Kemer'e bağlı Göynük Mahallesi'nde oturan U.H.T., geçen 29 Haziran akşamı yanına gelen kişiye, bir kadını evinde bıçakladığını söyledi. Bu kişinin İlçe Jandarma Komutanlığı'na ihbarda bulunması üzerine gelen jandarma ekibi  U.H.T.'yi alıp, evi göstermesini istedi. U.H.T.'nin tarifi üzerine jandarma ekipleri, Göynük Mahallesi Ahu Ünal Aysal Anadolu Lisesi arkasındaki eve geldi. 112 ekipleriyle içeri giren jandarma, evin salonunda Emel Yusupova'nın kan içinde yattığını gördü. 8 yerinden bıçaklanan Emel Yusupova, sağlık görevlilerinin müdahalesi sonrası Kemer Devlet Hastanesi'ne, ardından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Akciğerinin delindiği belirlenen Emel Yusupova, 5 günü yoğun bakımda olmak üzere 10 gün hastanede kaldı.

Gözaltına alınan U.H.T. ise cumhuriyet savcılığınca ifadesi alındıktan sonra yaşı küçük olduğu gerekçesiyle ailesine teslim edildi.

Serbest bırakılmasına inanamadı

Tedavinin ardından taburcu edilen Emel Yusupova, olay sırasında turizm sektöründe çalışan eşinin işi dolayısıyla şehir dışında, oğlunun ise dışarıda olduğunu belirterek, kendisini bıçaklayan U.H.T.'nin serbest bırakılmasına inanamadığını anlattı. U.H.T.'nin tutuklanmasını isteyen Emel Yusupova, "Herkes gibi adalet istiyorum" dedi.

'Ölüyorsun değil mi' diye sormuş

Göynük Mahallesi'nde terzilik yaptığını, U.H.T.'nin evinin de hemen işyerinin tam arka sokağında olduğunu, bu nedenle sürekli gördüğünü ve kendisini tanıdığını anlatan Emel Yusupova, evde yalnız olduğu anda savunmasız şekilde yakalandığını söyledi. Saldırgana gücü yetmediği için karşı koyamadığını vurgulayan Yusupova şunları anlattı:

"Evim işyerine çok yakın. Saat 18.00 sıralarıydı. Banyondan çıkınca bir anda karşımda gördüm. Kaçmak için çok uğraştım, elimden geleni yaptım. 7- 8 defa bıçak sapladı. Bana bir şey yapmaması için ikna etmeye çalıştım. Olayı kimseye anlatmayacağımı söyledim. Hatta para bile teklif ettim. Bir türlü ikna edemedim. En son kalbime darbe yediğimde etrafa kan fışkırıyordu. Kanın fışkırdığını görünce 'Artık ölüyorsun değil mi' dedi. Ben de 'Ölüyorum, 10 dakikaya ölürüm, sen git' dedim. O şekilde zaman kazanmaya çalıştım."

'Ellerim kanlı olduğu için telefonu kullanamadım'

U.H.T.'nin evden ayrılmasının ardından arkadaşını arayarak yardım istemeye çalıştığını belirten Emel Yusupova, şöyle konuştu :

"Ellerim kanlı olduğu için bir türlü arayamadım. Banyoya gidip ellerimi yıkadıktan sonra rehberi açabildim. Rehberde ilk gördüğüm en yakın tanıdığımı aradım. Onlar gelene kadar ayık kalmaya çalıştım. Ondan sonra zaten beni almaya geldiler. Bir şekilde hastaneye kadar yetiştim. Bir sürü ameliyat geçirmişim. Kalbim, midem, pankreas gibi organlarım zarar görmüş. Ciğerlerim bile zarar görmüş. Bunu neden yaptığını çözemedim. Hiçbir sebep yok. Ne alıp veremediği var benimle. İşyerimin hemen arka sokağında oturuyor. Bir senedir belki de daha fazladır görmüyordum. Olaydan son birkaç gün önce yeniden görmeye başlamıştım."

Yedek anahtarla kapıyı açıp eve girmiş

Yoğun bakımdan çıktıktan sonra evinin yedek anahtarlarının kayıp olduğunu fark ettiğini belirten Emel Yusupova, bunun da ifadesine eklenmesi için sonradan jandarmaya bilgi verdiğini söyledi. U.H.T.'nin bir şekilde yedek anahtarları aldığını düşündüğünü kaydeden Yusupova, U.H.T.'nin olaydan önce evinin etrafında sırt çantasıyla dolaşırken komşuları tarafından görüldüğünü söyledi. U.H.T.'nin planlayarak kendisini öldürmeye teşebbüs ettiğini iddia eden Emel Yusupova, olayın nedenini bilmediğini kaydetti. Yusupova şöyle dedi:

"Bir de onun serbest bırakıldığını, ailesine teslim edildiğini duyunca şoke oldum. Daha büyük darbe yedim aslında. Hani sadece kendim için değil. Göynük'te yaşayan bir sürü kadın, çocuk var. Onlar için de büyük bir tehlike. Hayatım tehlikede şu an. Evleri çok yakın. Maddi manevi zarar gördüm. Ailem çok üzüldü, hepimiz mahvolduk. Onu nasıl dışarıda bıraktılar hala çözemiyorum."

'Uzaklaştırma kararı alınsın'

Koruma verilmesi ve U.H.T. için uzaklaştırma kararı alınmasını isteyen Emel Yusupova, "Göynük çok küçük bir mahalle, herkes birbirini tanır. Kime sorarsanız o çocuğun daha önce hırsızlık yaptığını, hem de büyük hırsızlıklar yaptığını söylüyor. Artık olayın duyulmasını istiyorum. Bütün kadınların, bütün çocukların hayati tehlikesi var. Benim canım gitti, ölümcül darbe aldım. En ufak tıkırtıda korkuyorum. Evde kalamıyorum. Sürekli korku içerisindeyim" dedi.

Bu arada olayla ilgili U.H.T. hakkında soruşturma devam ediyor.