DİYARBAKIR (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin tutuklanan dönemin 2. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi Komutanı Tümgeneral Atilla Darendeli, 8. Ana Jet Üssü Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe ve 2. Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezi Amiri Kurmay Albay Bülent Gürdoğan hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davada yargılanmaları başladı.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar, Darendeli, Kartepe ve Gürdoğan ile avukatları hazır bulundu. Mahkeme Başkanı sanıkların kimlik bilgilerini kayıt altına alarak, sanıklara isnat edilen suçlamaları hatırlattı.

Suçlamalara ilişkin savunma yapan Kartepe, darbe girişimin yaşandığı gece Diyarbakır'da olmadığını dönemin Muharip Hava Kuvvet ve Hava Füze Savunma Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğününde bulunduğunu söyledi.

Gözaltına alındığı sırada "Diyarbakır'dan kalkan uçaklar her yeri bombaladı" baskısı ile ifadesinin alındığını öne süren Kartepe şunları kaydetti:

"Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın verilmemiş dediği emri zamanında verdim. Sadece bu emri verdiği için terfi edenler var. Yaptıklarım gözardı edildi. Yakan, yıkan, insanların şehit edilmesine sebep olan generallerin göreve devam etmesi, bazılarının sınırsız hata yapma hakkı olduğunu düşündürüyor. Darbeye karşı tavrım net olarak ortadadır. 24 generalle birlikte düğündeydim ama iddia makamı tüm görüntülere rağmen bundan bile şüphe duyuyor. Alıkonulmamızın görüntüleri aylardır televizyonlarda yayınlanmasına rağmen inandıramıyorum."

Darbe girişimi gecesi düğünde olduğu için görevini vekaleten dönemin 8. Ana Jet Üssü Harekat Komutanı Albay Özkan Edip Akgülay'a bıraktığını anlatan Kartepe, darbe girişiminin yaşandığı sıralarda Akgülay'ı arayarak üssü "kırmızı" alarm durumuna geçirmesini, giriş ve çıkışlara kapatmasını emrettiğini iddia etti.

Darbe girişimi sırasında Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden 8 şüphelinin 6 F-16 savaş uçağını gasbetmesi, Ankara'daki alçak uçuşlarda kullanması, bu uçakları daha sonra darbecilerin karargahı niteliğinde olan Akıncı Hava Üssü'ne indirmesi suçuna ilişkin olarak Kartepe, pistin giriş ve çıkışlara kapatılması, uçuşun yapılmaması emrine rağmen 6 uçağın pistten kalktığını öne sürdü.

- "Eşimle dans ederiz, bisiklete bineriz"

Eşi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) vatandaşı olduğu için Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) atılmak pahasına kendisiyle evlendiğini belirten Kartepe, şöyle devam etti:

"Eşim KKTC düzenlenen yarışmada ikinci güzel seçilen mankendi. Evlenmem için dönemin Genelkurmay Başkanı izin verdi. Eşimle dans ederiz, bisiklete bineriz. Dolayısıyla benim ve eşimin hayat tarzı bu yapıya terstir. Şu anki durum Ergenekon sürecinden farklı işlemiyor. Karalama yapılıyor, delil üretiliyor. Marmaris'te keşif yaptığım iddiaları yalandır. Zaten uçağımız keşif uçağı değildir. Keşif karadan ulaşılamayan yerlerde havadan yapılır. Biz keşif uçağı bile değildik. Kara aracıyla ulaşılabilecek bir yere havadan keşif yapmak gülünçtür."

Kartepe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otel çevresinde keşif yaptığı yönündeki iddialarının acemice olduğunu ve bu yalanın eski meslektaşlarına ait ve suç olduğunu savundu.

- "Belki de Terzi öldürülmez darbeyle ilgili soru işaretleri aydınlatılırdı"

Kartepe, "Darbe girişimi olduğu gece Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü uçuşlara kapatılsa, darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'yi Şırnak'ın Silopi ilçesinden helikopterle getiren ve Ankara'ya götüren uçak engellense astsubay Ömer Halisdemir şehit olmayacaktı." diye konuştu.

Kartepe savunmasında şu ifadelere yer verdi:

"Özel Kuvvetler Komutanlığı personelleri üsse saat 23.25'te giriş yapıyor. Akgülay, bir saat öncesinden bunların darbeci olduğunu bildiği halde neden üsse girişe izin veriyor? Daha sonra Terzi uçuyor. Uçağın kapısı kapanınca lastiğine bıçak soksanız veya bir kurşun sıksanız o uçak bir gün sonraya kadar uçamaz. Piste araç sokulup engellenebilirdi. Pistin ışıkları söndürülebilirdi. Çünkü piste her saniye uçak inmiyor. Terzi'nin uçağının pistten kalkması neden engellenmedi. Engellenmiş olsa Ankara'da hiçbir olay yaşanmayacaktı. Hatta darbecilerin gardı düşecekti. Darbenin seyri değişecekti. Belki birçok yer bombalanmayacaktı. Belki de Terzi öldürülmez darbe ile ilgili birçok soru işareti aydınlatılırdı."

- "O gün bazı korkak ve ödlekler, lojmanlarının depolarına saklandı"

Darendeli ise 15 Temmuz gecesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en hain darbe girişiminin yaşandığını belirterek, darbeci hainlerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde tankların önüne yatacak kadar çılgın Türk halkı tarafından darmadağın edildiğini vurguladı.

Hainlerle hiçbir zaman alakasının olmadığını ve görev yaptığı sürede gerçekleştirdiği birçok başarılı operasyonların olduğunu öne süren Darendeli, "abisine danışmadan tuvalete bile gitmeyen kişilerin bu operasyonları yapacak kabiliyete sahip olmadığını" söyledi.

"Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkarak, dinci bir devlet kurmak isteyen bir grubun içinde olmam mümkün değildir." diyen Darendeli, şöyle dedi:

"Bu hainliğin içinde değilim, olamazdım da. Darbe günü izindeydim ve birliğim de kapatılmıştı. Yeni bir görev bekliyordum. Birliğimde hiçbir alet ve teçhizat yoktu. Hava kuvvetleri tarihinde ilk kez Türkiye'de hava sahası tamamen kapatıldı. O gün bazı korkak ve ödlekler, lojmanlarının depolarına saklandı. Ben ise darbecilere karşı mücadele ettim. Eskişehir 1. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nde kesintisiz bir şekilde 96 saat görev yaptım. Akıncı Üssü'nün vurulması, helikopterle kaçmak isteyen darbecilere atış yapılması emirlerini verdim. 15 Temmuz gecesi ve halen de aklını, iradesini, vicdanını hiç kimsenin emrine vermemiş Atatürkçü bir general olarak hemen görevimin başına döndüm."

Sanıklar Kartepe ve Darendeli'nin tahliye taleplerinin ardından Gürdoğan'ın savunmasının alınması için duruşma yarına ertelendi.

- İstenilen ceza

İddianamede, dönemin 2. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi Komutanı Tümgeneral Atilla Darendeli, 8. Ana Jet Üssü Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe, 2. Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezi Amiri Kurmay Albay Bülent Gürdoğan hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.