CHP dün Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarıyla ilgili belgeleri internet sitesine koydu. Belgeler arasında eski bir belediye çalışanının yolsuzluk iddiaları içeren 26 sayfalık ve 16 sayfalık aynı gün, aynı saatte alınmış iki ayrı ifadesi de bulunuyor.

Kılıçdaroğlu ilk 26 sayfalık ifadenin daha sonra 16 sayfaya düşürüldüğünü öne sürmüştü. Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki dün “Bu iki ayrı soruşturma konusu olduğu için” dedi. 26 sayfa olan ifadede benzin istasyonları, otopark ve taksi ruhsatlarında yolsuzluk iddiaları yer alırken 16 sayfalık ifade de sadece taksi ruhsatı yolsuzluk iddiaları yer alıyor.

Babası istihbaratçı
18 Temmuz 2007 tarihli polis ifadesinde Hacı Ali Hamurcu önce soru üzerine özgeçmişini anlatıyor. 1979 doğumlu Hamurcu lise mezunu. Babası Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nde İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli başkomiser. Babasının vesilesiyle belediyede iş bulduğunu söylüyor. 2005 yılında Ulaştırma Koordinasyon Merkezi’nde (UKOME) bilgi işlem memuru olarak çalışmaya başladı. İUKOME’nin görev alanını şöyle anlatıyor: UKOME petrol istasyonları, taksi durakları, taksi ruhsatları, minibüs ve otobüs hatlar ve ruhsatları, otobüs güzergâhları, otoparklara ruhsat verilmesi görev kapsamındadır.”

İfadesinde yolsuzluk iddiaları ise özetle şöyle: “Kayseri’deki 12 benzin istasyonuyla ilgili iddialarını tek tek anlatıyor ve şartları uygun olmamasına karşın UKOME Şube Müdürü Süleyman Temeltaş’ın ve Genel Sekreter Mustafa Yalçın’ın talimatıyla ‘olur’ verdiklerini iddia ediyor. Hamurcu benzin istasyonlarından 50 bin lira ile 600 bin lira arasında rüşvetler alındığını, alınan rüşvetleri Süleyman Temeltaş ve Mustafa Yalçın’ın bölüştüğünü, tahsilatları 17 kişilik ekibin yaptığını savundu. Tahsilat yapan ekibin içinde olduğunu belirten ve detaylı açıklamalarda bulunan Hamurcu tahsil edilen paranın büyük kısmının Belediye Başkanı Özhaseki’nin dünürlerinin sahip olduğu Osmanlı Sarraf’a verildiğini ve dünürünün başkanın kasası olduğunu iddia etti.

Hamurcu kentteki otoparklarla da Temeltaş ve Yalçın’ın ilişkisi olduğunu hacizli arabaları alıp satarak kazanç elde ettiklerini öne sürüyor. Hamurcu karşılığında belediye mühürlü, resmi makbuzlar vererek 14 kişiden 14 bin 500 lira ile 118 bin lira arasında bedellerle Kayseri Erkilet Havalimanı’nda taksi durağı hattı sattıklarını da anlatıyor. (Hamurcu bu dolandırıcılıkla ilgili olarak yargılanmış ve 6 yıl hapis cezası almıştı. Hapis cezasının ardından bu ifadeleri vermişti.) Temeltaş ve Yalçın ise bu iddialarla ilgili savcıya verdikleri ifadelerde suçlamaları reddediyor.

‘Memur suçları ayrıldı’
16 sayfalık ifade de ise sadece taksi ve minibüs hattına yönelik yolsuzluk iddiaları yer alıyor. Başkan Özhaseki ise dün 10 sayfanın memurlara ait suçlarla ilgili olduğu için ayrıldığını ve 26 sayfalık ifadenin de savcılığa gönderildiğini söyledi.


112’nci ay muamması
Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği belgelerde dikkat çeken bir başka nokta ise dönemin Kayseri Valisi Osman Güneş’e ilişkin. 30 Kasım 2007 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayından geçen valiler kararnamesiyle Kayseri Valiliği’nden İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı’na atanan Osman Güneş, “04/112/2007” şeklindeki, ay kısmı tartışmalı olan bir belgeyle İçişleri Bakanlığı’na, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ve diğer belediye yetkililerinin suçsuz olduğunu bildiriyor.

“112” şeklinde yazılmış olan ay kısmının “11” yani kasım ayı olması halinde belgenin, Osman Güneş’in Kayseri Valisi olarak imzalama yetkisinin bulunduğu bir dönemde hazırlandığı sonucu ortaya çıkıyor. “112” yanlışının “12” yani aralık ayı olması durumunda ise Güneş’in belgeyi İçişleri Bakanlığı Müsteşarı olmasından 4 gün sonra düzenlediği anlamı ortaya çıkıyor. CHP’li Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu, bu konuda “Güneş kendisini kurtarmak için tarih bölümüne 4/112/2007 yazıyor. İsteyene kasım, isteyene aralık diyecek. 4 Aralık’ta vali değil, 4 Kasım deseniz rapor yok ortada, görevden alınmalı” dedi.


Arınç’ın avukatı ihbarcının da avukatı
Yolsuzluktan mahkum olan Hacı Ali Hamurcu’nun ilk avukatı tutuklu Ergenekon sanığı Yusuf Erikel’dı. Daha sonra avukatı Yusuf Erikel’ın kardeşi ve Bülent Arınç’ın avukatı olan Yakup Erikel oldu. Yakup Erikel avukatı olduktan sonra Hamurcu iddialarını geri çekti.

Taksi hatları konusunda yolsuzluk yapmaktan yargılanan eski belediye çalışanı Hacı Ali Hamurcu iddiasına göre yolsuzluklar konusunda konuşmama karşılığında Belediye Başkanı Özhaseki ve genel sekreter Mustafa Yalçın imzalı 1 trilyon liralık bir senet almıştı. Belediye Başkanı ise bu senedin sahte olduğunu ve kendisine şantaj yapılmak istendiğini söyledi. İddiaya göre Hamurcu ve Avukat Yusuf Erikel belediye genel sekreteri Mustafa Yalçın ile görüşerek para istedi.

Hamurcu’nun ifadesine göre Yusuf Erikel ile Ankara’da ağabeyi ve Bülent Arınç’ın eski avukatı olan Yakup Erikel’in bürosunda buluştular. Bu buluşmadan kısa süre sonra artık avukatı muhafazakar kimliği ile tanınan ve Deniz Feneri Derneği kurucuları arasında yer alan Yakup Erikel oldu. 24 Ekim 2007’de UKOME Şube Müdürü Süleyman Temeltaş dışındaki kişiler hakkındaki yolsuzluk iddialarından vazgeçerken avukatı Yakup Erikel’di.

Hacı Ali Hamurcu’nun babası Fahrettin Hamurcu, Yakup Erikel’in oğlunu serbest kalacağı vaadiyle iddialarından vazgeçirdiğini öne sürdü. Fahrettin Hamurcu el yazısı ile yazdığı metinde “Yakup Erikel Kayseri’ye gelerek Mustafa Yalçın ile sık sık görüştü. Belediyenin aracıyla geziyordu. Oğlumu cezaevinden çıkartmak için belediyeden 150 bin lira aldığını söyledi. Bu parayı taksi hattı satılarak dolandırılan kişilere vererek davanın düşmesini sağlayacağını söyledi. Telefonda “Bırakırsam kendi pisliğinizi kendiniz temizlersiniz’ diyordu.” yazdı.






İstanbul Radikal