Adalet Bakanı Sadullah Ergin, muhalefet partilerinin iktidara yönelik, “yürütme diktatörü” yönündeki eleştirilerini yanıtlarken, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına vurgu yaparak, “Yasama, yürütme, yargı erklerinin hiçbiri bir diğerinin amiri konumunda değildir. Bir diğeri ötekinin üstünde değildir. Bu anlamda, evet yargıya saygı duyacağız, yargının Anayasal sınırlar içerisinde çalışmalarından hiçbir suretle ona engel olmadan, Anayasanın getirdiği sınırlamaları ihlal etmeden bu süreci sabırla izleyeceğiz ama aynı saygıyı, duyarlığı parlamentonun da yürütmenin de bekleme hakkı Anayasamıza göre. Bir parlamento diktatoryasına karşı çıkalım, yürütme diktatoryasına karşı çıkalım ama bu ülkenin hakimler devleti olmasına da karşı çıkalım. Juristokrasinin egemen olmasına da karşı çıkalım. Buranın hukuk devleti olması, Anayasal sınırlar içerisinde erklerin kendi çalışmasını yapmasını sağlayacak adımları atalım, tedbirleri alalım” dedi.

TBMM Anayasa Komisyonu, AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu Başkanlığı’nda, Cumhurbaşkanlığı seçimini düzenleyen tasarının alt komisyon raporunu görüşmek üzere toplandı.

Toplantıya Hükümet adına katılan Adalet Bakanı Ergin, komisyon üyelerinin eleştiri ve sorularını yanıtlarken, muhalefet partili üyeler, tasarıyı eleştirirken, getirilen düzenlemelerin sakıncalarından bahsettiler.

TARTIŞMALAR

Tasarının geneli üzerinde söz alan Eskişehir Bağımsız Milletvekili Tayfun İçli, AKP İktidarının “367” kızgınlığı ile hazırlanan bir düzenleme olduğunu savunarak, “Bizim sistemimiz parlamenter rejimi sistemi. Ancak getirilmek istenen düzenleme, başkanlık sistemini getiriyor” dedi.

İçli’nin sözlerine katıldığını dile getiren Komisyon Başkanı Kuzu, “367 kızgınlığı doğrudur” diye görüşünü dile getirdi.
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da, MHP olarak Anayasa değişikliklerinin 21. Yüzyıla uygun uzlaşılarak çıkarılması gerektiği görüşünü savunmaya devam edeceklerini söyledi. Türkiye’de bugüne kadar hazırlanan Anayasalar konusunda teknik bilgi veren Bal, çeşitli zamanlarda hazırlanan Anayasaların ise tepki olsun diye yapıldığını kaydetti.

E-MUHTIRA TEPKİSİ

Bal, Hükümet tarafından hazırlanan tasarının, “367” ve “e-muhtıra” ya tepki olsun diye hazırlandığını öne sürerek, “Bu tasarıyla, daha büyük sosyolojik ve siyasi karmaşa yaratacak. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildiği zaman, millete ne diyecek. Bu çok su götürecek bir mesele olacak” diye konuştu.

ANARŞİST ANLAYIŞ

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise, tasarının geneli üzerindeki konuşmasında Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın sözlerine vurgu yaparak, geçmişte aynı yaklaşımı Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın da gösterdiğine dikkat çekti. Kart, “Bu zihniyet yargıyı ayak bağı sayan bir ziynettir. Bu tartışmalara tavır koyması gerekir” dedi.
Kart’ın sözlerine karşılık veren AKP Manisa Milletvekili İsmail Bilen, “Siz de bu tavrı neden Sabih Kanadoğlu’na göstermediniz” sözleriyle karşılık verdi.

GÖBEK ATARAK KUTLADILAR

AKP Kilis Milletvekili Hasan Kara, muhalefet partilerinin eleştirilerine yanıt verirken, Anayasa Mahkemesinin “367” kararına bazı çevrelerin bayram havasıyla yaklaştığını ve 27 Nisan bildirisini ise göbek atarak kutladıklarını öne sürdü.
CHP Mersin Milletvekili İsa Gök de, tasarının yasalaşması durumunda Türkiye’de büyük bir kaosun yaşanacağını dile getirerek, sorunun çözemeyeceği görüşünü dile getirdi.

UCUBE TASARI

CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek, tasarıyı “ucube” olarak tanımladı. Emek, “Yaratılan bir ucubenin sıkıntılarını yaşayacağız. Bu tasarıyla çok ciddi sıkıntılar yaşanacak” dedi.

MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik ise, tasarıyla Türkiye’nin Kırgızistan’ın yaşadığı bugünkü durumuna düşeceğini dile getirerek, “Türkiye, Dünyada Anayasa tecrübesi olan en eski ülkelerden biridir. Bu deneyimi toplum yararına kullanma zorunluluğu vardır. Bu metnin ne olduğu belli değil. İktidar partisinin kendi metaryalitesini uygulamasıdır” diye konuştu.

Tasarının geneli üzerindeki tartışmaların ardından, milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtlayan Bakan Ergin, Muhalefet partili üyelerin, “AKP dönemindeki Anayasa değişiklikleri, uzlaşı olmadan hazırlandı” eleştirilerini yanıtlarken, geçen dönemde TBMM eski Başkanı Köksal Toptan’ın, “uzlaşma komisyonu” çağrılarını hatırlatarak, Meclis’te grubu bulunan AKP, MHP ve BDP’nin üye verdiğini CHP’nin ise değil üye vermek, yanıt bile vermediğini söyledi. Ergin, “Bunlar, hiçbir değişikliğin sonuca bağlanmadığı komisyonlar. Ak Parti’nin Anayasa değişikliklerinde uzlaşı aramadığı, uzlaşmaz bir tavır içinde olduğu, ‘dediğim dedik’ bir tavır ile hareket ettiği eleştirilerini haklı bulmadığımı ifade ediyorum. Biz bu Anayasa’nın bir uzlaşma komisyonu marifetiyle gözden geçirilerek yapılmasını arzu ettik ama olmadı” dedi.

AYNI SAYGIYI PARLAMENTO DA BEKLİYOR

Yasama, yürütme ve yargı erklerinin ne şekilde çalışacağına ilişkin düzenlemelerin, Anayasa’nın 7, 8 ve 9. maddelerinde yer aldığına dikkat çeken Bakan Ergin, "Anayasamızın başlangıç hükümlerine baktığımızda da kuvvetler ayrılığının devlet organları arasında bir üstünlük sıralaması anlamına gelmediği, belli yetki ve görevlerin kullanılmasından ibaret, bununla sınırlı nedeni bir iş birliği, iş bölümü olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu ilkesi zikredilmiş” diye konuştu.

Yasama, yürütme, yargı erklerinin hiçbiri bir diğerinin amiri konumunda olmadığını dile getiren Ergin, “Bir diğeri ötekinin üstünde değildir. Bu anlamda, evet yargıya saygı duyacağız, yargının Anayasal sınırlar içerisinde çalışmalarından hiçbir suretle ona engel olmadan, Anayasanın getirdiği sınırlamaları ihlal etmeden bu süreci sabırla izleyeceğiz ama aynı saygıyı, duyarlığı parlamentonun da yürütmenin de bekleme hakkı var Anayasamıza göre” dedi.
Anayasanın 148. maddesinin yasama denetimini düzenleyen hükümler taşıdığını, anımsatan Ergin, orada da, kanunların şekil bakımından denetlenmesi son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığını, Anayasa değişikliklerinde ise teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlı olduğunu ifade etti. Ergin şöyle dedi:

“Yürütme, yasama ve yargının çalışma alanları Anayasada çizilmiştir. Anayasal kurumların kendilerine Anayasada çizilmiş sınırların dışına çıkma tehdidi karşısında alınabilecek tedbirler nelerdir? Bunu parlamento yaparsa, Anayasa yargısı denetliyor. Ayrıca parlamentoyu denetleyen birden çok organ var. Yürütme yaparsa yine parlamento ve yargı denetliyor. Ama verdiğiniz örneklerde yargının yapmış olduğu Anayasadaki sınırları aşan, yetkisini aşan uygulamalarını nasıl engelleyeceğiz. Bir parlamento diktatoryasına karşı çıkalım, yürütme diktatoryasına karşı çıkalım ama bu ülkenin hakimler devleti olmasına da karşı çıkalım. Juristokrasinin egemen olmasına da karşı çıkalım. Buranın hukuk devleti olması, Anayasal sınırlar içerisinde erklerin kendi çalışmasını yapmasını sağlayacak adımları atalım, tedbirleri alalım.Bunu yapmak için yapılması gereken şey; bizim yapmış olduğumuz Anayasa değişikliği sınırlı bir miktarda maddeyi içeriyor. Bu anayasanın bir bütün olarak değerlendirilmesi daha sağlıklı olacaktır. Yetki aşan olaylara hep birlike karşı durmamaz lazım.”

Alt Komisyon Raporu üzerinde görüşmelerin tamamlanmasının ardından tasarının maddelerine geçilmesi kabul edildi. Komisyon verdiği ararının ardından çalışmalarına yeniden başladı.

(ANKA)