GAZİANTEP (AA) - Suriye Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Koordinatörü Mohammed Alhammadi, "Şam rejimine ve destekçilerine acil insani yardımların derhal bölgeye girmesine izin verilmesini ve Doğu Guta'ya yönelik bombardımanın sona erdirilmesi istemiyle çağrıda bulunuyoruz." dedi.

Alhammadi, platformu oluşturan bazı sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin de katılımıyla düzenlediği basın toplantısında, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin abluka altında tuttuğu Doğu Guta bölgesine dikkati çekti.

Burada devam eden sivil kuşatmanın savaş aracı olarak kullanıldığını ifade eden Alhammadi, abluka altında yer alan sivillere yönelik ahlaki ve insani sorumlulukları bulunduğunu belirterek, "Bu sorumluluğun gereği olarak Suriyeli sivil toplum kuruluşları olarak Şam rejimine ve destekçilerine, acil insani yardımların derhal bölgeye girmesine izin verilmesini ve Doğu Guta'ya yönelik bombardımanın sona erdirilmesi istemiyle çağrıda bulunuyoruz. Aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi ve diğer BM ajansları ve temsilcilerine, savaş durumlarında, sivilleri korumak ve abluka altında yaşamak zorunda bırakılan sivillerin asgari insani koşullarda yaşamlarını sürdürmeleri için etkin ve acil tedbirler alınması, ablukanın sivillerin hayatını tehdit edecek şekilde savaş aracı olarak kullanılmasının önüne geçilmesi için çağrıda bulunuyoruz." diye konuştu.

Suriye rejiminin yaklaşık 4 yıldır Doğu Guta'da ihtiyaç duyulan insani yardımların bölgeye girişlerini engelleyerek tüm dünyanın gözleri önünde uluslararası insan hakları hükümlerini açıkça ihlal ettiğini kaydeden Alhammadi, insani yardımların bölgeye geçişine çok kısıtlı bir şekilde izin verilmekle birlikte, bunların bölgede yaşayan sivil sayısıyla orantılı olmadığını ve nüfusun sadece yüzde 10'ununa yetecek şekilde gerçekleştirildiğini söyledi.

Bölgede birçok sivilin sağlık problemleri bulunduğunu anlatan Alhammadi, tıbbi malzeme, ilaç ya da ameliyat ekipmanlarına el konulduğunu, sağlık malzemelerinin bölgeye girişine izin verilmediğini belirtti.

Alhammadi, "Yine sivillerin hayatını idame ettirmeleri için son derece önem arz eden ürünler, çocuk bezi, şampuan ya da buna benzer önem arz etmeyen malzemeler ile değiştirilmektedir." ifadesini kullandı.

Alhammadi, Doğu Guta'ya zaman zaman çok sınırlı miktarda ticari ürünlerin geçişine izin verildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Ancak Suriye rejiminin uygulamış olduğu yüksek vergilerden dolayı ürünler piyasada çok pahalı satıldığından yerel halkın bu malzemeleri satın alabilmesi, hayatın olağan akışına aykırıdır. Abluka altında yaşayan sivillerden alınan vergilerle yine savaş ve ablukanın finanse ediliyor olması da kabul edilemez bir durumdur. 400 bin sivilin yaşadığı Doğu Guta'da okullar, hastaneler, çarşılar ve sivil yerleşim yerleri sistematik olarak kimyasal silah, füze ve savaş uçaklarının bombardımanı altındadır. Sivillere yönelik sistematik ve kesintisiz olarak gerçekleştirilen abluka, uluslararası insan hakları sözleşmesi hükümlerine göre insanlığa karşı işlenen suçlardan olup, bu durum toplu soykırım tehdidine neden olma riskini de taşımaktadır."

- BM'nin bölgeyle ilgili açıklaması

Doğu Guta'da insani yaşamı sürdürme seviyesinin artık asgari ölçülere gerilediğini dile getiren Alhammadi, şunları kaydetti:

"Sağlık hizmetlerine erişemedikleri ya da yeterli besin alamadıkları için de sivil ölümler giderek artmaktadır. Uluslararası insan hakları örgütleri, BM ajanslarının bölgede devam eden ablukayla ortaya çıkan insanlığa karşı işlenen suçu doğru şekilde kategorize etmekten kaçınıyor olması, üzerlerine düşen sorumluluktan kaçtıklarının açık bir göstergesidir. BM, Suriye rejimi ile ilgili olarak 6 Şubat tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında çatışmaların bir ay süreyle durdurulmasını talep ederek sivillere bir an evvel insani yardım ulaştırılmasını talep etmiştir ancak yine bu basın açıklamasında insani yardım talebiyle çelişerek abluka altında bulunan sivillerin 400 bin kişi olduğunu, bu sivillere insani yardımların ulaştırılmasının 2 ay gibi uzun bir süreç içerisinde gerçekleştirilebileceğini ifade etmiştir. Bölgede çatışmaların durdurulabilmesi büyük önem arz etmekte olup, devam eden savaş hali, insani yardımların bölgeye gönderilmesinin önünde engel ya da bahane olarak kabul edilemez bir durumdur. Sivilleri ölüme terk ederek, işlenen bu suçu görmezden gelerek kalıcı bir çözüm üretilmemesi ve bu sorunun üzerinin kapatılması insanlığın bir ayıbıdır."

Doğu Guta'da 2017'nin ikinci yarısında gerginliğin azaltılması anlaşmasının en sıkı uygulandığı tarihlerde bile, BM'nin kendi yayınladığı rakamlarda da görüleceği gibi insani yardımların abluka altındaki bölgelere erişiminde herhangi bir iyileşme sağlanmadığını ifade eden Alhammadi, "Sivillere insani yardımları ulaştırmak için devam eden savaşın durmasını beklemek ve Doğu Guta'da çatışma taraflarının eşit derecede sorumlu olduklarını belirtmek, sivillerin ölüme terk edildiği gerçeğini değiştirmemektedir. Burada uygulanan abluka, tarihin en uzun kuşatmasıdır. Yerel halkı toplu açlık ve hastalık yoluyla öldürmeye bırakmak, sistematik olarak cezalandırmak demektir." dedi.

Arapça, Türkçe ve İngilizce yapılan açıklamanın ardından video konferansla bölgede görev yapan ve ismi açıklanmayan bir doktordan bölgenin durumu hakkında bilgi alındı.

Doktor, bölgeye bombardımanın sivil ayrımı yapmadan devam ettiğini ve özellikle tıbbi malzeme ve gıdaya ihtiyaç duyulduğunu anlattı.

Doktor, çocuk ve yaşlıların gıda yetersizliğinden hasta olduğunu ve çocukların aşılanması noktasında sıkıntı yaşandığını ve ameliyat malzemesi sorunu bulunduğunu kaydetti.