İSTANBUL- Eski BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki beş kişinin yaşamını yitirdiği helikopter kazası sonrasında ortaya çıkan yeni deliller ve 4’ü muvazzaf subay 7 şüphelinin ‘terör örgütü’ suçlamasıyla tutuklanması gözleri yeniden bu olaya çevirdi. Kritik şüpheler üzerinde yoğunlaşan Malatya Özel Yetkili Savcılığı’nın soruşturması helikopter enkazından çalındığı öne sürülen bazı parçaların izinin sürülmesiyle başladı. 25 Mart 2009 günü meydana gelen kaza üzerindeki suikast şüphesinin altında aydınlatılmayı bekleyen sorular var.
 
1- Yeri tespit edilemedi mi?
Helikopterin düştüğü, İHA muhabiri İsmail Güneş’in 112 Acil Servisi’ni aramasıyla ortaya çıkmıştı. Güneş’in helikopterin düştüğünü bildirmesinin ardından harekete geçen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kaza mahalline yakın baz istasyonlarından enkaz bölgesini içine alan bir bölgeye ait koordinat bilgilerini tespit ederek arama kurtarma ekiplerine bildirmişti. TİB’in yaklaşık 1 kilometrelik enkaz alanını tespit etmesine rağmen o alanda arama yapılmadı.
 
2- Yanıltma mı yapıldı?
Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporuna göre enkaz arama-kurtarma faaliyetlerini yanıltma veya aksatma girişimi oldu ve bu da helikopter enkazının bulunmasını geciktiren önemli faktörlerden biri. Kazazedelerin bulunduğu ve bazılarının askerler tarafından kurtarıldığı bilgisinin öncelikle ‘jandarma muhbiri’ olduğu öne sürülen Hilmi Çaloğlu tarafından arama ekibine iletilmesi arama faaliyetlerini engelleyen nedenler arasında.
 
3- Muhabir helikopterden nasıl uzaklaştı?
Kazada hayatını kaybeden İHA muhabiri İsmail Güneş’in otopsi raporlarına göre çenesi, 4 kaburga kemiği ve bacağı kopma noktasında kırık olmasına rağmen, uzun zaman 112’yle nasıl düzgün konuştuğu şüpheli. Ayrıca 112 Acil Servisi ile yaptığı ilk konuşmada helikopterin içinde sıkıştığını ve kıpırdayamadığını ifade eden Güneş’in, olay yerinden 500-600 metre aşağıda bulunması, buraya nasıl ulaştığı konusunda soru işaretleri yaratıyor.
 
4- Niye ‘sağ’ denildi?
Önce Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’yi sonra bütün Türkiye’yi kısa süreli de olsa “Yazıcıoğlu kurtuldu” diye yanıltan bilgi notunu Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’nde görevli istihbaratçı polis şefi Dursun Özmen’in verdiği ortaya çıktı. Özmen’in bu yanlış bilgiyi çevredeki 10 ilin valiliğine kazadan 2 saat 40 dakika sonra ulaştırdığı öğrenildi. “Yazıcıoğlu bulundu, şuuru açık” şeklindeki beyanlar da bölgedeki arama faaliyetlerini yavaşlattı.
 
5- Kanlarında ne bulundu?
Yazıcıoğlu’nun iç organlarında yapılan ilk incelemede herhangi bir olağan dışı durum tespit edilemezken, DDK olaya el koyduktan sonra bu kez ölenlerin kan örnekleri İstanbul’a gönderildi. Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesi’nin yaptığı incelemeler ortaya farklı bir sonuç çıkardı. Sonuçlarda Yazıcıoğlu’na ait kan örneğinde yüzde 13.1, pilot Kaya İstektepe’de yüzde 26.6, Erhan Üstündağ’da 21.8, Yüksel Yancı’da yüzde 8.5, İsmail Güneş’te yüzde 27.0 ve Murat Çelikkaya’da yüzde 10.1 oranında karbonmonoksit bulunduğu tespit edildi.
 
Normalde kanda, yüzde 0.5 ila 3 oranında karbonmonoksit bulunuyor. Yazıcıoğlu’nun kanında çıkan yüzde 13.1 oranındaki karbonmonoksit tek başına ölüme sebebiyet vermiyor. Fakat uzman raporlarına göre ölüm sürecini hızlandırıyor. Yüzde 20’nin üzerindeki karbonmonoksit oranı ‘akut zehirlenme’ başlangıcı olarak kabul ediliyor. 20-50 arası ise ‘ağır akut zehirlenme’ teşhisine giriyor. Bu anlamda pilot Kaya İstektepe’nin kanındaki yüzde 26.6 karbonmonoksit yüksek bir oran. Pilotun helikopterin kontrolünü kaybetmesine, bu zehirlenmenin sonucu ortaya çıkan aşırı baş ağrısının sebep olmuş olabileceği belirtiliyor. Kazada ölenlerin kanlarında bulunan yüksek orandaki karbonmonoksit gazının nasıl oluştuğu da net olarak açıklanamıyor. En ağır iddia ise helikopterin bulunduğu alanda uçuş yapan F-16 uçağının helikopterin üzerinde sorti yaparak egzoz gazını helikoptere basınç olarak uyguladığı.
 
6- Cihazlar neden söküldü?
Helikopter enkazında bulunan ve helikopterin güzergâh bilgilerini hafızasına alan ‘Argus 5000 CE’ ve ‘Skymap IIIC’ cihazlarının bazı askerler tarafından söküldüğünün, Cumhurbaşkanı’na gönderilen bir videoyla ortaya çıkması suikast iddialarını alevlendirdi. Helikopterden cihazları sökerken görüntüleri ortaya çıkan Aydın Ö. ve Nedim B.’nin savcılık ifadesinde, ‘cihazları sökmeleri konusunda herhangi bir emir-talimat almadıklarını’ söyledikleri iddia edildi. İki subay helikopterin uçuş bilgilerinin yer aldığı bu iki cihazı ‘sırf merak ettikleri için’ söktüklerini söyledi.
 
7- F-16’ların rolü ne?
Kazayı araştıran DDK’nın raporunda, helikopterin bölgeye giden F-16’larca düşürülmüş olabileceğine işaret ediliyor. Helikoptere yönelik sabotaj ihtimali üzerinde duran DDK raporundaki radar kayıtlarına göre, helikopterle aynı saatlerde havalanan savaş uçakları kaza bölgesinde sık sık çağrı işareti değiştirmiş. Uçaklar sivil radarlarda da görülüp kaybolmuşlar. DDK raporunda, helikopter kazası öncesinde bölgede yaşanan hava trafiğine dikkat çekilmişti.
 
8- ELT cihazı nasıl kırıldı?
Kahramanmaraş’tan havalandıktan kısa süre sonra meydana gelen kazada dikkat çeken bir diğer nokta da helikopter düştüğünde uyduya sinyal göndererek yer tespiti yapmaya yarayan ELT cihazının ruhsatlandırılması için Telekomünikasyon Kurumu’na müracaat edilmemesi. Ayrıca cihazın anten kısmının elle kırıldığı iddiaları üzerine cihaz incelenmesi için ODTÜ Metalürji Mühendisliği’ne gönderilmişti. ODTÜ raporunda antenin çarpma sonucu kırıldığı belirtilmişti.



MUSTAFA GÖKKILIÇ/Radikal