Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ölümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, ”Cemal Kaşıkçı’nın burada öldürülmesi acaba Türkiye’ye bir gözdağı mı, yoksa Suudi Arabistan’a karşı Türkiye’nin eline bir koz mu veriliyor. Basit bir tesadüf değil” dedi.

Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, İhlas Haber Ajansı (İHA) mikrofonlarına Suudi Arabistan’ın tarihini anlatıp, 2 Ekim günü Suudi Araistan İstanbul Konsolosluğu’nda kaybolan ve burada çıkan arbedede öldüğü açıklanan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ekinci, Suudi gazetecinin İstanbul’da öldürülmesinin bir tesadüf olmadığını söyledi.

“Ekonomik, sosyal yapısıyla kendine mahsus bir devlet”

Suudi Arabistan’ın tarihi geçmişinden bahseden Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, ”Suudi Arabistan krallığı yeni bir devlet fakat oluşumu çok eskilere dayanıyor. 18’inci asırda burada ortaya çıkan bir aşiret var. Bu aşiret İbn Suud denilen aşiret Osmanlılara tabi. Fakat daha sonra İngilizlerle 1’inci dünya savaşında işbirliği yaparak, Arabistan’da bir krallık kuruyor. Bu krallık daha sonra Hicaz’ı da ele alarak Mekke, Medine’yi ele geçirerek, Suudi Arabistan Krallığı’nı oluşturmuştu 1926 senesinde. O zamandan bu zamana hem mukaddes yerleri elinde tutuğu için hem de Amerika ve İngiltere ile iyi münasebetler kurduğu için hassas bir coğrafyada güçlü bir figür halini almıştır. Nasıl Türkiye, İran, Mısır İslam dünyasında kendini güçlü bir lider olarak görüyorsa Suudi Arabistan da kendini öyle görmektedir. Bu petrolün bulunmasıyla kendini daha da ileri götürmüştür. Suudi Arabistan bir petrol şirketidir. Petrol şirketlerinin ortakları da Suudi Arabistan krallığını idare eden Suud hanedanın prensleridir. Kendine mahsus bir devlet. Ekonomik yapısıyla, sosyal yapısıyla, siyasi yapısıyla” şeklinde konuştu.

“Suudi Arabistan Cumhuriyetin ilk yıllarından beri Türkiye ile çok iyi münasebetler içinde olmuş”

Suudi Arabistan’da yaşanan sistemi anlatan Ekinci, “Suudi Arabistan krallığının resmi inancı vehhabiliktir. Vehhabilik sünnilikten farkı bir ekoldür. Kabirlere karşı çıkan, tasavvufa karşı çıkan bir anlayış. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri Türkiye ile çok iyi münasebetler içinde olmuş Suudi Arabistan krallığı. Her ne kadar Osmanlı’ya karşı isyan etmişse de Suudi Arabistan’la Türkiye arasında hemen hemen hiç bir kriz yaşanmamıştır. Bu da enteresandır. Gerek Suudi Arabistan’ın politikası, gerek aynı yerle müttefik olmamız, gerek hac, gerekse petrol faktörüne bağlı olduğunu düşüyorum. Suudi Arabistan’da siyasi rejim enteresan Suudi ailesinden bir prens kral olarak memleketi idare ediyor. Devletin kurucusu Kral Abdülaziz’in yüzlerce çocuğu vardı. Hala o çocuklardan bir kısmı hayattadır. Bunlar peş peşe krallık kurulduğundan bu yana kral olmuştur. Şuandaki Selman da Kral Abdülaziz’in çocuklarından bir tanesidir. Bu devirde bir kırılma yaşanmıştır. Kral kendi oğlunu veliaht yani tahtın gelecekteki varisi olarak tayin etmiştir” diye konuştu.

"Suudi Arabistan’ın geleceği karanlık"

Suudi Arabistan’nın geleceğinin karanlık olduğunu belirten Ekinci sözlerine şöyle devam etti: "Suudi Arabistan’ın geleceği petrole bağlı olduğu ve petrolde giderek tükenmekte olduğu için başka devletler başka bir takım enerji kaynakları bulduğundan Suudi Arabistan’ın geleceği karanlık. Bu sebeple Selman bazı ekonomik ve sosyal politik reformlar yapmak istiyor. Teknoloji sitesi projesi bunlardan bir tanesi. Tabii bu gibi şark krallıklarında, şark devletlerinde muhalefet basından veya halktan değil, yöneticilerin kendinden gelir. Suudi Arabistan krallığında da muhalefet yine Suudi Arabistan krallık hanedanından geliyor. Prenslerin bir kısmı mevcut krala, veliahta muhaliftir. Bunlardan bir tanesi eski kral Faysal’ın oğluydu. Bu Cemal Kaşıkçı’nın da hamisidir"

"Muhalefeti susturmak adına Cemal Kaşıkçı’da bir şekilde bertaraf edilmiştir"

Ekinci, "Cemal Kaşıkçı ilk defa istihbaratla tanıştıran belli yerlerle bağlantılar için kullanan o olmuştur. Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan’da ileri gelen bir ailenin mensubu. Aristokrat diyemeyiz ama yönetici sınıfından bir ailenin mensubudur. İlk defa ciddi bir rol oynamış. Muhalefetin gerek Mısır’daki gerek şuan Suudi Arabistan’la itilaf halinde olan Katar’la münasebetlerini sağlayan budur. Vaktiyle El Kaide’nin oluşumunda Cemal Kaşıkçı’nın istihbarat faaliyetlerinin rolü var. İran’a karşı daha ılımlı tedbirler alınmasını Yemen’e karşı daha ılımlı tedbirler alınmasını isteyen bir kişiydi. En azından onu dile getiren bir kişiydi. Tabii onun fikri değil onu destekleyen Suudi muhalefetinin fikriydi. Anlaşılıyor ki muhalefeti susturmak adına Cemal Kaşıkçı da bir şekilde bertaraf edilmiştir" diye konuştu.

“Cemal Kaşıkçı’nın burada öldürülmesi acaba Türkiye’ye bir göz dağı mı”

Cemal Kaşıkçı’nın Türkiye’de öldürülmesinin enteresan olduğunu dile getiren Ekinci, ”Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın burada söyleyeceğimiz sözler tamamen farazi, subjektif olacaktır. Bir kere bu işe Türkiye’nin karıştırılması enteresan. Türkiye, Suudi Arabistan’la nispeten iyi münasebetler içinde Amerika’yla da iyi münasebetler içinde. Cemal Kaşıkçı’nın Türkiye’ ye yönlendirilmesi enteresan. Onun burada öldürülmesi acaba Türkiye’ye bir göz dağı mı yoksa Türkiye’nin eline bir koz mu veriliyor Suudi Arabistan’a karşı” şeklinde konuştu.

“Basit bir tesadüf değil”

Cemal Kaşıkçı’nın Türkiye’de öldürülmesinin arkasında çok farklı şeylerin çıkacağını ifade eden Ekinci, “Bunu zaman gösterecek ama böyle bir cinayet varsa bunun Türkiye’de konsoloslukta işleniyor olması hakikaten enteresan bir hadise ve arkasından çok daha beklenmedik ve farklı neticelerin çıkacağını düşünüyorum. Basit bir tesadüf değil" diye konuştu.

“Türkiye’nin eline koz vermek için tezgahlanmış bir oyun olabilir”

Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili gelişmeleri zaman gösterecek diyerek sözlerine devam eden Ekinci, "Cemal Kaşıkçı, mademki muhalefet mademki istenmeyen bir adam ve bulunduğu her hangi bir yerde faili meçhul bir şekilde de öldürülebilirdi. Kaza süsü verilerek de öldürülebilirdi. İstanbul’a getirilmesi konsolosluğa girmesi ve bir daha çıkmaması bunun herkes tarafından biliniyor olması çok daha farklı şeylerin olduğunu hatıra getiriyor. Türkiye son zamanlarda Katarla ve İhvanla olan yakınlığı sebebiyle Suudi Arabistan’la bazı gerginlikler yaşıyor. Aynı gerginliği Amerika da yaşıyor. Bu sayede Türkiye’nin eline koz verip Suudi Arabistan’ı köşeye sıkıştırmak için tezgahlanmış bir oyun da olabilir. Bunu zaman gösterecek" ifadelerini kullandı.