Barolar adına açıklama yapan Kayseri Baro Başkanı Avukat Ali Aydın, Yüksek Öğrenim Kurulu'nun katsayı düzenlemesi ile ilgili Danıştay 8. Dairesi'nin vermiş olduğu yürütmenin durdurulması kararının yasal olmadığını ve siyasi bir karar olduğunu açıkladı. Avukat Ali Aydın, "Danıştay'ın kararları adeta sipariş dava, ısmarlama karar görüntüsü içinde. İstanbul Barosu tarafından açılan her dava peşin peşin kabul edilecek havası ile verilen kararlar yüz binlerce öğrencimizi perişan etti. Kamu vicdanında derin yaralar açtı. Yargıya olan güven tamiri imkansız bir şekilde zedelenmiştir." dedi.

Kayseri Barosu tarafından düzenlenen ve 16 ilin baro başkanının altında imzası bulunan tepki açıklaması Hilton Otel'de gerçekleştirildi. Kayseri Barosu avukatlarının da destek verdiği toplantıda açıklamayı Kayseri Baro Başkanı Ali Aydın yaptı. Ali Aydın, mahkemelerin ve halk ve hükümetle kavga etme gibi bir lüksü bulunmadığını, yargının yürütme ve yasamaya karşı siyasi muhalefet görevi üstlendiğini açıkladı. Yasal ve anayasal dayanağı olmayan bu tavrının ise Türkiye'de bir 'yargı vesayeti' bulunduğunu ortaya koyduğuna dikkat çekti.

Avukat Aydın, yürütmenin faaliyet alanının yargı tarafından daraltıldığını belirterek, şöyle konuştu: "Yüksek Öğrenim Kanunu'nun 45. Maddesi meslek lisesi mezunu öğrencilere ancak ve ancak pozitif bir ayrımcılık öngörürken, yıllardan beri sürdürülen yasaya aykırı ve ayrımcı uygulamanın devam ettirilmesinin hiç kimseye bir yararı yoktur. Bir kısım okullara ve mezunlara yönelik siyasi ve hasmane tavrın bu okullar yanında, diğer tüm meslek lisesi mezunlarının haklarını gasp eden bir inatla sürdürülmek istenmesi, hukukun genel ilkelerine, insan haklarına ve demokrasiye aykırıdır."

Devletin bütün vatandaşlarına eşit muamele etmesi gerektiğini ve yükümlülüğü olduğunu anlatan Baro Başkanı Aydın, eğitim herkesin hakkı olduğunun Anayasa'nın 10 ve 42. Maddelerinde düzenlenmiş kural olduğuna işaret etti. Aydın, Danıştay'ın bu kararı aynı zamanda Avrupa İnsan hakları Sözleşmesinin 11 nolu protokolü ve İnsan hakları Evrensel Beyanın 7 ve 26 maddelerine aykırı olduğu gibi mahkemenin de daha önceki verdiği kararla çelişkili olduğunu söyledi. Ali Aydın, hiç kimsenin ve kuruluşun dayanağını anayasadan almayan yetki kullanamayacağını belirterek, "Demokrasilerde hiçbir kişi ve kuruluşun halk ile kavga etmesine müsaade edilemez." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE, DARBE VE EYLEM PLANLARINDAN BİR AN ÖNCE KURTULMALIDIR"

16 ilin baro başkanlarının ortak açıklaması olan katsayının yanı sıra darbe ve eylem planları ile ilgili de ortak açıklama yapıldı. Barolar adına açıklamayı yapan Avukat Ali Aydın, Türkiye'nin, hukuk alanında ısrarla sürdürülmek istenen yargı vesayetinin silahlı kuvvetler alanındaki yansıması 'askeri vesayet' anlayış ve dayatmasının ürünü olan darbe plan ve eylemlerinden de acilen kurtulması gerektiğini söyledi.

Aydın, 'Balyoz Darbe Planı'nda konu olan mekanlar, kişileri hatırlatarak senaryo açıklamalarının gayriciddi olduğunu vurgu yaptı. Aydın, filmlerde bile 'bu senaryonun gerçek olaylar ve şahıslarla bir ilgisi yoktur' diyerek not düşülürken, balyozda bu nezaketin bile yer almadığına dikkat çekti. Yasa dışı ve demokrasi dışı bu tür eylemlerin yargı önüne çıkarılması ve suç işlemiş olanların cezalandırılmasını talep ettiklerini belirtti. Ali Aydın, Kayseri Barosu'na bağlı 200 avukatın 'Balyoz Darbe Planı' ile ilgili İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına iletilmek üzere Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti.

Avukat Ali Aydın, konuşmasının sonunda yaşanan sorunların çözümü için sivil anayasa yapılması gerektiğini belirterek, siyasi partiler olmak üzere herkese çağrıda bulunarak bu soruna ortak çözüm üretilmesini istedi.

(CİHAN)