İZMİR (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki gençlerimizi dağdan kurtardık. Bu sene dağa çıkış olmadı, geçen sene çok azaldı. Kalem tutması gereken eller silah tutuyor. Dağda bunların ömrü 3,5 yıl. Ömrünün baharında o çocuklar yok olup gidiyor. Anaların gözyaşlarını dindirdik." dedi.

Yıldırım, AK Parti İzmir İl Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen "Doğu ve Güneydoğu Buluşması"nda, Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet sütunları üzerinde yükseltme sözü verdiklerini, bunun için gayret ettiklerini belirterek, ulaşımda, sağlıkta, tarımda, kültürde, turizmde devrim niteliğinde çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Dış politikada dostlukları artıracak, düşmanlıkları azaltacak adımları atıldığını, bu çerçevede Suriye'de faaliyetlerin bulunduğunu vurgulayan Yıldırım, "Fırat Kalkanı, Afrin var. Bunu bile istismar ettiler. 'Efendim gittiniz Kürtleri bombaladınız'. Asıl orada biz Kürtleri de Arapları da bu alçakların elinden kurtardık. PYD'nin, YPG'nin elinden kurtardık. Mallarına mülklerine konmuşlar, çocukları alıp terör saflarına götürmüşler. Nefes aldılar, rahat ettiler. Bakın o Afrin'den hiç Kilis'e, Hatay'a bomba var mı? Amanos Dağları'nda terör var mı, elhamdülillah temizledik. Cerablus'tan, El Bab'tan... O bölgeye şimdi 250 bin Suriyeli kardeşimiz döndü, yerleşti. Çocuklar okula gidiyor, kendileri normal hayata döndü, işlerinde güçlerindeler." diye konuştu.

- "Geri dönecek bu insanlar"

Başbakan Yıldırım, kendilerine "Suriyeliler ne olacak" diye sorulduğunu aktararak, bunun haklı bir soru olduğunu, Suriyelileri 7 yıldan fazla süredir misafir ettiklerini dile getirdi.

"Misafir ev sahibinin kuzusudur." ifadesini kullanan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Yaramazlık yaparlarsa gereğini yaparız, buradan açık söylüyorum. Merhametli bir ülkeyiz, darda, zorda kalanlara yardım etmek bizim ecdadımızdan gelen bir hasletimiz. Ama kanunlar, kurallar, her şey onlar için de geçerli. Hiçbir ayrıcalıkları yok. Şimdi 250 bin kişi gitti. Orada işler düzene bindikçe geri dönecek bu insanlar. Gidecekler, yerleşecekler. Düşünün, bizim Avrupa'da, gurbette milyonlarca insanımız var değil mi ? Eninde sonunda dönüp geliyorlar. Niye, 'bülbülü altın kafese koymuşlar ille de vatanım' demiş.

Ben iki yıl İsveç'te kaldım. İhtisas için gitmiştim, İsveç gelişmiş bir ülke, her şeyi muntazam. Ama işim bittiği gün, aynı gün, bir gün sonra değil, aynı gün. Uçak yoktu atladım Danimarka'ya gittim, Danimarka'dan Romanya'ya, Romanya üzerinden memlekete geldim. İnsanın vatanı, evi gibi hiçbir yeri yok. Bu insanlar da ne kadar şartları zor olursa olsun mutlaka dönecekler. Biz de onların dönüşünü kolaylaştırmak için çalışıyoruz. Yani Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı operasyonunu hem kendi güvenliğimizi sağlamak için, sınırlardan sızmaları, terör faaliyetlerini durdurmak için, hem de buradaki Suriyeli kardeşlerimizin gidip orada yerleşmeleri için yaptık. Benzer faaliyetleri şimdi Münbiç'te ABD ile yapıyoruz. Daha fazlasını Kuzey Irak'ta yapıyoruz."

-"Terörle mücadelede yöntem değişikliği"

Başbakan Yıldırım terörle mücadelede bir yöntem değişikliğine gittiklerini ifade ederek, "Çok iyi de sonuç aldık. Savunma değil taarruz. Yurt içinde bitirdik. Elhamdülillah. Bitirdik derken kontrol altına aldık. Kalıntıları var mı, var. Mesela bugün Şırnak'ta el yapımı patlayıcıdan bir şehidimiz var İzmir Torbalı'dan. Yarın inşallah onu da ebediyete uğurlayacağız." ifadelerini kullandı.

Doğu ve Güneydoğu'da morallerin çok yüksek olduğunu, güzel bir ortam sağlandığını aktaran Binali Yıldırım, bu ortamı bozmaya çalışanlara fırsat verilmemesini istedi.

Başbakan Yıldırım geçmişten gelen, Türkiye'ye yakışmayan yanlışları, yasakları 15 yıl içerisinde ortadan kaldırdıklarına dikkati çekerek ayrımcılığa, red, inkar politikalarına son verdiklerini anlattı.

"Bu memleketin her evladı birinci sınıf" dediklerini bildiren Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:

"Etnik kimliğimizi biz seçmedik. Anamızın, babamızın Kürt mü Arap mı olduğuna biz karar vermedik. Peki niye bu ayrım? Saçlarımızın, tenimizin rengi farklı olsa da gözlerimizden akan yaşarın rengi hep aynı, bunu unutmayalım. Farklılıklarımız olabilir ama bizi yaratan Rabbimiz bir, peygamberimiz bir, kitabımız bir. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet içerisinde birlikte yaşamak bizim için en onurlu şeydir. Kürt kardeşlerimizin ana dilleri önündeki engelleri kaldırdık. Kamuda Kürtçe hizmetler, Kürtçe tercüman kullanmak... Hatta Kürtçe çağrı merkezi kuruldu. Anadilde siyasi propaganda serbestliği getirdik. İlk defa Milli Eğitim müfredatında Kürtçe seçmeli ders uygulaması getirdik. Çocuklarımızın ana dilde isimlerinin verilmesi yasaktı. Bunun önündeki engelleri kaldırdık. Yerleşim yerlerinin eski adları kullanılamıyordu, bu yasağı kaldırdık. Onları iade ettik. 24 saat yapan TRT Kürdi'yi kurduk. Bununla da yetinmedik. Daha bir çok sosyal medya, özel televizyonlar var. Kürtçe sinema, tiyatro oyunları serbestleşti. Bu engeller kalktı. Daha bir çok şey. Devlet tiyatroları bile şu anda Kürtçe oyunları sergiliyor. Üniversitelerimizde Kürt dili edebiyatı bölümleri açıldı. Cezaevindeki insanlara yakınlarıyla anadilde konuşma hakkı getirildi. Mahkemede ana dilde savunma hakkı getirildi. Bütün bunlar, kardeşliğin mayasını bu ülkenin ruhuna çalan AK Parti iktidarında oldu."

-"Dağda ömürleri 3,5 yıl"

Başbakan Yıldırım, doğu-batı demeden kazanımları ülke genelinde adaletle paylaştıklarını vurgulayarak her zaman mazlumun, mağdurun yanında yer aldıklarını söyledi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki gençleri dağdan kurtardıklarını ifade eden Yıldırım, "Bu sene dağa çıkış olmadı. Geçen sene çok azaldı. Kalem tutması gereken eller silah tutuyor. Dağda bunların ömrü 3,5 yıl. Ömrünün baharında o çocuklar yok olup gidiyor. Anaların gözyaşlarını dindirdik. Bu milletin tek bir evladının vazgeçilemez olduğunu gösterdik. Gençlerimizin kendi fikirleri, inançları, dilleri, kültürleri içinde bu ülkeye bir zenginlik kattığını biliyoruz. Her zaman bunu vurguladık." diye konuştu.

Sadece seçme yaşını değil, seçilme yaşını da 18'e AK Parti'nin indirdiğine dikkati çeken Yıldırım, "Eğer gençlerden korksaydık, gençlerimizden endişe etseydik, onları tehlike görseydik bunu yapmazdık." dedi.

Yıldırım, gençlerin apolitik olduğu, siyasetle, memleket meseleleriyle ilgilenmediğini söyleyenlerin bulunduğunu ifade ederek, bunun doğru olmadığını 15 Temmuz'da gördüklerini, meydanlara inenlerin yarısının, tankların önüne göğsünü gerenlerin gençler olduğunun altını çizdi.

Gençlere bu ülkeye erken yaşlardan itibaren hizmet etme fırsatı getirdiklerini belirten Yıldırım, "Bu değerli kazanımlarımızı gözümüzün içi gibi korumamız lazım. Bu ülkeyi hiçbir ayrılıkçı düşüncenin, hiçbir emperyal planın bir daha eski günlere döndürmesine izin vermememiz lazım. Bu büyük değişimi tamamlamak, ülkenin birliğini, beraberliğini, Türkiye'nin bekasını sağlamak 24 Haziran seçimleri ile mümkün. Bu önemli bir kavşak noktasıdır. Bu kavşakta Türkiye'nin hep birlikte şahlanması için sandığa gideceğiz." ifadelerini kullandı.

- "İzmir'de güzel bir sonucu elde edeceğimize yürekten inanıyorum"

Başbakan Yıldırım, bu ülkenin bütün renklerinin bir arada çok daha güzel olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:

"Hep bana Doğu, Güneydoğu'dan yeterince temsil yok diyordunuz. Bu sefer o mazeretiniz de kalktı, haberiniz olsun. Ceyda Bölünmez Çankırı, Mardin Milletvekili, İzmir Milletvekili Adayı... Bitlisli Necip Nasır... Belediyede partimizin, İzmirliler'in bütün meselelerini takip eden Bilal Doğan, Adıyamanlı. Güçlü bir temsilimiz var. Ben bütün vekillerimizi, kendimi de size emanet etmiş vaziyetteyim. İzmir'de sizlerin desteğiyle güzel bir sonucu elde edeceğimize yürekten inanıyorum."

Konuşmalar sonrası, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Başbakan Yıldırım'a çeşitli hediyeler verdi.

Başbakan Yıldırım'ın salona gelişi ve konuşmak için kürsüye çıktığı sırada Grup Tillo'nun Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Zazaca olarak seslendirdiği "Ortağız Bir Namusa" şarkısı çalındı.

- Öğrencilerle buluştu

Başbakan Yıldırım, toplantısı sonrası Avrupa Birliği tarafından desteklenen SciChallenge adlı bilim yarışmasında, "Kanserden Değil Geç Kalmaktan Kork" adlı biyoloji projesi ile 28 ülkeden 438 projeyi geride bırakarak Avrupa birincisi olan Özel Ege Lisesi öğrencileri Leyla Almasoud ve Berna Akdeniz ile ailelerini kabul etti.

Başbakan Yıldırım, Almasoud ve Akdeniz'in başarılarının Türkiye'nin göğsünü kabarttığını söyledi.

Öğrencileri, öğretmenlerini ve aileleri başarılarından dolayı tebrik eden Başbakan Yıldırım, "Kanserden yılda 13 milyon dolayında kişi hayatını kaybediyor. Ama erken teşhis hayat kurtarıyor. Bu da yaptığınız işin çok anlamlı olduğunu ortaya koyuyor." dedi.

Görüşmenin ardından gazetecilere açıklama yapan Akdeniz ve Almasoud, Başbakan Yıldırım'la bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını dile getirerek, Yıldırım'ın kendilerini kutladığını, kanserin günümüzde çok fazla can alan bir hastalık olduğuna dikkati çektiğini, bu nedenle de projelerinin çok önemli olduğunu söylediğini aktardı.

(Bitti)