Dilde yapılan bazı değişimleri haklı olarak eleştiriyoruz ama gençlerin bulduğu ve kullandığı güzel deyimler de var.

Bunlardan biri; yapılan işlere ve içinde bulunduğumuz koşullara yabancı kalmayı simgeleyen “Fransız kalmak“ deyimi. Biraz da değişik ve saçma bir olayı anlamayınca veya uyum sağlamakta zorlanınca “Bu olaya fransız kaldı” diyorlar.

İçinde bulunduğumuz koşullarda ben de çok olaya “fransız kalıyorum” uyum sağlayamıyorum ve topluma yabancı kalıyorum.

Örneğin; birisi ile karşılaştığımda, şimdilerde çok kullanıldığı üzere “Selamünaleyküm ve aleykümselam” demiyorum “Merhaba, selam” diyorum.

Ayrılırken “Allaha emanet ol” veya “by- bay bay” da demiyorum “iyi günler, güle güle” diyorum.

Şimdilerde çok moda olduğu üzere “badem bıyık, kirli sakal” bırakmıyorum, önde tamamen dökülen saçlarımı enseden uzatıp “at kuyruğu-toka” da yapmıyorum.
Boynuma ve koluma kocaman altın zincirler takmıyorum ve gögsümün düğmelerini açıp altın zincirleri ve kıllarımı göstermediğim gibi elime bir “tesbih” alıp parmaklarımın arasında sağa sola savurmuyorum.

Özellikle Cuma günlerinde, kolumun altına hasır bir örtü alıp herkese göstere göstere, iş hanlarının koridorlarına yayıp namaz kılmıyorum.

Yırtık pırtık “kot pantolon” giymiyorum. Yerlere kadar uzanan “cüppe” vari pardesü veya yakasız gömlek, ceket de kullanmıyorum.

Benim tarafımda olan bayanlar da, yırtık kot giymedikleri gibi, kafalarına ekledikleri kocaman hotozun üstüne “türban” bağlamıyorlar ve üstüne de kocaman güneş gözlüklerini yerleştirmiyorlar. Gökkuşağının renkleri gibi rengarenk çarşafvari giysiler ve  yerleri süpüren uzun etekler de giymiyorlar.

Bir kişiyi yolcularken veya selam verirken baş parmağımı avucumun içinde gizleyip “rabia selamı” vermediğim gibi, küçük parmağımı ve işaret parmağımı açıp diğer parmaklarımı kapatarak selam da vermiyorum. Basit bir şekilde elimi sallıyorum.

Televizyonların açık oturumlarında yayıla yayıla oturan muhterem zevatı, evlilik veya yarışma programlarını, basın yayın organlarındaki aslı astarı olmayan ve her gün değişen, çelişen saçma sapan açıklamaları izleyemiyorum, anlayamıyorum..

Kısaca topluma “Fransız kalıyorum”.
 
Av. A. Erdem AKYÜZ