“Uluslararası Türk-Rus Dünyası Akademik Araştırmalar Kongresi”nin ilki Ankara’da gerçekleştirildi.

Birincisi düzenlenen “Uluslararası Türk-Rus Dünyası Akademik Araştırmalar Kongresi” Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrenin Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman Köse, “Birincisini ilk defa burada yapıyoruz. Kongrenin adından da anlaşılacağı gibi Türk ve Rus dünyasındaki akademik ve bilimsel araştırma yapan bilim adamlarını bir araya getirmek, sadece Türk ve Rus tarihi olarak düşünmememiz gerekiyor, tarih, edebiyat, coğrafya çok değişik alanlarda çalışan bilim insanlarını bir araya getirmeyi hedefledik ve getirdik. Kongreye 200’ün üzerinde tebliğ müracaatı oldu ve şu anda sunumları yapılıyor. 170-180 civarında da bilim adamı katılıyor. Türkiye’den ve Türkiye dışından, Türk dünyasından, Orta Asya’daki çok değişik ülkelerden ve Rusya’dan bilim insanları var bu kongreye katılan. Türkiye’de neredeyse üniversitelerin tamamından Rusya ile ilgili çalışanlar özellikle tarih, edebiyat, sosyoloji, psikoloji, değişik alanlarda çalışan öğretim üyeleri bu kongreye müracaat ettiler” dedi.

“Amacımız, ortaya Türk ve Rus dünyasını tanımaya yönelik külliyetli bir eser ortaya çıkarmak”

Köse, “Kongrede bu kadar bilim insanını bir araya getirmekteki amacımız, ortaya Türk ve Rus dünyasını tanımaya yönelik külliyetli bir eser ortaya çıkarmak. Geçmiş tarihe baktığımız zaman büyük güçlerin büyük işler yaparken yaptıkları şey, gitmiş oldukları coğrafyaları veya ilişkiye girdikleri coğrafyaları, toplumları, milletleri bilimsel anlamda tanımalarıdır” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün biz maalesef, Rusya ile komşuyuz ama yeterince birbirimizi tanımıyoruz. 20 veya 30 yıldır Rusya ile bizim yakın bir ilişkimiz oluştu. Özellikle son yıllarda bu biraz ivme kazandı ama ne Türkiye ne de Türkiye etrafındaki ülkeler Ruslarla komşu oldukları halde Rusları, Rus dünyasını, Rus kültürünü, Rus tarihini yeterince tanımıyorlar. Bunu Rusya için de söylemek lazım. İki toplum birbirini tanımıyor. Bu anlamda biz Türkiye’de, Türk dünyasında, Rusya’da ve Rus dünyasında Rusya ile ilgili çalışan edebiyat, tarih, sanat, coğrafya, sosyoloji ve değişik alanlarda çalışan, kalemini bunun için oynatan, emeğini bunun için harcayan, alın terini bunun için döken insanları bir araya getirerek böyle bir kongre yapmayı tasarladık.”

"Önyargıları kırmamız lazım”

Köse, öngörülerini ise şu sözlerle açıkladı:

“Sadece Türkiye ve Rusya’dan ibaret değil, bugün Orta Asya’dan Avrupa’nın ortalarına kadar hem Türkiye’yi hem de Rusya’yı ilgilendiren çok geniş bir coğrafya karşımıza çıkıyor. Bunu Türk dünyası olarak da algılamak lazım. Kamçatka yarımadasından Doğu Avrupa’ya kadar Rus dünyası olarak algılamak gerekiyor. Bu iki dünya var. Önümüze böyle bir bilimsel eser çıkacaktır. Gelecekte Türkiye ve Rusya hem toplum olarak hem de devlet olarak ilişkilerimizi geliştirme, güçlendirme ve geleceğe vizyon oluşturma noktasında bu tür bilimsel yayınların, bilimsel araştırmaların çok büyük katkı sağlayacağını olmuyorum çünkü bilim bir ışıktır. Bu ışık yolunda gidilecektir. Bu tarz kongrelerin yapılması lazım, Rusya’yı tanımamız lazım, Kafkasya’yı tanımamız lazım, Orta Asya’yı tanımamız lazım. Bu insanların kültürel yapısını, ne yediklerini, ne içtiklerini, ne düşündüklerini, tarihte neler yaptıklarını tanımamız lazım. Tanımazsak zaten bilgi sahibi olmayız. Önyargıları kırmamız lazım.”

Köse, önyargıları ortaya çıkarmanın yolunun bilimsel şeyler yaparak araştırmak ve yayımlamak olduğunu kaydetti ve hedeflerinin bu olduğunu bildirdi.