Anayasa Mahkemesi Raportörü Alparslan Altan’ın Denizcilik Müsteşar Yardımcılığı’na atandıktan 31 gün sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine atanmasına tepkiler artıyor. YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, Altan’ın atanmasını bir dolanma kültürünün sonucu olduğunu belirterek “Yargıyı ele geçirme kararlılığının çok açık göstergesidir” dedi. CHP yetkilileri de Altan’ın istifasını istedi.
Alparslan Altan Anayasa Mahkemesi raportörü olarak görev yaparken, yaklaşık bir ay önce Denizcilik Müsteşarlığı’na müsteşar yardımcısı olarak atandı. Anayasa Mahkemesi yedek üyesi Mustafa Yıldırım’ın emekliye ayrılmasının ardından, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üst düzey yönetici kontenjanında Altan’ı Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine atadı. Altan’ın ataması tartışma yarattı. YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, Altan’ın atamasıyla ilgili olarak “Bu durumun, ‘dolanma kültürüyle yargıyı ele geçirme yolundaki kararlılığı’ açıkça ortaya koyduğunu düşünüyorum. Bu, bir dolanma kültürünün sonucudur. Yargıyı ele geçirme kararlılığının çok açık göstergesidir” sözleriyle değerlendirdi. 

CHP: İstifa etsin
CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek de Altan’ın atamasını “Kanuna karşı hile niteliğinde olduğunu” ifade ederek, “Raportör olarak kalsaydı, sayın Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi üyeliğine kendisini atayamayacaktı. Ama müsteşar yardımcılığı görevine atayınca bir ay orada kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanabiliyor” diye konuştu. Atamayı “son derece yanlış, sakıncalı, tartışmalı, kanuna karşı hile niteliğinde” bir uygulama olarak niteleyen Özyürek, “Atanan üyenin derhal istifa ederek, Anayasa Mahkemesi’ni ve cumhurbaşkanlığını tartışmalardan kurtarması gerek” dedi. 

‘Nasıl tarafsız olacak’
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu da, rüşvetin sadece parayla tanımlanacak bir alan olmadığını vurgulayarak, “Eğer siz Anayasa Mahkemesi gibi hiçbir şaibenin bulaşmaması hiçbir kara noktanın olmaması gereken bir kuruma atanıyorsanız, belli kişilerin beklentilerine paralel olarak belli makamlar size ikram edilerek o kapı aralanmışsa o mahkemeye ve mahkemenin üyelerine gölge düşürürsünüz. Bu sayın üyenin yapması gereken tek şey, eğer onur ve ayıp denilen iki kavramı biliyorsa, bu kavramların gereği olarak görevinden derhal çekilmek zorundadır. Yarın kendisi Anayasa Mahkemesi üyesi olduğunda kendisine müsteşar yardımcılığı koltuğunu ikram eden sayın Binali Yıldırım’ın davası geldiğinde nasıl tarafsız kalabilecektir” dedi. 

Can: Siyasi olarak tartışılabilir
Altan’ın mesai arkadaşı, Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Osman Can da Altan’ın atanmasıyla ilgili olarak “Hukuka aykırı bir prosedürden söz edilemez. Sonuçta 40 yaşını tamamlamış. Yüksek bürokrat. Müsteşarlığa atanıyor oradan da Anayasa Mahkemesi’ne atanıyor. Usul yönünden bir sorun yok ama siyasi olarak tartışılabilir” sözleriyle değerlendirdi. (Radikal)