Bozdağ, programda yaptığı açıklamalarda şunları kaydetti;
 
Çakır: TUTUKLU VEKİLLER HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
 
Ben aman vekiller tutuklu kalsın, içerde olsunlar görüşünde olmadım, olamam. Bir suç ve parlamentoya karşı parlamentoyu çalışamaz hale getirmek ithamlarıyla yargılanıyorlar. Böylesi bir suçlamayla karşı karşıya olan kişilerin yok saydıkları, birşey var. Şuanda bir yargılama süreci var, esasında muhalefet partileri milletin iradesine saygısızlık etti, hükümeti ve Meclis'i ortadan kaldırmak istedikleri iddiları ile yargılananları aday göstermek son derece yanlış bir uygulamaydı. Bakarsanız her hafta grup konuşmalarında muhalefet partileri bunun üzerinden de bir siyaset üretmeye devam ediyorlar, hem mahkemeleri, hem yargılamaları suçlayarak adeta grupları ve genel kurulu mahkeme salonlarına çeviriyorlar, bunun üzerinden de bir siyaset ürettiklerini görüyoruz, bu doğru birşey değil CHP'nin bunun üzerinden yeni bir siyaset oluşturmak istedikleriğini görüyoruz.
 
Çakır: 3. Yargı Paketi'nde karşı çıktıkları birşey de var, Sabih Kanadoğlu'nun bir açıklaması var, tutuklu vekillerin asla tahliye olamayacağını ve bir dokunulmazlık kanazamayacağını söylüyor. Bu halde ÖYM'ler gitti, geldi bölgesel Ağır Ceza Mahkemeleri diye birşey söylendi, ne değişti ÖYM'lerde?
 
Yapılan bu düzenleme dokunulmazlık alanını kısıtlayan yada başka bir yöne çeken olay değil. Bakarsanız bu düzenlemenin içerisinde suçun tanımlarını, unsurlarını kapsayan bir düzenleme yok. Tutuklama nedenlerini düzenleyen veya başkalaştıran bir düzenleme yok. 

Çakır: ÖYM'lerin kaldırılması iktidarın kendi ayağına sıkmasımıdır?

Bunlar bana göre bir çarptırma kampanyası, AK Parti iktidarda olduğu sürece darbe teşebbüsünde bulundu iddiasıyla yargılananlar lehebbir lahsa olsa dahi nefes alıp vermez, buna dair açıklamalarımız oldu. Yapılan suçlara baktığınızda terör ve darbe suçları doğrudan muhafaza edildi ve ona göre adımlar atıldı. Neden peki bu adım atıldı? Kamuoyunda Hakan Fidan olayıyla ilgiliymiş gibi gösterildi.

Çakır: Bürokrasiyi koruma amaçlımıdır?

Kesinlikle öyle birşey yok, çarpıtma yine var biz doğrudan soruşturmanın kapsamını daralttık. İzin şartını biz kaldırmadık, bu olayda çarpıtıldı, doğrudan soruşturma daralınca yolsuzluk suçları diye bilinen ihaleye fesat suçları gibi, casuslukta var, bu gibi suçlar izin kapsamında değil özel kanunla doğrudan soruşturma kapsamında, biz bunu doğrudan soruşturma kapsamından kesinlikle çıkartmadık, bilerek söylüyorlarsa bunu iftira ediyorlar.

Çakır: Bu mahkemeler daha önce olsaydı daha iyi olmazmıydı? Bu süreç neye gider?

Bizdeki ÖYM'ler gördükleri davalar itibari ile ihtisas mahkemesi. Şimdi biz 250, 251 ve 252. maddeleri yürürlükten kaldırararak birleştirdik bunları. Ortaya konulan şey ÖYM'lerin yetkilerinin neredeyse yüzde 90'ı ortadan kaldırıldı. Geriye kalan kısım görülen davalar ve bu davalarla ilgili bir kaç istisna hüküm bırakıldı. Bu mahkemelerin göreceği davalara bundan sonra bakılmayacak diye birşey yok, yine bunları ihtisas mahkemesi görecek herhangi bir kayırmacılık ve korumacılık yok. Örneğin pek çok kişi şunu söylüyor; Ben yargılanıyorum, tutuklandım ama delilleri göremiyorum' bu durumların biz tamamını şimdi ortadan kaldırdık.

Çakır: 3. Yargı Paketi'nde yapılan affa karşı tepkiler var, bunları nasıl buluyorsunuz?

Bunları ideolojik buluyorum, ortada bir yasa var ve bu yasayla ilgili mahkemede görev yapan herhangi bir hakim ve mahkeme bu kanun çıkalı 2 saat oldu diyerek tahliye taleplerini reddedemez. Bizden önce yapılan bu tarz paketler de vardı, yine aynı şekilde uygulamalar yapıldı, değişik bir durum olmadı. Ülkücüler diye bildiğimiz kesimle ilgili olarak mahkemeler 10 yıl infaz şartını koyunca o zaman 10 tane suçtan aldığını düşünün 10, 10 sayısı gitmiş artmış ve büyük bir haksızlık yapılmış orada. Başkaları tahliye olurken içeride yatmış olan insanlar bunlar, bir adalet istiyorsak herkese eşit olarak yapmalıyız bunu. Bunun eleştirilecek bir yeri yok, eleştirenler yine ideolojik kimlikleri ile eleştiriyorlar.

Çakır: İmam Hatipler'in misyonu ortadan kaldırıldı mı sizce? İmam Hatip mezunumusunuz?

Evet İmam Hatip mezunuyum, İmam Hatip liseleri sadece İmam ve Hatip ihtiyaçlarını karşılamak için değildir, velilerin taleplerini ve ihtiyaçlarını karşılamak için kuruldu. Bugün hem dini bilgileri alsın hem okusun, tıpçı olsun, mühendis olsun diyen veliler bitti mi? Hayır, insanlar var olduğu sürece bu talepler devam edecektir, bu okullardan çıkanları bir şekilde tehdit algılaması olgusunun farklı bir görüşüdür bu, hiç bir zaman İmam Hatip'te okuyanlar bu ülke için bir tehdit oluşturmadılar.
 
Başbakanımıza milletimiz yüzde 51 oyu İmam Hatipli diye vermedi, programını, misyonunu beğendikleri için verdi.

Çakır: 136. Maddeyi gündeme getirdiğinizde siz 'Laiklik Anayasa'dan kaldırılsın' diyorsunuz gibi algılandı
 
Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülkedir, devlete bu noktada eşit davranma yükümlülükleri yükler. 136. Maddeye baktığımızda Diyanet İşleri Başkanlığı laik şekilde görevini yapar' diyor, laikliğin gerçek tanımı dinin devlete, devletin dine karışmamasıdır. Burada laiklik doğrudan doğruya dine müdahele eder şekilde düzenlenmiş. Kıyamet koparılıyor, 'laiklik Anayasa'dan çıkartılsın, olurmu böyle şey?' diye. 82 darbesini yapanlar bunu getirip oraya koyuyorlar, laikliğe uygun hale getirelim, dine mühale etmesin, din de oraya müdahale etmesin diyoruz. Türkiye bunu tartışmalı, artık mücadeleci laiklik anlayışıyla Türkiye'nin yola devam etmeyeceği açık.
 
Çakır: Çamlıca'ya cami olayını söylermisiniz? AK Parti gizli ajandalarını artık teker teker çıkartıyor mu? Nereden çıktı Çamlıca'ya cami?

İstanbul'u İstanbul yapan aslında milli servetleridir, geçmişten miras kalan şeylerdir. İstanbul'u İstanbul yapan ana nedenlerin birisi İstanbul da olan mabedlerdir. Türkiye büyük bir göç yaşadı, şimdi tam tersine döndü camilerimizin sayısı çok ama bunların bir çoğu köylerde. İstanbul şimdi büyürken adeta mabedsiz, kubbesiz bir şehire doğru gidiş var. Baktığınızda yeni kentleşen alanlarda kubbe görüyormusunuz? Eminönü'nde mesela siz camilerin ne kadar güzellik kattığını görüyorsunuz, Çamlıca'da camiye karşı olanların söyledikleri şeyler bahanelerdir, caminin yapılmasına karşı duruyorlar, buraya yapılırsa burası görkemli bir yer, gerçekten güzel olabilir' diyerek açıklamalarını sonlandırdı



 Stargazete.com/Semih Bişkin