ZAMAN'ın ulaştığı AB'nin Ortak Pozisyon Belgesi özelde Kürt meselesi genelde Türkiye'nin sorunlarının çözümünde yeni anayasaya önemli göndermeler yapıyor. İfade ve basın hürriyetini kısıtlayan uygulamaları tenkit eden AB, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile Türk Ceza Kanunu'nun hürriyetleri genişletecek şekilde tadil edilmesini talep ediyor. 

Yarın Brüksel'de yapılacak 50. Türkiye - AB Ortaklık Konseyi'nde Türk tarafına sunulacak 19 sayfalık belgede 2010'da kabul edilen Anayasa reform paketinin uygulamaya başlanmasından memnuniyet duyulduğu vurgulanırken, yeni anayasa sürecinin önemine dikkat çekiliyor. AB, yeni anayasa yazımında bütün siyasi partiler ile sivil toplum katmanlarının katılımını sağlamak için harcanan çabaları takdir ederken, 2 yıl önce kabul edilen anayasa paketi uygulamasının AB standartlarına göre yapılması gerektiğine özellikler dikkat çekiyor. 

Türkiye'nin 'iyi not aldığı' konulardan biri asker-sivil ilişkilerindeki gelişmeler. 'AB, güvenlik kuvvetlerinin sivil denetimi ilkesini tahkim eden iyi gelişmeleri memnuniyetle karşılar' diyen AB, yapılması gerekenleri de sıralıyor. Yüksek Askeri Şura'nın yapısı, askeri yargı sistemi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Personel Kanunu'nun değiştirilmesi gerektiği belirtiliyor. 

AB'nin, yargı reformu ve ifade hürriyetini mercek altına aldığı görülüyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Dink kararının tam olarak uygulanmasını talep eden AB, Dink cinayeti soruşturmasının genişletilmesini istiyor. Özelde basın hürriyeti genelde ifade hürriyetine ilişkin sorunlara atıf yapan AB, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları savunucularına yönelik süren davalardan endişe duyduğunu kaydediyor. 

Ombusman kanununun AB standartlarıyla uyumlu şekilde bir an evvel yürürlüğe sokulması gerektiğini ifade eden belge yolsuzlukla mücadele eylem planın uygulamaya sokulmasını memnuniyetle karşılarken yolsuzluğun hala 'yaygın' olduğu tespitini yapıyor. 

Kürt meselesi ile ilgili CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmeyi 'not ettiğini' ifade eden AB, hükümete 2009'da başlattığı Demokratik Açılımı devam ettirmesi çağrısı yapıyor. 

1980 ve 1990'larda Güneydoğu'daki yargısız infaz ve işkencelerle ilgili hakikatların ortaya çıkarılmasını talep eden AB, koruculuk sistemi ile mayınların endişe kaynağı olduğunu vurguluyor.