İSTANBUL (AA) - AHMET ESAD ŞANİ - Osmanlı tarihçisi, yazar Dursun Gürlek, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ve 7 milyon kitabın okuyucuyla buluşacağı yeni kütüphaneyle ilgili, "Rami'de yapılacak ve içinde 7 milyon kitap olacak kütüphanenin haberi bile bizi heyecanlandırdı. Bu gerçekleşince heyecanımız ikiye katlanacak." dedi.

Gürlek, Kültür ve Turizm Bakanlığınca, binaların restorasyonunun tamamlanmasının ardından 220 bin metrekarelik kullanım alanıyla Türkiye’nin en büyük kütüphanesi haline gelecek İstanbul Eyüpsultan'daki 250 yıllık Rami Kışlası’na ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

İstanbul'da çok güzel tarihi kütüphaneler olduğuna dikkati çeken Gürlek, "İstanbul, cami, su ve İslami sanatlar medeniyeti olduğu gibi aynı zamanda kütüphane medeniyetidir. Ankara siyasetin, İstanbul kültürün başkenti. Tabii kültür deyince de aklımıza kütüphaneler geliyor. Tarihi kütüphanelerden Süleymaniye Kütüphanesi, Atıf Efendi Kütüphanesi, Millet Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi ve diğer ilçelerimizdeki kütüphanelerle beraber İstanbul için tam bir kütüphaneler şehri diyebiliriz." ifadelerini kullandı.

Yazar Gürlek, Rami Kışlası'nda yapılacak kütüphanenin, okuyucunun her şeyi bulabileceği, bütün imkanların olduğu ferah bir mekan olacağını dile getirerek, şunları söyledi:

"Rami'de yapılacak ve içinde 7 milyon kitap olacak kütüphanenin haberi bile bizi heyecanlandırdı. Bu gerçekleşince heyecanımız ikiye katlanacak. İstanbul'da buna benzer başka kütüphanelerin kurulacağına dair de haberler alıyoruz. Bu haberler bizi sevindiriyor."

- "Kitaba bakan insan lazım saatine bakan değil"

Dursun Gürlek, kütüphanelerin sayısının çoğalmasının takdiri hak ettiğini ve alkışlanması gereken bir gelişme olduğunu sözlerine ekleyerek, "Ancak kütüphaneler sadece binadan, raflardan ve benzeri maddi varlıklardan ibaret değildir. Kütüphaneleri daha canlı hale getirmek için kitapla ilgili olan kimseleri, kitabı seven kimseleri bu kütüphanelerde istihdam etmek gerekiyor ki bunlara canlı kütüphaneler diyebilelim." değerlendirmesinde bulundu.

Kütüphaneleri cazibe merkezi haline getirmek için görev yapanların gerçek kitapseverler olması gerektiğinin altını çizen Gürlek, şu bilgileri verdi:

"Kitaba bakan insan lazım, saatine bakan değil. Mekanı şereflendiren orada bulunan kimsedir. Kütüphaneler de böyledir. Eski kütüphanecilerin çoğu böyleydi. Millet Kütüphanesi deyince Ali Emiri Efendi aklımıza geliyor. Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde İsmail Saib Sencer hoca, Necati Lugal, Sadettin Nüzhet Ergun, Üsküdar'da Hacı Selim Ağa Kütüphanesi'nde ise Ahmed Remzi Dede geliyor. Onların kendileri zaten canlı, ayaklı kütüphaneydi. Bu insanlar görev yaptıkları kütüphaneleri birer cazibe merkezi haline getirmişlerdi. Yeni yapılacak kütüphanelerde de böyle insanlara çok ihtiyaç var. Ben bu insan kaynaklı görevleri çok önemsiyorum. Tabii ki yapı itibariyle muhteşem olması da bizi heyecanlandırır ama önce bize kitap gibi insanlar lazım."

Gürlek, kitapseverlerin çoğalması için büyük çaba gösterilmesi gerektiğine işaret ederek, "Çünkü medeniyetimiz kitap medeniyetidir ve inancımızın da dinimizin de ilk emri 'oku'dur. Bu 'oku' emrinin son derece geniş kapsamlı manasına uygun hareket etmezsek uhrevi bir sorumluluk altına gireceğimiz kesindir." dedi.

- "Mevcut kütüphaneler yeterli değil"

İstanbul'daki kütüphanelerin yeterli olmadığını belirten Gürlek, "İstanbul’un kütüphanelere de camilere de ihtiyacı var. Fakat bu müesseselerin içini dolduracak, kuruluş imajına uygun bir şekilde çalıştıracak insanlara da birinci derecede ihtiyaç var. Kitabı seven insanları, gençleri, bu kitleyi büyütmemiz, sayılarını çoğaltmamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yazar Gürlek, insanların faydalanabilmesi için kütüphanelerin tanıtılması, maddi ve manevi bütün imkanların hazırlanması, özendirici ilanların verilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Baba ve anne, çocuğuna 'Hadi kütüphaneye git çalış. Orada şu kitapları oku.' demekten ziyade, çocuğunun elinden tutup bizzat kendisi gidecek. Bu birkaç defa devam ederse çocuklar zaten kendi kendilerine gelirler. Böyle teşvik edici, özendirici, ilgi çekici ne varsa anneler, babalar, öğretmenler ve velilerin bunları yapması gerekiyor. Kuru kuru tavsiyeyle olmuyor. Bizzat kendisi sevecek, gidecek, görecek. Maddi anlamda ulaşımın kolay olması gerekir. Altyapısının ve teknik imkanlarının da öne çıkarılması gerekiyor."

Kültür ve Turizm Bakanlığınca, Türkiye'nin en büyük kütüphanesini kurmak için çalışmaların sürdürüldüğü Rami Kışlası'nda, binaların restorasyonunun tamamlanmasının ardından milyonlarca kitap okurların istifadesine sunulacak.

Modern bir kütüphaneye dönüştürülecek Osmanlı kışlası projesi tamamlandığında, 220 bin metrekarelik kullanım alanıyla İstanbul'un kültür ve sanat alanında çekim noktalarından biri haline gelmesi amaçlanıyor.