TRABLUS (AA) - Fransa ve İtalya'nın Libya üzerindeki anlaşmazlıkları, iki taraf arasındaki görüş ayrılıklarının bir tezahürü olmanın ötesine geçerek petrol ülkesinde nüfuz konusundaki çatışmanın tarihini somutlaştırıyor.

İtalya kendisini, Libya sahiline yakınlığı ve sömürge geçmişinin yanı sıra yükünü ağırlaştıran düzensiz göç sorunundan dolayı Libya dosyasını yönetmeye en yakın aktör olarak görüyor.

Paris yönetimi ise bazı Libyalı taraflarla olan tarihi ilişkilerine güveniyor.

- Fransa uluslararası desteği kendi lehine kullanıyor

Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL), geçen günlerde yaptığı yazılı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin Libya krizinin çözümünde Fransa vizyonunu benimsediğini, başta Libya'da 10 Aralık 2018'de seçimlerin yapılması olmak üzere Paris Zirvesi'nin tüm sonuçlarını onayladığını belirtmişti.

Fransa’da 29 Mayıs'ta düzenlenen ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Roma'ya bir gol atmaya çalıştığı Libya konulu konferans, ilk defa Libya'da siyasi ve askeri alanda en etkili dört grubu bir araya getirmişti.

Tunuslu Siyasi Analist Nizar el-Celidi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Paris yönetiminin, İtalya'nın yakından ve büyük bir endişeyle izlediğine inandığı ve Roma'nın Libya'daki tarihi nüfuzunun bir ihlali olarak gördüğü Fransız girişimini, Roma'nın reddettiği ve yararlılığı konusunda şüpheci bir yaklaşım sergilediği ancak kendi vizyonunu destekleyen bir açıklamayla güçlendirmeye çalıştığını söyledi.

Celidi, Fransa'nın Libya'daki nüfuz yarışında kendi lehine bir avantaj kazandığını ve bundan faydalanmakta hızlı davranarak Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian'ın, Libya'daki durum başta olmak üzere bazı konuları görüşmek için 22 Temmuz'da Tunus'a gittiğini hatırlattı.

Le Drian, Tunus'a yaptığı ziyaretten bir gün sonra, Libya'ya gitti, burada siyasi uzlaşma sürecindeki ana aktörlerle bir araya geldi ve Fransa girişimi anlaşmalarını kurtarmaya yönelik bariz baskı yaparak onları Paris Deklarasyonu taahhütlerine uymaya itti.

Trablus'ta da Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian'ın, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac ile görüşmesinde Serrac, Tobruk'taki Temsilciler Meclisi (TM) ile General Halife Hafter'in seçimlere uymalarının zorunlu olduğunu belirtmişti.

Paris yönetimi, görüşme ve toplantılarla Libya'nın güneyinde özellikle de 1943 yılından 1951'e Libya'nın bağımsızlığına kadar işgal ettiği ve “tarihi mirası” saydığı Fizan vilayetinde güçlü varlığını ve çıkarlarını desteklemeyi amaçlıyor.

- Hırsların hedefindeki Misurata

Libya basınında çıkan haberlerde, Fransa’nın, başkent Trablus’un 200 kilometre doğusunda İtalya’ya ait güçlerin konuşlandığı Misurata kentinde kendisine ait bir güç yerleştirmeye çalıştığı ifade edildi.

İtalya her ne kadar burada kendisine ait güç olduğunu ısrarla reddetse de Tobruk’taki Temsilciler Meclisi İtalya’yı yalanlamıştı.

İtalya, Misurata’da askeri hastane inşa ediyor olmakla birlikte Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) 2016 yılının mayıs ve aralık ayları arasında gerçekleştirdiği "El-Bunyan el-Mersus" operasyonu sırasında da kente yarısı askerlerden oluşan 200 kişilik bir ekip göndermişti.

Libya resmi haber ajansının 18 Ocak 2018’de yayınladığı açıklamada, Libya temsilciler meclisi, İtalya parlamentosunun bir gün önce Misurata’da var olan İtalyan güçlerinin artırılması konusunu oylamasını reddettiğini duyurdu.

Buna binaen, siyasi analist Celidi, Fransa’nın bölgede askeri güç bulundurma çabalarını, Paris’in başarı olarak kabul ettiği girişimini güçlerini sahaya yerleştirmek suretiyle destekleme adımı olarak değerlendiriyor.

Basında çıkan haberlerde, UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac’ın, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın UMH Başkanlık Konseyine bağlı bazı askeri liderlerle Trablus’taki Ebu Sitte Deniz Üssü’nde görüşmesini onayladığı belirtilerek söz konusu çabalar doğrulandı.

Sızdırılan bilgilere göre görüşmede UMH Genel Kurmay Başkanı Abdurrahman et-Tavil ile hava, kara ve deniz kuvvetleri komutanlarının yanı sıra askeri bölgelerin komutanları Muhammed el-Haddad, Usame el-Cuveyli ve Abdulbasıt Mervan da hazır bulundu.

Basında yer alan bu bilgiler her ne kadar resmi olarak doğrulanmasa da Libya Yüksek Devlet Konseyi Üyesi Abdurrahman eş-Şatır da söz konusu bilgileri daha önce sosyal paylaşım ağı Twitter hesabında paylaşmıştı.

Şatır, bu paylaşımından bir gün önce yaptığı açıklamada da Fransalı yetkililer ile Misuratalı askerlerden oluşan bir heyetin Tunus'ta bir araya geldiğini belirterek, açıklanan hedefin terörle mücadele için varlık oluşturmak olduğunu dile getirmişti.

Bununla birlikte, büyüklüğü belirtilmese de Fransa'nın Libya'nın doğusundaki askeri varlığı öne çıkmaktadır. Eski Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande'ın, 20 Temmuz 2016'da Libya'nın doğusundaki Bingazi şehri yakınlarında General Halife Hafter'e bağlı kuvvetler ile birlikte savaşan bir helikopterin düşmesi sonucu üç Fransız askerinin öldüğünü duyurduğunda bu durum net bir şekilde anlaşılmıştı.

Fransa'nın Libya'nın doğusundaki askeri varlığı tartışma konusu edilmeyecek derecede kesindir. Eski Fransa Hükümet Sözcüsü ve Sarthe Milletvekili Stephane Le Foll, 2016'da yaptığı açıklamada, "Kesinlikle bizim orada (Libya'da) yardım için özel kuvvetlerimiz vardır. Fransa, terörle mücadele için her yerde bulunmaktadır." ifadesini kullanmıştı.

- İtalya’nın Fransa tarafından tehdit edilen stratejik hedefleri

Paris'in hareketi, Libya'daki Fransa ve İtalya çatışmasını körükleyerek, kendisini dosyanın en önemli oyuncusu olduğunu düşünen Romayı kızdırdı ve Paris konferansından rahatsızlığını ve tamamen reddettiğini dile getirmeye sevk etti.

İtalya Başbakanı, Giuseppe Conte, 26 Temmuz'da yaptığı açıklamada, Libya'daki seçimlerin Paris konferansında belirlenen programa göre yapılmasına karşı olduğunu belirtmişti.

Conte, 12 Temmuz'da da ülkesinin gelecek sonbaharda Libya hakkında devlet konferansı düzenleyeceğini bildirmişti.

Uzun süredir Fransa'nın teşebbüsüne olan kızgınlığını ve muhalefetini ortaya koyan Roma bu konferans ile Paris'in yolunu kesmek istediğini açık etti.

İtalya'nın Trablus Büyükelçisi Giuseppe Peroni, 28 Mayıs'ta Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Bölünmeler ve organize olmayan girişimler, ölüm teknelerinin geri dönüşüne katkı sağlayacaktır." ifadesini kullanmıştı.

Peroni, 2015’te Fas’ın Suheyrat kentinde imzalanan bir anlaşmaya atıfta bulunarak, hedefin taahhütleri artırmak olmadığını, Libya için taahhüt edileni uygulamak olduğunu ifade etmişti.

Aslında İtalya’nın en çok korktuğu şey, Fransa’nın, Roma'nın Libya’da UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Serrac'ın desteklenmesi ve krizin barışçıl yollarla çözümü için birleşik bir uluslararası tutumu muhafaza etmek üzerine kurulu siyasetine ve çıkarlarına darbe vurması.

Bu nedenle İtalya hızlı bir şekilde diplomasisini aktifleştirerek, yetkililerinin Afrika ülkelerine ziyaretini harekete geçirdi ve Savunma Bakanı Elisabetta Trenta, "göç, terörizm ve savunma iş birliği konularını tartışmak" üzere resmi bir ziyaret için 24 Temmuz'da Libya'ya geldi.

Trenta, yeni İtalyan hükümetinin, 25 Haziran’da İçişleri Bakanı Matteo Salvini ve Temmuz ayı başlarında Dışişleri Bakanı Enzo Moavero Milanesi’den sonra bir ay içinde Libya'yı ziyaret eden üçüncü bakanı oldu.

Roma, bir dizi ziyaretlerle eski kolonisi Libya'daki hayati rolünü vurgulamayı ve özellikle Fransa başta olmak üzere uluslararası topluma, Paris konferansının İtalya'nın Libya'daki nüfuzunu yok edemeyeceği ve krizin çözüm takviminin asla Fransa'nın istediği gibi olmayacağı sinyalleri göndermeyi umuyor.

Ancak, Medya raporlarına göre, Libya’nın siyasi başkentinde Fransa’dan bir adım önde gelen İtalya, Trablus'ta ilk Avrupa büyükelçiliğini açtı ve bin askerle güvenliğini sağladı. İtalya böylece Libya’daki diplomatik ve askeri varlığını güçlendirdi.

Fransız petrol şirketi "Total" de Fransa'nın Libya’da artan nüfuzuyla, Afrika'nın en büyük petrol rezervine sahip Libya'da petrol arama, çıkarma ve ihracat konusunda ilk sırada yer alan İtalyan şirketi "ENI" ile rekabete girebilir.