İnsani Yardım Vakfı, 2017 yılından beri yaşadıkları zulüm ve katliamdan kaçarak farklı ülkelere sığınan toplamda 1.3 milyon Arakanlı’ya yardım ulaştırdı. Yaklaşık yüz yıldır baskı ve şiddet altında yaşayan Arakanlı Müslümanlar, farklı tarihlerde defalarca katliama uğradı. 1942 yılında 150 bin kişinin öldürüldüğü katliamlar, günümüze kadar çok kez tekrarlandı. Son olarak 2012 ve 2016 yılında yaşanan olaylar, 2017 yılının Ağustos ayı itibariyle yeniden alevlendi ve büyük bir katliam ve göç dalgasına neden oldu. Arakanlılar, yaşadıkları bölgelerde katledildiler, evleri yakıldı ve günlerce yürüyerek güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldılar.

İnsani Yardım Vakfı (İHH), geçen yıl yaşanan katliam ve krizle birlikte Arakanlılara; gıda, su, hijyen, elbise, sağlık, barınma, rehabilite ve kış çalışmaları kapsamında çeşitli yardımlar gerçekleştirdi. Yardımlar, Bangladeş, Myanmar ve Hindistan’da yaşayan Arakanlılar için aralıksız devam ediyor.

Arakanlılar Myanmar’a geri dönmek istemiyor

Bangladeş, Arakanlı mültecilerin evlerine geri dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçti.

23 Kasım 2017 yılında Bangladeş ile Myanmar arasında varılan anlaşma uyarınca ilk etapta Myanmar tarafından geri dönüşüne onay verilen 2 bin 200 Arakanlı’nın yeniden yerlerine yerleştirilmesi planlanıyordu ancak geri dönüşüne onay verilen mültecilerin hiçbiri Birleşmiş Milletler (BM) koruması ve garantisi olmadan Myanmar’daki yurtlarına yeniden dönmek istemiyor.

Bangladeş hükümeti, hiçbir mültecinin geri dönmeye zorlanmayacağına dair güvence vermişti. BM de söz konusu planın uygulanmasını desteklemiyordu. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Bangladeş hükümetine Arakanlı Müslümanların Myanmar’a iade edilme planını durdurma çağrısında bulunmuştu. Ayrıca Cox’s Bazar’daki kamplarda yaşayan bin kadar mülteci, geçen hafta hayata geçirilmeye başlanması beklenilen yeniden yerleştirme planını protesto etmişti. Bu gelişmelerin yaşanmasının ardından Bangladeş hükümeti, Arakanlı mültecilerin evlerine dönüş anlaşmasını askıya aldı.

Myanmar’da uğradıkları zulümden kaçarak Bangladeş’teki kamplara sığınan Arakanlı Müslümanlar, kendilerine vatandaşlık başta olmak üzere belirli haklar verilmedikçe ve güvenliklerinden emin olmadıkça Myanmar’a dönmek istemiyor.

Arakan kamplarının en iyi evleri inşa edildi

Bölgede yaşanan son krizden bugüne kadar 7 bin 432 ev inşa edildi. Bambu’dan inşa edilen evlere aynı zamanda güneş enerji paneli de kuruldu. Bölgede bulunan birçok kampta elektrik ve ışık bulunmazken, kurulan güneş enerji panelleri sayesinde kamplar ve evler aydınlığa kavuştu.

Vakıf, hayırseverlerin destekleriyle inşa ettiği bambu evlerin sayısını 13 bine çıkartmayı hedefliyor. Vakıf, ayrıca evlerin olduğu bölgelerde yürüme yolları, merdivenler, yeşillendirme ve çöp toplama çalışmaları da gerçekleştiriyor. İnşa edilen bu evler, bölgede insani yardım çalışmaları yapan STK’lara Birleşmiş Milletlere bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından örnek ev olarak gösterildi.

Bölgede ayrıca 16 bin 365 aileye tente, 12 bin 540 aileye de hasır dağıtımı gerçekleştirildi.

109 bin kişiye sağlık taraması

Krizin ilk günlerinde Bangladeş’teki kamplarda 1 adet ve Myanmar’da 2 adet geçici sağlık merkezi açarak sağlık hizmeti verildi. Halen Bangladeş’te günlük 200 kişinin hizmet aldığı 1 adet sağlık merkezi üzerinden sağlık hizmetleri devam ediyor. Bugüne kadar toplamda 109 bin 750 kişi sağlık taramasından geçirildi.

Çocukların rehabilitasyonu için 5 merkez

Hayırseverlerin destekleri ile çocuklar ve yetimler için 5 ayrı rehabilitasyon merkezi inşa etti. Rehabilitasyon merkezleri, Bangladeş’in Cox’s Bazar bölgesinde bulunan Balukhali, Jamtoli, Palongkhali, Bagguna ve Ghumdhum kamplarında hizmete girdi. İçinde oyun merkezlerinin de bulunduğu 5 ayrı rehabilite merkezinden toplamda bin 94 çocuk istifade ediyor. Merkezlerde, rehabilite hizmetinin yanında barınma, eğitim, sağlık ve beslenme hizmetleri de veriliyor.

678 yetime sponsor olundu

İHH’nın Yetim Sponsorluk Sistemi vesilesi ile kamplarda yaşayan Arakanlı yetimler de unutulmadı. Böylelikle 678 yetim düzenli olarak aylık desteklenme kapsamına alındı. Ayrıca diğer çocuklara kırtasiyelik malzeme ve oyuncak dağıtımları yapıldı.

Su kuyusu ve hijyen çalışmaları

Kamplarda temiz suya ulaşmakta güçlük çeken Arakanlılar için 113 su kuyusu, 5 bin litre su tankı olan 10 ayrı derin su kuyusu inşa edildi. Su kuyusu dışında kalıcı eserler inşasında 305 adet banyo ve tuvalet yapıldı. 14 bin 750 adet cibinlik dağıtımı da gerçekleştirildi.

Her alanda yardımlar sürüyor

Ekipler, kış çalışmaları kapsamında da 19 bin 385 aileye battaniye, 10 bin adet kazak dağıtımı, bin 500 kadına şal, 800 kişiye de kışlık elbise paketi yardımı yaptı.

Hayırseverlerin destekleri ile ayrıca; 136 bin 699 aileye gıda paketi, 111 bin 550 kişiye sıcak yemek, 19 bin 794 aileye pişirilmiş et, 3 bin 750 adet bebek maması, 29 bin 770 aileye hijyen paketi, 10 bin 783 aileye mutfak ve yaşam malzemesi, 5 bin 336 aileye nakit para yardımı, 12 bin 886 aileye kıyafet yardımı, 25 bin adet şemsiye yardımı yaptı.

Dünyanın göz yumduğu ve unuttuğu katliam: Arakan

Onlar dünyanın en büyük “vatansız” topluluklarından birisi. Hakları, kimlikleri, toprakları ellerinden alınmış duruda. Bugüne kadar defalarca katliama uğrasalar da buna karşılık verecek güçleri veya itiraz edebilecekleri bir yer yok. Şimdi bir kez daha uğradıkları katliamla gündeme gelen Rohingya Müslümanları için son yüz yıl büyük acılara sahne oldu.

Yaklaşık yüz yıldır baskı ve şiddet altında yaşayan Arakanlı Müslümanlar, farklı tarihlerde defalarca katliama uğradı. 1942 yılında 150 bin kişinin öldürüldüğü katliamlar, günümüze kadar çok kez tekrarlandı. Son olarak 2012 ve 2016 yılında yaşanan olaylar, 2017 yılının Ağustos ayı itibariyle yeniden alevlendi.

Aslında son olayların fitilini 2012’deki Budist saldırıları ve ordunun operasyonu ateşledi. Haziran 2012’de Rohingyalara karşı katliama girişen Budist çeteler, Müslümanların geri dönmemesi için evlerini ve arazilerini ateşe verdi. Olaylar sonrası Myanmar ordusu Rohingyaların yaşadığı bölgeye temizlik (clearence) adıyla askeri operasyonlar düzenledi. Operasyonun adından anlaşılacağı gibi bu bir “temizlik” çalışmasıydı. Bu ciddi baskılar sonrası bölgedeki gerilim giderek tırmanmaya başladı. Yine Ekim 2016’da farklı güvenlik merkezlerine yönelik saldırılarda 9 güvenlik memuru öldü. Bu saldırıları kimin düzenlediği netleşmemişken ülkede Müslümanların yaşadığı bölgelere yönelik ağır operasyonlar başladı. Bu operasyonlarda binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Güvenlik güçlerine yönelik faili meçhul bu saldırı girişimleri sonrası Müslüman köylerinde toplu katliamlar başladı. Sadece 1 ay içerisinde 7 binden fazla Müslüman vahşice katledilirken 800 binden fazlası da yaşadığı toprakları terk ederek Bangladeş’e sığındı.

Toplam nüfusu 2,5 milyonu bulan Rohingya Müslümanlarından yalnızca 400 bini Arakan’da yaşayabiliyor, geriye kalanlar ise farklı ülkelerde mülteci. Arakan’da kalan Rohingyalar her an yaşanabilecek bir katliamla karşı karşıya, kamplara sığınanlar ise açlık ve doğa şartlarıyla mücadele etmek zorunda. Kamplarda, naylondan yapılma barakalarda yaşayan Rohingyalar eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerden mahrum şekilde hayata tutunmaya çalışıyorlar.