GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

TBMM’ye sevk edilen 4. Yargı Paketi’nde yer alan düzenlemelerin terör suçları açısından uygulamada önemli bir değişiklik getirmeyeceğine yönelik tartışmalar sürerken, üzerinde aylardır müzakere yürütülen kritik bazı düzenlemelerin pakete konulmaması hayal kırıklığı yarattı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise paketi, “Biz evrensel standartları mevzuat yapımızın içine örtüştürecek biçimde adımlar attık. AİHM kriterleri doğrultusunda çalışma yaptık. Şikâyet edenler AİHM standartlarına uysunlar. Bu çalışma spesifik problemleri değil, sistematik problemleri çözmek için hazırlandı” sözleriyle savundu.
 
Adalet Bakanlığı’nın üzerinde Kasım 2011’den bu yana çalıştığı, Bakanlar Kurulu’nun iki kez veto etmesi nedeniyle taslak metinlerini defalarca yenilediği 4. Yargı Paketi’ne üzerinde aylarca tartışılmasına rağmen giremeyen bazı düzenlemeler şöyle:
 
* Öldürme ve yaralama suçlarına karışan kamu görevlileri hakkında amir izni olmaksızın soruşturma açılmasına olanak sağlanacağı kamuoyuna yansımıştı. Bu düzenleme yasalaşsaydı, örneğin işkencede ölüm ya da polisin görevini ihmal etmesi nedeniyle ölüm ya da yaralanma yaşanmışsa, savcılar izin istemeden soruşturma başlatabilecekti. Ancak bu düzenleme pakete giremedi.
 
Kadının soyadı yok
 
* Hazırlanan ham taslakta, kadınların evlenmeden önceki soyadlarını kullanabilmelerine olanak sağlanıyordu. AİHM’nin de Türkiye’yi buna olanak sağlamadığı için daha önce mahkum ettiği gözönüne alındığında, düzenlemenin pakete girmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak bu düzenleme Bakanlar Kurulu’ndan onay alamadı.
 
Etkili soruşturmaya süre sınırı
 
* AİHM’nin “etkili soruşturma” yapılmadığı tespitinde bulunduğu dosyaların yeniden açılması ve silbaştan soruşturulması düzenlemesi pakete girdi. Ancak AİHM’nin önceki kararlarıyla ilgili dosyaların yeniden açılmasının önü “Sadece AİHM kararının kesinleşmesinden sonra 3 ay içinde yapılacak başvurularla ilgili dosyaların yeniden açılacağı” düzenlemesiyle kesildi.
 
301. madde de yok
 
* Büyük eleştiri toplayan TCK’nın “Türklüğü aşağılama” başlıklı 301. maddesindeki izin koşulunun kaldırılması da uygulamada yaşanacak sorunlar düşünülerek pakete alınmadı.
 
İzin şartı da yok
 
* 3. Yargı Paketi yasalaştırılırken, MİT Müsteşarı için getirilen, terör soruşturmaları dahil hiçbir soruşturmanın başbakan izni olmadan yürütülemeyeceği kuralının Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere üst düzey kamu görevlileri için de getirilmesi tartışılmıştı. 4. Yargı Paketi’nde zayıf da olsa bununla ilgili düzenleme bulunması umudu vardı. Ancak konu taslak aşamasında bile gündeme gelmedi.
 
En büyük hayal kırıklığı
 
* Paketle ilgili en büyük hayal kırıklığı TCK’nın 220. maddesiyle ilgili olarak yaşandı. Örgüt suçlarını düzenleyen bu maddenin, “örgüt üyesi olmamasına rağmen örgüt adına suç işleyen kişinin örgüt üyesi gibi cezalandırılacağı” ve “hiyerarşik yapıya dahil olmamasına rağmen örgüte yardım eden kişinin örgüt üyesi gibi cezalandırılacağı” ile ilgili 6 ve 7. fıkralarının değişmesi bekleniyordu. 3. Yargı Paketi’nde bu fıkralarla ilgili cezalar indirilmesine rağmen uygulamada beklenen sonuçlar alınmadığından, 4. Yargı Paketi tutuklu öğrenciler ve gazeteciler için umut olmuştu. Ancak bu kesimlerin tutuklanmalarına yol açan bu düzenlemelerle ilgili hiçbir değişiklik pakete giremedi.
 
* TCK’nın silahlı örgüt üyeleri ile ilgili 314. maddesinde değişiklik yapılmasını ise özellikle BDP bekliyordu. Paketle ilgili hiçbir aşamada bu madde gündeme gelmemişti ancak İmralı süreci nedeniyle BDP’lilerin dikkati bu maddedeydi. Bu madde de pakette yer bulamadı.
 
Ergin savundu
 
NTV’ye konuşan Adalet Bakanı Ergin ise paketi savundu. Ergin, şunları kaydetti:
 
“Şikâyet etmek yerine, kendi eylemlerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi standartlarına uydurmalılar. Biz evrensel standartları mevzuat yapımızın içine örtüştürecek biçimde adımlar attık. AİHM kriterleri doğrultusunda çalışma yaptık. Şikayet edenler AİHM standartlarına uysunlar. Avrupa Konseyi ve AİHM ihlali sonuçlarını ortadan kaldırmaya yönelik bir çalışma gerçekleştirdik. Ancak paket sadece bu değil. Bu sonuçları da ortadan kaldıracak; Türkiye, insan hakları alanında önemli bir mesafe alacak, ifade özgürlüğü ve demokratik altyapı güçlenecek. Bu çalışma spesifik problemleri değil, sistematik problemleri çözmek için hazırlandı. 314. madde silahlı terör örgütü kuranlara yönelik bir madde. Herkes subjektif değerlendirme yapabilir, ancak bu değerlendirme sadece yapanı bağlar. Bizim dikkat ettiğimiz konu AİHM süreci, AİHM içtihatları ve AİHM sözleşmeleridir.”
 
Elitaş’dan mesaj ve eleştiri
 
Ak Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da, “BDP’nin, 4. Yargı Paketi’nin sürece çok fazla katkı sağlamayacağı yönünde eleştirilerini nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna karşılık, bir yandan komisyon ve Genel Kurul’da paketin değişebileceği yönünde üstü kapalı mesaj verdi, diğer yandan muhalefetin tutumunu eleştirdi. Elitaş, şunları kaydetti:
 
“Önemli olan TBMM’nin komisyonlarının bu konudaki iradesi ve TBMM Genel Kurulu’nun iradesi. Yapılan hiçbir şeye muhalefet bugüne kadar, ’elinize sağlık, çok güzel olmuş’ diye beğenme ihtiyatını göstermedi. Böyle bir alışkanlık ortaya çıkmadı. Bundan sonra yapılan herşey de herhalde eleştirilecek.”
 
Asker ve vekil düzenlemesi
 
Elitaş, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’nin, yargı paketine tutuklu askerler ve milletvekillerinin de eklenmesine ilişkin önerisinin anımsatılması üzerine, “Tutuklu milletvekilleriyle ilgili olan durum zaten mevcut yasada düzenlenmiş. Bununla ilgili kararı verecek organ yargı. Yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. CHP’nin söylemleri ile eylemleri arasında paralellik olmasını arzu ediyoruz, diliyoruz. Ama maalesef CHP’nin uzun yıllardır bir alışkanlığı, geleneği sadece söylemek, sadece konuşmak. Eylemsiz bir parti, söylemi bol olan bir parti” ifadelerini kullandı.
 
Yargı uymak zorunda
 
Elitaş, 4. yargı paketiyle ilgili olarak, “Yargı TBMM’nin iradesine uygun şekilde, yani ’kanun yapıcıların niyeti nedir, amacı nedir’ diye karar verirken değerlendirir. Anayasa 138 de zaten bunu ifade ediyor” diye konuştu.
 
Metni gönderdi
 
Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, komisyonda yer alan milletvekillerine 4. Yargı Paketi’ni ve kanun tasarısına ilişkin mukayeseli metni dün gönderdi. Yazıda, paketin gündeme alınma ihtimali nedeniyle inceleme fırsatı tanınması için gönderildiği kaydedildi

------------------------------------------------

ÇİĞDEM TOKER
 
Sadullah Ergin: Yetki artık TBMM'nin
 
Yetki artık TBMM'nin 4 . yargı paketi konusunda başından beri söyledikleri noktada olduklarını belirten Adalet Bakanı Sadullah Ergin "Üç dosya üzerinden algı oluşturuluyor. Oysa Türkiye'de 3 milyon ceza dosyası işlem görüyor" dedi.
 
ERGİN, tasarının Meclis sürecinde değişikliğe uğrayıp uğramayacağı konusunda ise "Biz tasarıyı gönderdik. Artık yetki Meclis'indir. Adalet Komisyonu'nundur" diye konuştu. Bakan Ergin'in konuya ilişkin değerlendirmesi şöyle: Bugüne kadar hep şunu söyledik. Yaptığımız çalışma; AİHM dilekçelerinde, ihlal dilekçesi sonuçlarını, hep neden birinci olduğumuz sorununu ortadan kaldırmaya dönüktür. Gerek mülkiyet, gerek ifade özgürlüğü, gerekse savunmada 'silahların eşitliği' ilkesinden dolayı aldığı ihlaller masaya konuldu.
 
4. YARGI Paketi'ne gelen eleştiriler konusunda "Üç dosya üzerinden algı oluşturuluyor" diyen Bakan Sadullah Ergin, şöyle konuştu: Eleştirenler üç dosya üzerinden gidiyor. Oysa Türkiye'de bugün 3 milyon ceza dosyası işlem görüyor. Yani vatandaşın eylemi AİHM standartlarına göre de suç oluşturuyorsa ne yapacağız? O zaman hareketlerin, bu standartlara uydurulması gerekiyor. 2001 yılında yüzde 51 olan tutukluluk oranı, bugün yüzde 23. Kimse buna bakmıyor da sadece uzun tutukluluk konusu eleştiriliyor.
 
YÜZDE 51'DEN
 
ADALET Bakanı Ergin, 4. Yargı Paketi'nin TBMM'de herhangi bir değişikliğe uğrayıp uğramama ihtimali konusunda ise "Biz tasarıyı Meclis'e gönderdik. Artık yetki Meclis'indir. Adalet Komisyonu'nundur" değerlendirmesini yaptı.
 
Bekir Bozdağ: Süreçle alakası yok
 
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da "Paketin Çözüm Süreci'yle hiçbir alakası yok. Birileri beklentiyi yükseltip sonra hayalkırıklığına uğruyor" dedi. 4. Yargı Paketi'nde kamuoyunun bilmediği hiçbir şey olmadığını söyleyen Bozdağ, şöyle konuştu: Beklentiyi biz yükseltmedik. Aksine, Sadullah Bey'in, Bülent Bey'in (Arınç), Beşir Bey'in (Atalay) işin özüne dönük bir sürü açıklaması var. Beklenti, biraz çarpıtma, biraz da farklı yansıtılmasından yükselmiş olabilir.
 
BEKİR Bozdağ, 4. Yargı Paketi'nin içeriğinin Haziran 2012'de gündeme geldiğini de hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: Türkiye, paketin içeriğiyle yeni tanışmadı. Eğer çözüm süreciyle eşzamanlı gündeme gelseydi, belki o zaman bu irtibatın anlamı olurdu. Biz hep açık olduk. İfade hürriyetinin kapsamını genişleteceğini, suç kapsamının somut kriterlere bağlanacağını, propagandayla ilgili maddeyi, AİHM ihlallerinin sonuçlarını kaldırmaya dönük olduğunu söyledik.
 
ÖNERGE VEREBİLİRLER
 
BOZDAĞ, beklentilerin yükselme gerekçesinin; paketin Bakanlar Kurulu'nda görüşülmesinden sonra Meclis'e sunuluncaya kadar geçen zaman olup olmadığı, bunun da İmralı görüşmelerine rast gelmesiyle ilgili soruma ise "Teknik çalışmalar ve imzalar biraz zaman almış olabilir" demekle yetindi.
 
BAŞBAKAN Yardımcısı Bozdağ, TBMM aşamasında paket üzerinde değişiklik yapılıp yapılmayacağı sorusuna ise şu yanıtı verdi: Milletvekilleri önerge verebilir. Niye veriyorsunuz denmez. Ama hükümet olarak bizim yeni bir düşüncemiz yok.
 


Akşam, Milliyet