İSTANBUL (AA) - Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdürü Resul Doğan, "Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 2013 yılında, Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesini başlattı. Envanter çalışmalarının 2018 yılında tüm illerde bitirilmesi planlanıyor. Bazı illerde envanter çalışmaları tamamlandı. Buradan çıkan veriler, Nuh'un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanı'nda depolanmaktadır. Bu sayede veriler tablo grafik ve sayısal harita bazında sorgulanarak, meydana gelebilecek değişiklikler izlenerek, biyolojik çeşitlilik korunacak ve gelecek nesillere aktarılması sağlanacaktır." dedi.

Doğan, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce Taksim'de bir otelde düzenlenen, "İstanbul ilinin Karasal ve İç su Ekosistemleri Biyolojik Çeşitlilik Envanter İzleme Çalıştayı"nın açılışında, biyolojik çeşitlilik envanter çalışmasının tamamlandığını belirtti.

Biyolojik çeşitliliğin korunması ve gelecek nesillere aktarılmasına yönelik sözleşmeler olduğunu dile getiren Doğan, "Biyolojik çeşitlilik en basit ifadeyle canlıların çeşitliliği anlamına gelmektedir. Canlılar, yaşadıkları çevre yani ekosistemleriyle bir bütündür. Genetik yapılarıyla birbirinden farklıdır. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü olarak esas görevimiz tabiatı koruyarak gelecek nesillere aktarmaktır. Bu çerçevede türleri korumak için tür koruma eylem planları, habitat ve alanları korumak içinde milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanları, yaban hayatı geliştirme sahası ve sulak alanlar ilan edilerek koruma statüsüne ile korunmaktadır. Bu bağlamda İstanbul'da 26 tabiat parkı, 1 tabiatı koruma alanı, 2 yaban hayatı geliştirme sahası ve 11 avlak sahası ilan ettik. Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Terkos sulak alanları tescil aşamasında." diye konuştu.

Doğan, Türkiye'nin biyolojik çeşitlilik açısından küçük bir kıta özelliği gösterdiğini dile getirerek, Türkiye'de Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan iklim tipinin görünmesi neticesinde de zengin bir flora ve faunaya sahip olduğunu vurguladı.

Avrupa kıtasında 12 bin 500 bitki türü olduğunu dile getiren Doğan, Türkiye'de 11 bin 700'ün üzerinde bitki olduğunu, bu bitkilerin yüzde 34'e yakınının endemik tür olduğunu söyledi.

Doğan, Türkiye'nin bitki çeşidinin fazla olmasının bazı sorunları da beraberinde getirdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Son yıllarda biyo-kaçakçılık sorunu var. Ülkemizde de tıbbi ve aromatik bitkiler, soğanlı bitkiler açısından zengin olması, Türkiye'ye özgü bazı hayvanların bulunması biyolojik kaçakçılığı da tetiklemektedir. Bunların da denetimini, kontrolünü biz yapıyoruz. Ülkemizin biyolojik çeşitliliğini korumak için birçok uluslararası sözleşmelere imza atılmış ve biyolojik çeşitliliğin korunacağına dair taahhütte bulunulmuştur. Bu kapsamda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 2013 yılında, Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesini başlattı. Envanter çalışmalarının 2018 yılında tüm illerde bitirilmesi planlanıyor. Bazı illerde envanter çalışmaları tamamlandı. Buradan çıkan veriler, Nuh'un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanı'nda depolanmaktadır. Bu sayede veriler tablo grafik ve sayısal harita bazında sorgulanarak, meydana gelebilecek değişiklikler izlenerek, biyolojik çeşitlilik korunacak ve gelecek nesillere aktarılması sağlanacaktır. Amacımız biyolojik çeşitliliğimizi korumak, topluma anlatmak ve toplumda koruma bilincini geliştirerek, gelecek nesillere aktarmak."

Doğan, Marmara Bölgesi'nin Akdeniz ve Karadeniz iklimi arasında geçiş iklimine sahip olduğunu ifade ederek, Marmara'nın bu özelliğini en iyi yansıtan illerden biri olan İstanbul'un bitki ve hayvan çeşitliliği bakımından da zengin olduğunu söyledi.

İstanbul'un kendine özgü endemik türlerinin olduğuna dikkati çeken Doğan, "İstanbul'da bugüne kadar tespit edilen 53 endemik bitki türü vardı. Bu saha çalışmalarıyla 54'e çıktı. İstanbul soğanı (Allium istanbulenese) kayıtlara geçti." ifadelerini kullandı.

Projenin ekip şefi Doğu Akdeniz Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Neriman Özhatay, İstanbul'un 64 paftaya ayrıldığını, her parçada saha çalışması yapıldığını anlattı.

Korumanın ilk şartının zenginliği fark etmek olduğunu vurgulayan Özhatay, "İstanbul'un doğal değerlerini araştırarak, tehdit altında olanlara dikkati çekmek istedik. Biz İstanbul'a bakınca binalar görsek de İstanbul bir doğa. İstanbul'da 2 bin 227 damarlı bitki, 52 memeli canlı, 358 kuş türü, 39 iç su balığı çeşidi, 30 farklı sürüngen, 11 çift yaşar, 457 tohumsuz bitki türü, bin 440 çeşit de omurgasız hayvan var." şeklinde konuştu.