ANKARA (AA) - Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, İkinci Dünya Savaşı tarihini yeniden yazmak ve bunu kendi siyasi çıkarlarına uygun hale getirmek isteyen çevrelerin sesinin, son dönemde giderek daha yüksek çıktığını belirtti.

Büyükelçi Yerhov, İkinci Dünya Savaşı döneminde Polonya'daki Sobibor ölüm kampındaki tutsakların isyanının anlatıldığı "Sobibor" filminin Ankara'daki galasına katıldı. Galada, başkentteki çok sayıda diplomatik misyon temsilcisi ve davetli de hazır bulundu.

Yerhov, burada yaptığı konuşmada, filmin, Rus yönetmen Konstantin Khabensky tarafından çekildiğini belirterek, "Bu sert ve ağır bir film ancak bu hayatın gerçeği ve bizim bilmemiz gereken ortak tarihimiz. Bugün sahip olduğumuz barış ortamının taşıdığı değeri ve savaşın ne kadar korkunç, sert ve acımasız olduğunu anlamak için atalarımızın bizzat yaşadığı bu dehşetin tamamını bilmemiz gerekir." dedi.

Ölümcül Nazizm ideolojisinin bürünebileceği barbar hallerin bilinmesi gerektiğinin altını çizen Yerhov, özellikle çok uluslu Sovyet halkının düşmandan en sert darbeleri aldığı değerlendirmesinde bulundu.

Sovyetler Birliği topraklarında İkinci Dünya Savaşı'nın gidişatını değiştiren belirleyici muharebelerin yapıldığını aktaran Yerhov, "Berlin'e giren ve Alman Parlamentosu Reichstag'ın üzerine zaferin sembolü olan kızıl bayrağı diken bizzat Sovyet ordusuydu." diye konuştu.

İkinci Dünya Savaşı tarihini yeniden yazmak ve bunu kendi siyasi çıkarlarına uygun hale getirmek isteyen çevrelerin sesinin, son dönemde giderek daha yüksek çıktığını vurgulayan Yerhov, şunları kaydetti:

"Eski toplama kampının bulunduğu yerde inşa edilen Sobibor müze anıtı da aynı kaderi paylaştı. Mevcut yönetimi, sanki tarihe geçen ayaklanma kendiliğinden olmuş ve Sovyet tutsaklar ayaklanmada yer almamış gibi müze anıtın yenileme çalışmalarını, Rusya'nın katılımı olmadan yapmaya karar vermiştir. Aleksandr Peçerskiy ve onun bugün izleyeceğiniz kahramanca eylemleri hiç yokmuşçasına. Büyük Anavatan Savaşı'nın üzerinden geçen süre arttıkça, cephede, partizanların saflarında cesurca ve cansiperane bir şekilde çarpışan ve cephe arkasında varlarını yoklarını ortaya koyan dedelerimiz ve büyük dedelerimizin yiğitliği ve cesaretiyle ilgili anılarını koruma ve gelecek nesillere aktarma sorumluluğumuz da artmaktadır."