MESUT ÇEVİKALP-STRASBOURG
 
Karakaş, Yargıtay Başsavcısı'nın yasağa gerekçe gösterdiği AİHM'nin Leyla Şahin kararı ile ilgili ise şu değerlendirmede bulundu: "Sanki AİHM'nin kararı Türkiye'de türbanı yasaklıyormuş gibi anlatılıyor. Ama karar, türbanı ne yasaklıyor ne de yasaklamıyor. Türkiye'ye 'bu sizin işiniz' deniliyor."

Karakaş, Leyla Şahin konusunda İstanbul Üniversitesi'nin yönetmeliğine bakılarak karar verildiğini, değişilik yapılırsa bu durumda yeni düzenlemeye bakılacağını belirtti. Bu durumu seçim sistemindeki yüzde 10 barajına benzetti. AİHM yüzde 10 barajının da Türkiye'deki mevcut yasalara uygun olduğu kararını vermişti. Karakaş şöyle konuştu: "AİHM, Leyla Şahin konusunda da İstanbul Üniversitesi'nin yönetmeliğine bakarak kararı verdi. Orada da İstanbul Üniversitesi'ndeki uygulamasının sözleşmeyi ihlal etmediğini çünkü böyle bir takdir yetkisinin olduğunu belirtti. Leyla Şahin kararı hiçbir şeyi engellemiyor. Bizim burada herhangi bir şekilde bir şey söylememiz mümkün değil. Yeni bir düzenleme yapılırsa yeni bir durum ortaya çıkar. O zaman karar verilir. Sanki Türkiye'de AİHM'nin kararı türbanı yasaklıyormuş gibi anlatılıyor. Ama AİHM kararı türbanı ne yasaklıyor ne de yasaklamıyor. 'Bizim değil sizin işiniz' diyor. Tıpkı yüzde 10 barajında olduğu gibi."

KÖTÜ YASA DEĞİL, KÖTÜ YARGIÇ VARDIR

AİHM'ye en çok şikâyet edilen ülkeler arasında Türkiye başı çekiyor. Karakaş burada yargıç unsurunun önemine dikkat çekiyor. "İyi yasa, kötü yasadan ziyade iyi yargıç ve kötü yargıç vardır." diyen Karakaş, kötü yargıcı da "Sadece anayasa ve onun lafzına bağlı kalan yargıç" şeklinde tanımladı. "Ben her zaman içtihat ile çalıştım. Siz elinizdeki metni nasıl yorumlarsanız öyle çıkar. Mutlaka karanlık tarafı görmek gerekmiyor. Mutlaka bir ışık bulursunuz içinde. Elinizdeki yasayı buna göre yorumlarsanız olur. Türkiye'deki yargı organları yasanın lafzına bakıyorlar. Uluslararası hukuka göre yorumlamıyorlar. AİHM ifade özgürlüğünü insan hakları bakımından değerlendiriyor. Ama Türkiye'deki hakimler böyle değil, kamuyu öne alarak okuyorlar. Türkiye'de 2001den bu yana, 9 tane reform paketi uygulamaya geçti. Buna rağmen ne Anayasa Mahkemesi ne Yargıtay kararlarında bunu görmüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.




14 yıldır tutuklu olanlar var

Işıl Karakaş, Türkiye'deki tutukluluk sürelerine ilişkin de eleştiride bulundu. Bir Türk vatandaşının 14 senedir tutuklu bulunduğunu ve kendisiyle ilgili dosyayı Türkiye'ye gönderdiklerini kaydetti. Edinilen bilgilere göre DHKP/C örgütü üyeliğinden yargılanan Ezgin Engin isimli bir vatandaş, 1997 yılından beri tutuklu bulunuyor. Halen Kocaeli B tipi cezaevinde yatan Engin'in bahsedilen kişi olup olmadığı ise bilinmiyor.
 
 



Zaman