SANA (AA) - ZEKERİYA EL-KEMALİ - Yemen hükümeti ile Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri içinde yer alan en etkin ülkelerden biri konumundaki Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki ilan edilmeyen "gizli" krizin, geçen ay Aden'de patlak veren çatışmaların ardından daha da derinleştiği belirtiliyor. Bu "sessiz kriz"in, ülkede yaklaşık 3 yıldır koalisyon güçlerinin desteğiyle Husilere karşı yürütülen mücadeleyi "rayından çıkarmasından" endişe ediliyor.

Yemenli yetkililer gayri resmi söylemlerinde, BAE'yi "Aden'de ayrılıkçı Güney Hareketi'ni desteklemek ve koalisyon güçlerinin hedefinden uzak bir gündem takip etmek" ile suçlarken Abu Dabi yönetimi ise söz konusu iddiaları reddediyor.

Aden'de meşru hükümete bağlı birlikler ile ayrılıkçı Güney Hareketi arasında geçen ayın son günlerinde patlak veren ve 29 kişinin öldüğü çatışmaların Suudi Arabistan'ın müdahalesiyle 3 gün içinde son bulmasına rağmen, koalisyonun ikinci önemli figürü olan BAE ile Yemen yönetimi arasında fitili ateşlenen krizin henüz çözüme kavuşturulmadığı şimdilik sadece dondurucuya kaldırıldığı ifade ediliyor.

- Aden'deki çatışmalar "turnusol kağıdı" oldu

Koalisyon güçleri, "meşru yönetim" ifadesini kullanmadan "Yemen'in istikrarını desteklemeye devam ettiğini" dile getirirken, Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi yönetimi de Husilerle mücadeleye dair resmi açıklamalarında Suudi Arabistan'ın yanında yer alan BAE'nin rolünün mevzu bahis edilmesinden imtina ediyor.

Aden'deki çatışmalar Yemen hükümeti ile BAE arasındaki krizin gün yüzüne çıkmasında turnusol kağıdı işlevi görürken, ülkenin batı kıyılarında yaşanan çatışmalar da söz konusu krizi net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Bu bağlamda Tihame Direniş Güçleri ve Batı Sahil Cephesi komutanlarıyla telefonda görüşen ve yakın zamanda ele geçirilmesi beklenen Hudeyde'ye bağlı Hays ilçesindeki çatışmaların seyri hakkında ilgili bilgi alan Hadi'nin, Suudi Arabistan'ın çabalarından övgüyle söz ederken BAE'nin rolünden tek kelimeyle dahi söz etmemesi dikkati çekti.

Hadi'nin üslubunun Abu Dabi yönetiminde yarattığı rahatsızlık, BAE Dışişlerinden Sorumu Devlet Bakanı Enver Karakaş'ın yaptığı açıklama ile dolaylı şekilde ifade edildi. Karakaş, salı günü sosyal paylaşım sitesindeki resmi hesabından yaptığı açıklamada, "BAE'ye ait birlikler, Hays'ın ele geçirilmesi için verilen mücadelede yer alıyor. Ordumuz, fedakarlık sayfalarının en güzelini yazıyor. Gençlerimizle gurur duyuyoruz." ifadesini kullandı.

- Meşru hükümet ile BAE arasındaki bir diğer gerginlik noktası: Sokotra

Yemen hükümeti ile BAE arasındaki krizin Aden ve ülkenin batı kıyılarıyla sınırlı kalmadığı, iki ülke arasındaki bir diğer gerginlik noktasının da Hint Okyanusu'ndaki Sokotra Adası olduğu belirtiliyor.

BAE, Sokotra Limanı'nın genişletilmesini öngören bir proje başlattı. Maliyeti, Halife bin Zayid Kurumu tarafından üstlenilen bu proje, limanın büyütülmesi ve dalgakıranın boyunun yükseltilmesinin yanı sıra Sokotra Adası'ndaki havalimanı pistinin genişletilmesi ve sağlık tesisi inşasını da kapsıyor. Ancak BAE'nin bu projesi, Yemen hükümeti tarafından onaylanmadı.

Abu Dabi yönetiminin adadaki faaliyetleri karşısında 2 yılı aşkın süredir sessiz kalmayı tercih eden Yemen hükümeti, Aden'de yaşanan son gelişmelerin ardından artık bu konuyu gündeme taşımakta bir beis görmedi.

Cumhurbaşkanı Hadi, BAE'nin Sokotra Adası'ndaki rolüne işaret ederek, "Hangi isim altında olursa olsun devlete ait gayrimenkuller ve araziler üzerindeki tasarrufların durdurulması" yönünde talimat verdi.

Hadi ayrıca Aden'deki özgürleştirilmiş alanlar başta olmak üzere kurtarılan bazı kentlerdeki ihlallerin de durdurulmasını istedi.

BAE, Dubai limanının olumsuz etkilenmemesi için Aden'i ele geçirerek bu kentin canlandırılmasını önlemeye çalışmakla suçlanıyor.

- Anlaşmazlıklar, koalisyonun varlığını tehdit ediyor

Öte yandan Yemen'deki Hudeyde Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde görevli Prof. Nebil eş-Şereci, hükümet ile koalisyon güçleri arasında hissedilen gerilimin "gerçek olduğunu" belirterek, "Kökten çözüme kavuşturulmaması durumunda bu anlaşmazlık, Husi darbesine son verme çabaları karşısında güçlü bir tehdide dönüşebilir." dedi.

Koalisyonun Husilere karşı yürüttüğü mücadeleyle doğrudan ilgisi olmayan birçok konuda BAE'nin müdahil olmasının krizin temelini oluşturduğunu aktaran Şereci, Abu Dabi yönetiminin kendi menfaat ve gelecek tasavvurunu koalisyonun temel hedeflerinin önünde tuttuğunu dile getirdi.

Şereci, "Suudi Arabistan'ın BAE ile Yemen arasında kalmış olduğu görülüyor. Bir tarafa açıkça destek vermesi Riyad'ın çıkarına olmaz. Ancak bununla birlikte bu konuda yapabileceği pek çok şey var." diye konuştu.

BAE ile Yemen hükümeti arasındaki kriz noktalarından birinin de devrik lider Ali Abdullah Salih'in partisi Genel Halk Kongresi'nin (GHK) geleceği olduğuna işaret eden Şereci, Ahmed Ali Abdullah Salih ve Tarık Muhammed Abdullah Salih liderliğinde siyasi ve askeri rolünü aktif hale getirme çabasının iki ülke arasında gerginliğe neden olduğunu söyledi.

Şereci, "BAE'nin attığı adımlar, Yemen'in egemenlik ve bağımsızlığını tehdit eder nitelikte." ifadesini kullandı.

Yemenli akademisyen, iki ülke arasındaki krizi büyüten en önemli ve en tehlikeli konunun "BAE'nin ayrılıkçılara verdiği destek ve Yemen'in bazı adalarında hükümetin onayı olmadan askeri üs inşası" olduğunu söyledi.

Yemen'de ayrılıkçı Güney Hareketi'nin kurduğu Siyasi Geçiş Konseyine bağlı milisler ile hükümet güçleri arasında ocak ayının sonunda üç gün devam eden çatışmalarda 29 kişinin öldüğü, 315 kişinin yaralandığı bildirilmişti.