TRABLUS (AA) - CİHAD NASR - Libya'da uzun süredir devam eden siyasi krize çözüm arayışlarında "öncelik" tartışması yaşanıyor. Bir kesim, ülkedeki iki rakip yönetimi ve beraberindeki sorunları sona erdirmek için ivedilikle seçimlere gidilmesini savunurken, bazıları 2015'te varılan Libya Siyasi Anlaşması'nda düzenlemeler yapılmasını ve anayasa referandumuna öncelik verilmesini istiyor.

Yönetimin 2014'ten bu yana doğu ve batı olarak ikiye ayrıldığı petrol zengini Libya'da mevcut anlaşmazlıklara yeni bir çekişme konusu eklendi.

Halihazırdaki sorunlara çözüm çerçevesinde sunulan öneriler, Birleşmiş Milletler'in (BM) yol haritasında yer alan aşamalardan oluşsa da anlaşmazlık önceliğin hangisine verileceği noktasında ortaya çıktı.

BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame'nin 20 Eylül 2017'de açıkladığı yol haritası "Siyasi Anlaşma'da ihtilaf konusu maddelerin yeniden düzenlenmesi, uzlaşı için kapsamlı bir ulusal konferans gerçekleştirilmesi, anayasa referandumunun yanı sıra başkanlık ve parlamento seçimlerinin yapılması" olmak üzere üç aşamayı kapsıyor.

Selame, çalışmaların her üç aşamada da paralel şekilde yürütüldüğünü ifade ederken, Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı (TM) Akile Salih ise anlaşmanın düzenlenmesi için yeterli zaman olmadığını, doğrudan seçimlere gidilmesi gerektiğini vurguluyor.

- Tarafların mutabakat engeli

Libyalı politikacı Salim el-Vazini, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğrudan seçimlere gidilmesinin en etkin çözüm olduğu görüşünü paylaşarak, "Diyalog görüşmelerine katılan tarafların fikir birliğine vardığını varsaysak bile 2015'te Suheyrat'ta imzalanan Siyasi Anlaşma'da olduğu gibi bir tarafın üzerinde mutabık kalınan konuları reddetmeyeceğinin güvencesini kim verebilir?" dedi.

"Seçilmiş bir devlet başkanı ile başkanı belirlenmiş bir hükümetin dışında hiç kimse, herkesi kapsayan bağlayıcı bir çözüm getiremez." diyen Vazini, devlet başkanının belirlenmesinin ardından bu duruma karşı gelenlerin, resmi olarak meşruiyet ve yasa dışı olarak tanımlanacağını söyledi.

- "Neticesiz görüşmeler zaman kaybı"

Siyaset Bilimi Profesörü Velid es-Saffar da Siyasi Anlaşma üzerinde yapılacak düzenlemeler için görüşme turlarının geçen eylül ayında başladığına işaret ederek, "Sekiz ay geçmesine rağmen herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Bu görüşmelerde sadece daha az tartışmalı konular ele alındı." ifadelerini kullandı.

Düzenleme konusunda görüş birliği sağlansa bile yönetim pozisyonlarını düzenleyen 8'inci madde gibi farklı anlaşmazlıklarla karşı karşıya kalınacağını söyleyen Saffar, bu maddenin çözüme kavuşmasının şimdiye kadarkinden daha uzun vakit alacağını aktardı.

Tartışma ve düzenlemeler için 2019 bile yeterli olmayacağını savunan Saffar, "Görüşmeler uzadıkça Libyalıların maruz kaldığı sıkıntılar katlanarak artacak. Bu bağlamda çözüm neticesiz zaman kaybetmek değil, doğrudan seçimlere gitmek." değerlendirmesinde bulundu.

- "Seçimlere hazırlıksız gidilmesi tehlikeli"

Libyalı avukat ve siyasi aktivist Ferac Tekrur ise seçimlerin gerekli hazırlıklar tamamlandıktan sonra yapılmasının daha doğru olacağı görüşünde. Tekrur, "Anayasa dayalı bir hazırlık yapılmadan ve siyasi anlaşmazlıklara çözüm bulunmadan seçimlere gidilmesi ülkeyi katettiği aşamaların başına döndürebilecek tehlikeleri olur." dedi.

Siyasi Anlaşma'daki ihtilaflı maddelerin düzenlenmesi ya da taraflar arasındaki diyalog görüşmeleriyle gerçekleştirilecek anayasa ve anlaşmazlıklara çözüm bulunmasının seçimlerin önünü açacağını dile getiren Tekrur, şunları kaydetti:

"Siyasi anlaşmazlıkların çözümü gerçekleştirilmeden ve bir anayasaya dayanmadan seçimlere gidilmesini isteyenler, iktidarda yükseldikten sonra kendilerine göre hazırladıkları anayasaya dayalı bir yönetim istiyorlar. Bu anayasayla halkı boyunduruk altına alabilir ve daha sonra da istedikleri gibi maddelerinde değişikliğe gidebilirler."

- Farklı ideolojik eğilimlerin anlaşmaya dahil edilmesi

Trablus'ta gazetecilik yapan Abdullah es-Sadık da doğrudan seçimlere gidilmesi ihtimali karşısında şu soruyu gündeme getirdi:

"Çatışmalı taraflar arasında karşılıklı anlaşmaya varılmış ilkeler olmadan bir devlet başkanı seçilmesinin ardından bu devlet başkanının bazı çözümler sunması durumunda taraflardan birinin bu çözümleri reddetmeyeceğinin güvencesi verilebilir mi?"

İlk başta anlaşmazlıkların giderilmesi, daha sonra çatışma taraflarının önceden belirlediği yasa ve değişmez ilkelere göre devlet başkanının seçilmesi gerektiğini vurgulayan Sadık, böylece devlet başkanının yönetimde herhangi bir sorunla karşılaşmayacağını aktardı.

Sadık, Libya'da yaşanan tek sorununun meşruiyet olmadığına, hükümetler birleştiğinde ülkedeki sorunların çözülmeyeceğine dikkati çekerek, "Libya'da 2012, 2013 ve 2014'ün ilk yarısında tek bir hükümet, tek bir parlamento yönetimde idi. Buna rağmen siyasi kriz patlak verdi." diye konuştu.

Anlaşmaya dahil edilmesi gereken farklı ideolojilere sahip eğilimler olduğunu söyleyen Sadık, bu farklı düşüncelerin de katılımının ardından önceden hazırlanmış ve çatışmanın tarafları tarafından kabul edilen bir yolu takip eden, tek bir devlet başkanı, hükümet ve parlamentonun işleri yürütebileceğini belirtti.

- Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin tutumu

Libya'daki krize çözüm için doğrudan seçimlere gidilmesini seçeneğini kabul etmeyen kurumların başında Devlet Yüksek Konseyi geliyor

Konsey üyesi Saad bin Şerade, Libya televizyonuna verdiği demeçte, seçimlerin tek bir devletin, tek bir yürütme makamıyla seçim kazanımlarını denetlemesinin gerektiğine işaret ederek, bunun, sandıktan çıkan sonuçların herkes tarafından kabul edilmesini güvence altına alacağını belirtti.

Bin Şerade, Devlet Yüksek Konseyi'nin "seçimlerin, halkın bir süredir hazır olan anayasa taslağına ilişkin görüş bildirmesinden sonra düzenlenmesi görüşünü" benimsediğini dile getirdi.

- İkilemin muhtemel nedenleri

Çözüm kapsamında ortaya çıkan yeni krize ilişkin Libyalı yazar Ali ez-Zeleytani ise her iki tarafın kendilerince haklı gerekçeleri olduğunu belirtti.

Doğrudan seçimlere gidilmesini savunanların üzerinde büyük bir uluslararası baskı olduğunun altını çizen Zeleytani, bu kesimde 2018 sonuna kadar seçimler gerçekleşmezse daha sonra yapılamayacağı düşüncesinin hakim olduğunu ifade etti.

Zeleytani, anlaşma üzerinde yapılacak düzenlemelerle vakit kaybetmeden doğrudan seçimlere gidilmesi seçeneğinin sadece BM ve uluslararası toplumun itibarının korunması amacıyla sunulduğunu öne sürdü.

Öte yandan öncelikle Siyasi Anlaşma'nın düzenlenmesi gerektiğini savunanların çoğunun İslami siyasi akıma mensup olduğuna işaret eden Zeleytani, bu akımın son üç senede önemli destek kaybettiğini aktardı.

Zeleytani, bu kesimin, mevcut durumda seçim yapılırsa yönetimdeki pozisyonunu koruyamayacağının farkında olduğunu ifade ederek, bu nedenle anlaşmalar ve diyalog görüşmeleri aracılığıyla bazı kazanımlar elde etmeye çalıştığını savundu.

- Libya devrimi ve siyasi tıkanıklık

Libya'da 17 Şubat 2011'deki devrimin ardından yaşanan siyasi istikrarsızlık ve karşıt gruplar arasındaki çatışmalar sonucu biri Tobruk'ta Temsilciler Meclisi, diğeri Trablus'ta Milli Genel Kongre olmak üzere iki meclis ve rakip yönetim ortaya çıkmıştı.

BM'nin girişimleriyle 17 Aralık 2015'te Fas'ın Suheyrat kentinde varılan "Libya Siyasi Anlaşması" uyarınca Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi kurulmuştu. BM Güvenlik Konseyi 2259 sayılı kararla Başkanlık Konseyini Libya'nın tek meşru temsilcisi olarak tanımış, ancak konseyin sunduğu hükümet listeleri General Halife Hafter'in baskıları nedeniyle Tobruk'taki TM tarafından onaylanmadığı için süreç tıkanmıştı.

BM Libya Özel Temsilcisi Selame, Eylül 2017'de üç aşamalı bir eylem planı önermişti. Selame, planının birinci aşamasının Suheyrat Anlaşması'nda değişiklik yapılmasını, ikinci aşamasının önceki müzakerelere katılmayan siyasi grupları bir araya getiren ulusal konferans düzenlenmesini, üçüncü aşamasının ise anayasa için bir referandum yapılması ve parlamento ile cumhurbaşkanının da anayasaya uygun bir şekilde seçilmesini öngördüğünü ifade etmişti.