WASHINGTON (AA) - HAKAN ÇOPUR - ABD'nin 45. Başkanı Donald Trump'ın tartışmalı geçen ilk yılına üst düzey birçok ismin "istifası" veya "kovulması" damga vururken, Beyaz Saray'da işlerin hala tam olarak oturmadığı ve bürokrasi ile uyumlu çalışma temposunun yakalanamadığı görülüyor.

20 Ocak 2017'de koltuğa oturan Trump ülkenin en sıra dışı ve tartışmalı başkanlarından biri olurken göreve geldiğinden bu yana siyaset, bürokrasi ve diplomasi çevrelerindeki sular bir türlü durulmuyor.

İlk aylarında kabinesini kurmakta zorlanan Trump, bazı bakan adaylarının ABD Kongresinde onay alması için uzunca bir süre beklemek zorunda kaldı. Bürokratik atamalarda tartışmalı isimlere verdiği görevlerle tepki toplayan Trump, birçok önemli ülkeye ise henüz büyükelçi atayamadı.

- Trump ile Kongre arasında "kabine kavgası"

Kabinesini oluştururken Kongrenin onayını almak zorunda olan Trump, görev süresinin ilk aylarında ciddi bir kabine testinden geçti. Bazı bakan adaylarıyla ilgili kamuoyunda ortaya çıkan tartışmalar ve Kongrede uzayan oturumlar sancıyı artırırken, bu süreç Trump'a "Kongreyi Amerikan halkına şikayet etme fırsatı" da sundu.

Kamuoyunda haklarında ittifak olan iki eski general James Mattis Savunma Bakanı, John Kelly ise İç Güvenlik Bakanı olarak 20 Ocak'ta yemin töreni günü Kongrede hemen onaylandı.

Aynı ay içerisinde yine Trump'ın kabinesinden ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley ile ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü Mike Pompeo de Kongreden onay alarak görevlerine başladı.

Ancak Trump'ın kabinedeki boş koltukları doldurmak için şubat ayını beklemesi gerekti. Dışişleri Bakanı Rex Tillerson 1 Şubat, Eğitim Bakanı Betsy DeVos 7 Şubat, Adalet Bakanı Jeff Sessions 9 Şubat, Hazine Bakanı Steven Mnuchin 13 Şubat ve Ticaret Bakanı Wilbur Ross ise 28 Şubat'ta görevlerine başlayabildi.

- Eğitim ve adalet bakanlıkları tartışma konusu oldu

Bu süreçte özellikle eğitim ve adalet bakanı adaylarının Kongre süreci epey sancılı geçti ve Trump yönetimi ile Kongre arasında gerilim yaşandı.

Temmuz ayının son haftasında ise İç Güvenlik Bakanı Kelly'nin Beyaz Saray Özel Kalem Müdürlüğü görevine getirilmesinin ardından Trump'ın aday gösterdiği Kirstjen Nielsen, 6 Aralık'ta yemin ederek göreve başladı.

Sağlık Bakanı Tom Price ise hükümete ait uçakları kişisel amaçları için kullandığı ortaya çıkınca 29 Eylül günü görevinden istifa etti. Price, kendi isteğiyle bakanlık görevinden ayrılan ilk kabine üyesi oldu. Trump'ın Price'ın yerine aday gösterdiği eski Sağlık Bakan Yardımcısı Alex Azar'ın Kongredeki süreci ise henüz tamamlanmadı.

- Trump'ın Beyaz Saray'a gelişi olaylı oldu

Kabinesindeki sancılı sürecin dışında Beyaz Saray'da da zor günler geçiren Trump, ilk yılında yakınındaki birçok ismin istifasına tanık oldu ya da bazı isimleri uzaklaştırmak durumunda kaldı.

Yaklaşık 1 yıl önce göreve başladığında Trump'ın ilk icraatlarından biri Adalet Bakanlığı görevini vekaleten yürüten Sally Yates'in görevine son vermek oldu. Trump'ın "nüfusunun çoğunluğu Müslüman ülkelerden gelen kişilere vize yasağı" getiren tartışmalı kararını mahkemede savunmayacağını açıklayan Yates, saatler sonra kovulurken yeni yönetimin en hızlı görevine son verdiği isim olarak kayıtlara geçti.

Vize yasağı kararına tepki olarak 2 Şubat'ta UBER'in CEO'su Travis Kalanick, Beyaz Saray Ekonomi Danışma Konseyinden ayrıldığını açıkladı.

- Flynn'in istifası gündemi sarstı

Ancak Trump'ın ilk ayına damga vuran istifa, Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn'in, "Rusya soruşturması konusunda Başkan Yardımcısı Mike Pence'e yalan söylemesinin" ardından görevinden ayrılması oldu.

13 Şubat'ta istifa eden Flynn, sadece 22 gün görevde kalarak "en üst düzeyde en erken istifa eden" ilk isim olarak kayıtlara girdi. Flynn'in yerine ise General Herbert Raymond McMaster getirildi.

Flynn'in istifasının ardından da sular durulmadı ve Beyaz Saray Özel Kalem Yardımcısı Katie Walsh da 30 Mart'ta görevinden ayrıldı. Walsh ise Beyaz Saray'ın Batı Kanadı'ndan ayrılan üst düzey ilk isim oldu.

- Trump, FBI Direktörü Comey'yi kovdu

Flynn ile dalgalanan Washington gündemi, Trump'ın Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü James Comey'yi kovmasıyla sarsıldı.

Aynı zamanda Rusya soruşturmasını da yürüten Comey'nin 9 Mayıs'ta görevine son verilmesi, Amerikan kamuoyunda zaten var olan "Trump-Rusya soruşturması" tartışmasını iyice alevlendirdi. Comey'nin yerinde 2 Ağustos'ta Christpher Wray getirildi.

Adalet Bakanlığının 17 Mayıs günü, eski FBI Direktörü Robert Mueller'i "Özel Yetkili Savcı" sıfatıyla Rusya soruşturmasına ataması ise tartışmaları bitirmedi.

Trump'ın 1 Haziran'da yaptığı "ABD'yi Paris İklim Anlaşmasından çekeceğim" açıklamasından kısa bir süre sonra Tesla CEO'su Elan Musk ve Disney Başkanı Robert Iger'in Beyaz Saray Ekonomi Danışma Konseyinden ayrılmaları da dikkati çekti. Bu gelişmelerin ardından Trump, 16 Ağustos'ta söz konusu ekonomi danışma konseyini tamamen kaldırdı.

- Spicer, Priebus ve Bannon ayrıldı

Comey'den sonra Beyaz Saray'ın kalbinden gündemi sarsan bir istifa haberi geldi.

Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer, Trump'ın New York'tan finansçı arkadaşı Anthony Scaramucci'yi Beyaz Saray İletişim Direktörlüğü görevine getirmesinin ardından 21 Temmuz'da istifasını açıkladı. Spicer görevi bıraktığında 182 gündür Beyaz Saray'da çalışıyordu.

Spicer tartışması bitmeden Scaramucci de görevinin 10. gününde kovuldu. Spicer'ın yerine göreve getirilen yeni Sözcü Sarah Sanders ise halen görevine devam ediyor.

Trump'ın Özel Kalem Müdürü Reince Priebus da 28 Temmuz'da koltuğundan ayrılırken, o günlerde Trump'ın kabinesinde İç Güvenlik Bakanı olan John F. Kelly 3 gün sonra onun yerine atandı.

Washington'da sıcak geçen yaz Beyaz Saray'ı bunaltmaya devam ederken, "ırkçı" söylemleri kamuoyunda tartışmalara neden olan Trump'ın başstratejisti Steve Bannon, 19 Ağustos'ta görevinden ayrıldı. Bannon gibi aşırı sağcı görüşleriyle tanınan Ulusal Güvenlik Danışmanı Sebastian Gorka da ağustos ayının son günlerinde Beyaz Saray'a veda etti.

- Birçok ülkeye büyükelçi atanamadı

Tartışmalarla geçen ilk yılında Trump yönetimine dönük eleştirilerden biri de birçok önemli ve müttefik ülke başkentine halen büyükelçi atanmaması veya atanamaması oldu.

Trump tarafından belirlenen büyükelçi adaylarının Senatoda onay alması gerekirken, ilk yılın ağır gündemlerinin büyükelçi süreçlerini geri plana ittiği, yeni dönemde Dışişleri Bakanlığına biçilen rolün zayıflamasının bunda etkili olduğu belirtiliyor.

Ayrıca Trump'ın Oval Ofis'e geldiği ilk gün tüm "atanmış diplomatların" görevine son vermesi ve böylece birçok büyükelçinin hızlı bir şekilde Washington'a dönmek durumunda kalması da bu durumun nedenleri arasında gösteriliyor.

ABD'nin halen Arjantin, Avustralya, Avusturya, Belçika, Mısır, Ürdün, Katar, Suudi Arabistan, Güney Kore, Güney Afrika, Somali, Sudan ve İsveç gibi dış politika açısından önemli birçok ülkede büyükelçisi bulunmuyor.

Buna ilaveten ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi John Bass'in temmuz ayında Türkiye'den ayrılmasının ardından Washington yönetimi henüz Ankara'ya da büyükelçi göndermedi.

İkinci yılına büyük tartışmalar altında giren Donald Trump'ın önündeki üç yılı nasıl geçireceği şimdiden gündemi meşgul ederken, Trump'ın atacağı adımların ve söylemlerinin bu süreçte oldukça belirleyici olacağı öngörülüyor.