ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye partisi olacağım diye HDP sizden destek istedi değil mi? Siz de inandınız, oy verdiniz. Sonra ne oldu? Kandil'in emrine girdiler. 'Kandil'in emrindeyiz.' dediler. Oyu Kürt kardeşimden alacaksın, ondan sonra Kandil'e selam duracaksın. Yok böyle bir şey." dedi.

Yıldırım, partisince Beşyol Meydanı'nda düzenlenen Van mitinginde yaptığı konuşmaya, milletin adamı Türkiye sevdalısı Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını alandakilere ileterek başladı.

Van'a bir kez daha gönlünü açmaya geldiğini, gönlünden geçenleri paylaşacağını ifade eden Yıldırım, dillerinin samimiyet dili olduğunu belirtti.

Yıldırım, başkaları gibi hiçbir zaman bölücülük yapmadıklarını, ayrıştırıcı dil kullanmadıklarını vurgulayarak, "Vatandaşa hep dürüst olduk, doğruyu söyledik. Bunun içindir ki mahcup olmadık. Biz vatandaşımızla gönül diliyle konuşuruz. Biz doğuyu ayrı batıyı ayrı görenlerden, doğuda başka batıda başka konuşanlardan değiliz. Kürt kardeşlerimize burada söz verip Ankara'ya gidince sözünü unutanlardan olmadık. Ne yaptıysak kardeşliğimiz, milletimiz için yaptık." diye konuştu.

Alandakilere, "Kardeş kavgasını ilelebet bitirmeye var mısınız? Şehirlerimizi yakıp yıkan bölücü örgüte hesap soracak mıyız? Aynı secdeye baş koyduğumuzu, aynı duaya amin dediğimizi bir kez daha dünya aleme gösterecek miyiz." diye soran ve "evet" cevabı alan Yıldırım, "Muhteşemsin Van. Van bir kez daha kardeşlik destanı yazıyor. Van bir kez daha birliğimizin adresi oluyor." ifadesini kullandı.

Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türkiye'yi bir uçtan bir uca dolandıklarını, her yerde aynı coşku, heyecan ve samimiyeti gördüklerini aktardı.

- AK Parti 81 milyonun siyaset ocağı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Van'a geleceğinin müjdesini veren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AK Parti milletin aynasıdır. AK Parti doğu ve batının her yerde eşitlendiği partidir. AK Parti 81 milyon vatan evladının kardeş olduğu siyaset ocağıdır. Göreve geldiğimiz ilk günden bu yana hep ne dedik? İnsanı yücelt ki devlet yücelsin. İnsanın yaşamadığı, yaşatılmadığı yerde ne olur? Hizmet de olmaz kalkınma da olmaz. Dil, din, ırk mezhep üzerinden bölücük, ayrımcılık yapmadık. Terör örgütü PKK, PYD, YPG; DEAŞ gibi, masum çocukları dağa kaldıranlara gereken cevabı verdik, terörü Türkiye'nin gündeminden çıkarmak için gereken adımları attık."

Yıldırım, terör örgütünün Kütlerin dertleriyle dertlenmediğini, çocukların, vatandaşların hayatını katlederek insanlığı yok ettiğini dile getirdi.

- "Türkiye olmaya karar veriyoruz"

Ret ve asimilasyon politikalarını reddettiklerini, ellerinin tersiyle ittiklerini anlatan Yıldırım, "Türkiye'ye anlatılan korku masallarını sizin zihinlerinizden temizledik. Başta Artuklu Üniversitesi olmak üzere beş üniversitemizde Kürtçe anadil eğitimi veren bölümler açtık. Vanlılar, şanlılar Kürtlüğünüzle gurur duyun. Çünkü Rabbim sizi böyle yarattı. Nasıl yaratılacağımıza Kürt mü, Türk mü, Arap mı olacağımıza biz karar vermiyoruz. Biz bir olmaya, beraber olmaya, birlikte olmaya, hep birlikte Türkiye olmaya karar veriyoruz." şeklinde konuştu.

Başbakan Yıldırım, okullarda Kürtçe'yi seçmeli ders yaptıklarını, anadilde savunma hakkı verdiklerini, Kürtçe televizyon ve basın yayın önündeki engelleri kaldırdıklarını söyledi.

- "Kandil'in emrindeyiz' dediler"

Eski Türkiye ile geleceğin Türkiye'si arasında çok büyük farkların olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:

"İşte 24 Haziran'da bu kazanımları daha da ileri götürmek için bir karar vereceğiz. Bu seçimde Vanlı kardeşlerim yeni bir destan yazacak. Gençlerimiz kendilerini yıllardır terör maşası olarak kullananlara hak ettiği dersi 24 Haziran'da verecek. El birliğiyle hiçbir bölücü terör örgütünün bu kazanımları bozmasına izin vermeyeceğiz. 'Türkiye partisi olacağım' diye HDP sizden destek istedi değil mi? Siz de inandınız, oy verdiniz. Sonra ne oldu? Kandil'in emrine girdiler. 'Kandil'in emrindeyiz.' dediler. Oyu Kürt kardeşimden alacaksın, ondan sonra Kandil'e selam duracaksın. Desteği Kürt kardeşimden alacaksın belediye kaynaklarını dağa göndereceksin. Silah olarak, mermi olarak Kürt kardeşimin üzerine yollayacaksın. Kürt kardeşimin desteği ile seçileceksin Kürt kardeşlerimizi isyana çağıracaksın. Çukur eylemleriyle 6-7 Ekim olaylarıyla masum insanların kanına gireceksin. Bölgene gelen öğretmenleri, işçileri, askerleri, mühendisleri hedef alacaksın. Onları alçakça katledeceksin..."

(Sürecek)