlık internet sitelerine üye olunması,

Ayrıldığı eski eşi ile görüşmek,

Irzına geçilmek İstendiğini söylemek,

Sevgilisini unutamadığını söylemek,

Sadakate aykırı davranışlarda bulunmak ( başkasıyla yaşamak, eve başkasını almak, evlilik dışı çocuğu olmak, ilişkisini anlatmak, sadakatsizliği açıklamak,  başkasıyla cinsel ilişki kurmak)

Eşten habersiz başka birisine yüksek miktarda borç vermek, eşinden habersiz banka kredisi çekmek,

Eşten habersiz evi başka birisinin üzerine yapmak,

Mal varlığını habersiz bir şekilde devretmek,

Eşinden parasını gizlemek gibi birçok örnek verilebilmektedir.

Güven sarsıcı davranışların neler olduğu kişiden kişiye göre değişir mi?
Toplumun farklı sosyal tabakalarındaki insanların güven anlayışları arasında farklar meydana gelebilir. Fakat tüm toplumlarda güven sarsıcı davranışlar boşanma sebebidir. Güven sarsıcı davranış sebebiyle boşanma nisbi boşanma sebepleri arasında olan evlilik birliğinin sarsılması sebebinin (TMK 166) içerisinde yer alır.

Bireyin evlilik ile birlikte sadakat göstermek zorunda olduğu konular vardır. Duygusal sadakat, cinsel sadakat gibi ayrımları vardır. Sadakatin yokluğu evlilik birliğini sarsacaktır. Fakat bu bireyin evlilikten ne beklediği ile de alakalıdır.

 “Eşim; iş yerindeki karşı cinsten biri ile 23:30 ile 01:30 arasında her gece birden fazla kez iş ile ilgili görüşme yapıyor, zaten bütün günde bu kişiyle beraberler bu son derece normal.”

Diyebilecek kaç kadın vardır? Burada sadakatsizlik durumu olmayabilir. Ama şüphenin varlığı da yoktur denemez. O örnek cümleyi bir erkeğin kurabildiğine inanabilir misiniz peki? Gece yarısı civarında iş yerindeki bir erkek iş arkadaşı ile karısının görüşmesini bir erkek normal değerlendirilebilir mi?

Türk toplumunda evli bir bayan ya da erkeğin 23:00 sonrasında başlayan iş görüşmesinin aynı veya karşı cins ile yapılıp yapılmamasını önemsemeyen bir yapı yoktur.

Tabi bu davranışlar meslekten mesleğe, kişinin içinde bulunduğu toplum kesimine göre değişir. Örneğin doktorların hastalarıyla ilgili gece yarıları bile konuşmaları mümkündür.

Bana göre yukarıda saydığım Yargıtay’ın güven sarsıcı davranış olarak nitelendirdiği bazı davranışlar örneğin kadınların evlendikleri zaman bakire olduğunu söylemeleri ancak öyle olmadıklarının çok sonradan anlaşılması boşanma sebebi olamaz. Bakirelik kadınların kişisel hayatına özgü bir şeydir. Kadının cinselliğini yaşama özgürlüğüne o sebebin güven sarsıcı davranış olarak belirlenmesi tam bir engeldir. Eşitliğe aykırıdır. Hakimler bu durumu değerlendirirler umarım.