ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi gecesi MEBS Grup Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı ve Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığındaki (JÖAK) eylemlere ilişkin 12 sanıklı davada tutuksuz 7 sanıktan 3'ü tutuklandı.

Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Cemre Nazlum, Gökhan Aytaç, Halil İbrahim Kocamaz, Kudret Kösem, Sinan Darakcı, tutuksuz sanıklar olay tarihinde tuğgeneral rütbesiyle Jandarma Genel Komutanlığı Maliye Başkanı olan Celal Şahi̇n, suç tarihinde Güvercinlik Jandarma Lojistik Komutanlığında kurmay yarbay rütbesiyle görev yapan Sami Balcı ile Şenol Yeloğlu, Mehmet Akif Çolak, Zafer Savaş Öztekin ve Turgut Gözütok, sanık avukatları ile müdahiller Cumhurbaşkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığının avukatları katıldı.

Tutuksuz sanıklardan Yasin Sancak'ın hazır bulunmadığı duruşmada tanıkların beyanları alındı.

İstanbul'dan telekonferans sistemiyle duruşmaya bağlanan Yunus Kabataş, sanıklardan eski teğmen Kudret Kösem'i tanıdığını belirtti. Kabataş, 2013-2014'te Ankara'da FETÖ'yle bağlantılı Özel Nurettin Topçu İlköğretim Okulunda sınıf öğretmenliği yaptığını, o dönemde, FETÖ içinde örgüt jargonuyla "müdür yardımcısı" konumunda bulunduğunu ve kod adının "İrfan" olduğunu aktardı. O dönemde Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığındaki öğrencilerden sorumlu olduğunu ifade eden Kabataş, şunları söyledi:

"Benim üzerimde 'müdür' sıfatıyla 'Sadık' kod adlı kişi vardı. 'Müdür yardımcılarının altındaysa 'öğretmen' olarak vasıflandırılan kişiler bulunuyordu. Bu kişiler Jandarma Okullar Komutanlığında kursiyer olan ve evlere çıkarılan öğrencileri haftada bir gün ziyaret ederlerdi. Dini sohbet yapmak ve Fetullah Gülen'in kitaplarını okumakla yükümlüydüler. Öğretmenler bağlı bulundukları müdür yardımcılarına öğrenciler hakkında bilgi verirdi. Ben de bunu bir üstümüz olan Sadık kod adlı 'müdür'e iletiyordum. Ben nadiren öğrencilerle bir araya geliyordum. Kudret Kösem de o dönem kursiyer öğrencilerden biriydi. Öğretmeni, 'Alparslan' kod adlı Faruk Keskin'di. Benim öğretmenlerimden biriydi. Kudret'in arkadaşlarıyla kaldığı eve ben de gittim. Ev, Demetevler semtindeydi."

Söz alan tutuklu sanık Kösem, tanığın beyanlarının gerçek dışı olduğunu ileri sürdü.

Yine telekonferans sistemiyle bağlantı kurulan tanık Hasan Hüseyin Çoban da 2005'te Konya'da ortaokul öğrencisiyken sanıklardan eski teğmen Cemre Mazlum ile "aynı grupta ders çalıştıklarını" söyleyerek, "Şenevler'de Fetullah Gülen'e ait dini kitapları okuyor, oruç tutuyor, ders çalışıyorduk. Zaten o zaman küçüktük, ortaokul talebesiydik. Daha sonra askeri lise sınavlarına da Cemre ile beraber hazırlandık ancak bize sınav soruları verilmedi, sadece çalışma soruları verildi. İkimiz ayrı okulları kazandık" diye konuştu.

Tanık Nail İlbey ise halen Jandarma Kurmay Albay olarak Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Daire Başkanlığı yaptığını belirtti. Sanıklardan Şenol Yeloğlu'nun, darbe girişimi sırasında kurmay albay olarak Jandarma Teknik ve Yardımcı Sınıflar Eğitim Merkezi Komutanı olduğunu, kendisinin ise onun altında öğretim başkanlığı yaptığını aktaran İlbey, darbe girişimi akşamı televizyonlardan izledikleri üzerine saat 22.30 sıralarında, terör saldırısının söz konusu olabileceği düşüncesiyle birliğine gittiğini anlattı.

İlbey, "Harekat Merkezine gittiğimde malum mesajı gördüm. Daha önce Balyoz'dan yargılandım, 21 ay hapis yattım. Tecrübelerimden bunun darbe mesajı olacağını anladım. Gördüğüm herkese 'Bu darbe mesajıdır, itibar etmeyin' dedim. Birlik personelimi, benim emrim olmadan hareket etmemeleri konusunda uyardım" beyanını verdi.

Yeloğlu'nu darbe girişimi gününden 19 Temmuz'a kadar görmediğini söyleyen İlbey, Yeloğlu'nun, eşiyle izinlerin kaldırılmasının ardından salı günü birliğe geldiğini belirtti. Jandarma Genel Komutanlığından, hakkında idari tahkikat başlatılacak personele ilişkin liste geldiğini kaydeden İlbey, Lojistik Komutanlığına gittiklerini, komutanın talimatı üzerine, Yeloğlu'na görevden el çektirildiğini aktardı.

Yeloğlu'nun, birlik komutanının odasında bulunan ve genelde şahsi eşyaların konulduğu çelik kasayı açarak içerisinden 2 demet ABD dolarını eşine teslim ettiğini ifade eden İlbey, ancak bunların kaçlık banknot olduğunu görmediğini söyledi.

Söz alan Yeloğlu, geçmişte Kazakistan'da Askeri Ataşe olarak çalıştığını aktararak, söz konusu paranın o dönemde kazandığı para olduğunu kaydetti. Yeloğlu, "Kazakistan'dan 2013'te döndüm. Daha sonra Siirt'te görev yaptım. Parayı bankaya yatırdım ama daha sonra değerlendirmek amacıyla bankadan çektim. Miktarını net hatırlamıyorum" dedi.

Jandarma Genel Komutanlığının Hukuk Müşaviri Ertaç Çubukçu, tutuksuz sanıklar Yasin Sancak ve Şenol Yeloğlu'nun "operasyonel hat" kullandıklarına ilişkin idari tahkikat dosyasında tespit bulunduğunu bildirerek, bu konunun araştırılmasını ve sanıkların tutuklanmasını istedi.

Cumhuriyet Savcısı Nuri Gül, dosyadaki eksiklerin giderilmesini talep etti. Tutuksuz sanıklardan Sancak'ın, FETÖ'nün mahrem imamlarınca arandığı ve örgütsel ilişkisi bulunduğunu, Şenol Yeloğlu'nun Tuba Duran adına kayıtlı GSM hattı ile 2011-2014 arasında örgütün mahrem imamı Abdulaziz Toğrul ile irtibatının belirlendiği, darbe girişimi gecesi izinli olmasına rağmen birliğine gitmeden Lojistik Komutanlığına giderek sıkıyönetim komutanlığı listesinde ismini sorduğu, sanık Sami Balcı'nın ise darbe girişimine etkin olarak katılan eski jandarma mühendis albay Erol Yılmaz'ı kontrol amir listesine eklettiğini anlatan Gül, bu sanıkların tutuklanmasını, tutuklu diğer sanıkların ise tutukluluklarının devamını istedi.

Mahkeme Başkanı Karaca, üye hakimlerle yaptıkları müzakerenin sonrasında ara kararları açıkladı.

Buna göre tutuksuz sanıklar Sancak ve Yeloğlu'nun, FETÖ'nün mahrem yapılanmasında bulunan kişiler ile görüştüklerine ilişkin tutanaklar bulunması, Balcı'nın ise 15 Temmuz 2016'daki nöbet listesinin düzenlenmesine müdahale ederek, başka darbe girişimi davasında yargılanan Erol Yılmaz'ı görevlendirdiğine dair tanık anlatımı ve Yılmaz'ın Akıncı davası sanıklarından Hüseyin Polatçı ile darbe girişimi gecesi telefonla görüştüklerine ilişkin deliller nedeniyle Yasin Sancak, Şenol Yeloğlu ve Sami Balcı'nın tutuklanmalarına karar verildi.

Tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını kararlaştıran mahkeme, bazı eksiklerin giderilmesi için davayı erteledi.

Ara kararın ardından salonda hazır bulunan Yeloğlu ve Balcı, adli polis tarafından kelepçelenerek, cezaevi nakil işlemleri için götürüldü.

Sancak hakkında ise yakalama kararı çıkarılacağı öğrenildi.

-İddianame

İddianamede, FETÖ mensubu askerler ile sivil şahısların, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in onayıyla 15 Temmuz 2016'da askeri darbeye kalkıştıkları belirtildi.

Olay tarihinde Jandarma Genel Komutanlığındaki eylemlere destek olmak amacıyla Jandarma Genel Komutanlığı yerleşkesi dışındaki jandarma unsurlarının bulunduğu yerlerde de FETÖ üyelerince bazı faaliyetlerin gerçekleştirildiğine dikkat çekilen iddianamede, sanıkların, Güvercinlik'teki MEBS Grup Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı ve JÖAK'ta silahlı çatışma şeklinde faaliyetleri bulunmadığı ancak darbecilerin sözde "yurtta sulh konseyi"nce düzenlenen sıkıyönetim direktifleri doğrultusunda hareket ederek, atılı suçları işledikleri kaydedildi.

İddianamede sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 15'er yıla kadar mahkumiyetleri talep ediliyor.