ADANA (AA) - Şırnak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimiyle ilgili aralarında meslekten ihraç edilen dönemin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar ve Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın da bulunduğu 22'si tutuklu 385 kişinin yargılandığı davada sanık sayısı başka bir dosyanın birleştirilmesiyle 428'e yükseldi.

Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesindeki 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmada, Şırnak'taki darbe girişimiyle ilgili 6'sı tutuklu 43 sanıklı dosya bu davayla birleştirildi. Böylece sanık sayısı 28'i tutuklu 428 oldu.

Duruşmada daha sonra birleştirilen dosya kapsamında tutuklu bulunan sanıkların savunması istendi.

Tutuklu yargılanan meslekten ihraç edilen astsubay F.G, 15 Temmuz 2016 akşamı nöbetçi olduğunu ve bu durumun 20 gün öncesinden belirlendiğini söyledi.

Darbe girişimi akşamı haber merkezinde görevli uzman çavuş M.K'nın elinde kağıtla gelerek Genelkurmay Başkanlığından emir gönderildiğini kaydettiğini belirten F.G, şöyle devam etti:

"Evraka baktığımda Çakırsöğüt Tugayının Ankara'ya intikali hususunda bir emir gördüm. Normal prosedür de uzman çavuş M.K'nın ilk olarak bu emri bana getirmesi gerekiyordu. Daha sonra silsile yoluyla tugay komutanına gitmesi gerekiyordu. Ancak M.K. emri, Kurmay Başkanı İbrahim Yazıcı'ya verdiğini söyledi. Cerideye kaydedilmesi gerektiğini istedi. Daha sonra Kurmay Başkanı İbrahim Yazıcı geldi ve evrakın kontrollü evrak kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ısrarla söyledi. Sonra M.K. 'sıkıyönetim atama emri' adı altında tekrar bir evrak getirdi. İbrahim Yazıcı geldiğinde bu evraklarla ilgili bilgi alışverişinin Sefer Yüzbaşı vasıtasıyla yapılması gerektiğini bize söyledi. Harekat merkezinde bulunan bizlerin de cep telefonunu İbrahim Yazıcı istedi. Ben ve oradakiler cep telefonlarımızı verdik. Çalıştığımız odada televizyon vardı."

- "Tugaydaki taburların çıkışına dair herhangi bir katkım olmadı"

İstanbul ve Ankara'da bir terör olayı olduğunu ve buraya bir müdahale yapıldığını düşündüklerini savunan F.G, "Ancak Başbakanın açıklamasından sonra bunun Ankara ve İstanbul için bir kalkışma olduğunu düşündük. Benim tugaydaki taburların çıkışına dair herhangi bir katkım olmadı. FETÖ/PDY terör örgütü üyesi değilim. Ben anlattığım gibi o akşam her zamanki gibi görevimin başındaydım. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim." dedi.

Tutuklu sanık eski yüzbaşı H.İ. ise olay tarihinde Çakırsöğüt Jandarma Tugay Karargahında "MEBS Birlik Komutanı" olarak görev yaptığını kaydetti.

Tugayın haberleşme sistemleriyle ilgilendiğini anlatan H.İ, "Ankara'dan gelen emirleri ben görmedim. Karargaha geldikten sonra saat 23.00 sıralarında televizyondan Ankara ve İstanbul'da bazı hareketlilikler olduğunu izliyordum. Tugaydan da iki taburun operasyona çıkmış olduğunu öğrendim. Bana araç komutanına ihtiyaç olabileceği söylenmişti. Cumhurbaşkanının bir televizyon kanalına bağlandığını ve halkı sokağa davet ettiğini görünce darbe girişimi olduğunu anladım. FETÖ/PDY üyesi değilim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum." ifadelerini kullandı.

Duruşmada, tutuklu sanıklar O.K, C.D. ve E.A. avukatları ile yeterli müzakere yapmadıkları gerekçesiyle savunma için süre talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti de diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunma yapması için duruşmayı pazartesi gününe erteledi.